Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Soru Cevap

Suriye Sahasındaki Siyasi Gelişmeler

Soru:

Amerika ile Türkiye’nin sözde ılımlı unsurları eğit-donat için bir anlaşma imzaladıkları belirtildi. Bu, Amerika’nın Beşşar’ın alternatifini bulmak üzere olduğu anlamına mı geliyor? Amerika, hava desteği yanı sıra sahada da destekleyebileceği uygun güç mü hazırlıyor? Yoksa bu, Amerika alternatif bulana kadar eğit-donat ile bir-iki yıl zaman kazanmak mı? Başka bir deyişle bu, alternatifin yakın olduğu ve ılımlı muhalefetin de destek için hazırlandığı anlamına mı geliyor? Ya da ufukta alternatif görülmüyor, dolayısıyla alternatif hazır olana kadar eğit-donat ile zaman mı kazanmak istiyorlar. Allah mükâfatınızı artırsın.

Cevap:

Cevabın açıklığa kavuşması için Amerika’nın pozisyonuna ve bölge ülkeleri ile yürütülen hareketliliğe bir göz atmak gerekiyor:

1- Obama, Birlik Konuşmasında “ABD’nin Suriye’de ılımlı muhalefete desteği, sadece oradaki çabaya yardımcı olmayacak. Aksine aynı zamanda aşırılık yanlısı ideolojiye karşı gelmek için her yerde insanlara yardımcı olabilir. Bu çaba zaman alacak ve odaklanma gerektirecek” dedi. Devamla “Yurt dışına çok sayıda Kara Birlikleri göndermek yerine şimdi ABD, Amerika’yı tehdit eden teröristlerin güvenli liman bulmalarını önlemek amacıyla Güney Asya’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan ülkeler ile uyum içinde çalışmak niyetindedir.” diye konuştu. [20.1.2015 ]http://iipdigital.usembassy.gov]

Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki Amerika, bölgeye asker göndererek geçmiş deneyimi tekrar yaşamak istemiyor. Aksine bölge devletlerini emrine amade kılmak ve bölge halkından ılımlı ya da uzlaşmacı güçler adında bir kuvvet oluşturmak, Amerikan hedeflerini gerçekleştirmek için bu güçleri desteklemek ve yönlendirmek istiyor. ABD Başkanı, bunu ülkesinin dış politikada izleyeceği bir siyasi çizgi olarak belirledi. Bu nedenle Amerika, İslam’ın yeniden yönetime geri gelmesini önlemek, bölgedeki nüfuzunu korumak ve bölgenin kaynaklarını talan etmek için bölgede yürüttüğü savaşa Kara Birlikleri göndermek istemiyor. Aksine bu savaşta bizzat Müslümanları kullanmak istiyor. Lojistik ya da eğitim görevlerinde bulunmak ve çatışmalara önderlik etmek, hava uçuşlarıyla destek vermek üzere sınırlı kara birlikleri gönderebilir.

2- Amerika, ılımlı muhalefeti, yani kendisine bağlı güçleri geçen yılın yazından itibaren eğitmeye karar verdi. Geçen yılın sonbaharında da resmen bunu kamuoyuna duyurdu. 13 Haziran 2014 tarihinde ABD Başkanı Obama, bu ılımlı muhalefeti silahlandırmak için CIA aracılığıyla yürütülecek gizli görüşmeleri onayladı. 20 Eylül 2014 tarihinde yaptığı şu konuşma ile de bunu kamuoyuna açıkladı: “Washington, askeri de olmak üzere zaten Suriyeli muhalif güçlere yardım sağlıyor. Ama bunun yanında yeni çabalar, ekipman ve Suriyeli muhalif savaşçılara da eğitim vermek istiyor. Böylece muhalifler daha güçlü olsun ve Suriye içinde teröristlere karşı onlar savaşsın.” [20.9.2014 Associated Press] 18 Eylül 2014’de de Kongre, Başkan Obama’nın bu planına onay verdi. ABD Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey, “Saha Komutanlığı benden veya Savunma Bakanı‘ndan Iraklıları ya da yeni Suriyeli güçleri desteklemek için özel birlikler gönderilmesini talep etmesi durumunda ve biz de bu durumun hedeflerimizi gerçekleştirmek için gerekli olduğunu görürsek, o zaman Başkan Barack Obama’dan biz de bunu talep edebiliriz.” dedi. [ 5.3.2015 Sky News]

Amerika, daha önce durumu böyle bir güç oluşturmaksızın Cenevre 1 ve 2 gibi görüşmeler yoluyla çözmeye çalışıyordu. Devrimcilerin temsilcisi olması adına Koalisyonu kurdu. Ama bu Koalisyon, Suriye’deki halkın çoğunluğu tarafından kabul görmedi ve sahada da hiç bir gücü yoktu. Bu yüzden Amerika, Koalisyon konusunda başarılı olamadı. Dolayısıyla devrimcilerin temsilcileri olarak lanse ettiği müzakerecilerin konumunu güçlendirmek için kendine bağlı bir güç oluşturmak istedi. Bu sebeple Amerika, ılımlı Suriyeli güçler oluşturma düşüncesini hemen kabul etti. Hem bunu gerçekleştirmek hem de projelerini reddeden devrimciler ile savaşmak üzere bu ılımlı güçlerin eğitimini de kendisi üstlendi. Bu güçler, rejim ile savaşmayacaktı. Çünkü Suriye rejimi, rejimi sarmalayanlar ve rejimden nemalananlar, kendi ajanıdır. Suriye halkı ve rejime başkaldıran devrimciler ise Amerika birlikte değil, aksine ona karşıdırlar. Bu nedenle Amerika, rejim ve rejim çevresinde yer almayanlardan bir güç ve ajanlar ordusu oluşturmak istiyor ki yeni görüşmelere başlamak için bunların saha gücü olsun. Bunların işleri yürütebilecek ve devrimi dondurabilecek bir alternatif olduklarından emin olmadıkça rejimdeki ajanlarını uzaklaştırmayacaktır.

3- Amerika, bu konuda Amerikan yanlısı Türkiye rejimi ile bir anlaşma imzaladı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki yaptığı açıklamada “Türkiye ile Suriyeli muhalefet gruplarının eğitilmesi ve teçhizatlandırılması konusunda prensip anlaşmasına vardığımızı teyit edebilirim. Daha önce açıkladığımız gibi, Türkiye, ılımlı Suriyeli muhalif gruplara yönelik eğit-donat programı için bölgesel ev sahiplerinden biri olmayı kabul etmişti. Türkiye ile anlaşmayı yakında neticelendirerek imzalamayı bekliyoruz” dedi. [17.02.2015 Sky News] Anlaşma, bundan bir kaç gün önce 30 subaydan oluşan ABD’li askeri bir heyetin Ankara’ya yaptıkları ziyaret sırasında yapılan görüşmelerin ardından geldi. ABD Savunma Bakanlığı, muhalifleri eğitmek için Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar kamplarına 400’den fazla asker göndereceğini duyurdu. Savunma Bakanlığı sözcüsü John Kirby düzenlediği basın brifinginde “Eğit-donat programı için özel tesisler hazırlamak, ihtiyacımız olan ek ve eğitmenler vb. hazırlanması ile ilgili kaynakları belirlemek amacıyla Suudiler ile çalışan bir ekibimiz var.” dedi. Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey de “Bu programın hazırlık aşamasının 3-5 ay ile 8-12 ay arasında bir zaman alabileceğini, IŞİD ve daha sonra da Beşşar rejimi ile savaşmak amacıyla 5000 ılımlı Suriyeli muhalif savaşçının bu program kapsamında eğitileceğini” belirtti. [16.10.2014 Anadolu ajansı] 10 Ekim 2014 tarihinde düzenlenen basın toplantısında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, “Türkiye, Suriyeli muhaliflerin eğitilmesi ve teçhizatlandırılması çabalarını desteklemeyi kabul etti.” dedi. [10.10.2014 Reuters] Suriye’deki durum, Suudi Arabistan, Türkiye ya da diğer ülkeler olsun bölge devletlerini çok endişelendiriyor. Bu nedenle bölgedeki tüm devletler, Suriye’deki bu durumu sona erdirmek istiyor. Çünkü onları etkiliyor. Bu yüzden Amerika ile işbirliği yapıyorlar ve ılımlı muhalif güç oluşturma fikrini destekliyorlar. Ama aynı zamanda da devrimin samimi insanlarına darbe vurmak ve herhangi bir İslami projeyi önlemek için her yönüyle devrimcileri kuşatmaya çalışıyorlar

4- İşte bundan dolayı geçen ay Amerika ile Türkiye arasında anlaşma imzalandı. ABD Dışişleri Bakanlığında üst düzey bir yetkili, anlaşmanın imzalandığı 19 Şubat 2015 günü AFP’ye yaptığı açıklamada “Bu akşam Ankara’da anlaşmanın imzalandığını size temin edebilirim.” diye konuştu. Anlaşmayı, Türk Dışişleri Bakan Yardımcısı Feridun Sinirlioğlu ile ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass imzaladı. 19 Şubat 2015 tarihinde Anadolu Ajansı, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan aktardığına göre “Taraflar, üzerinde mutabakat sağladıkları belgeyi imzaladılar. Eğitip donattığımız unsurların Suriye rejimi güçleriyle ve DEAŞ başta olmak üzere Suriye’deki tüm terör örgütleri ile mücadele etmesi doğal.” dedi. Çavuşoğlu “Altı haftalık da olsa tabii ki biz ateşkesi memnuniyetle karşılarız.” diye de ekledi. 20 Şubat 2015’de Haberler sayfası Türk Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun “Anlaşmanın, Suriye’de Cenevre Bildirisi temelinde gerçek bir siyasi dönüşümün gerçekleştirilmesini, terörizm ve aşırılıkla mücadele konusunda Suriye muhalefetinin güçlendirilmesini ve Suriye muhalefetine tehlike oluşturan tüm unsurlar ile mücadeleyi hedeflemektedir.” dediğini aktardı. Türk Dışişleri Bakanı, “Katar ve Suudi Arabistan’ın topraklarında Suriyeli muhaliflere yönelik eğit-donat programına ev sahipliği yapma niyetlerini açıkladıklarına.” dikkat çekti. 19 Şubat 2015 tarihinde Reuters, isimlerini açıklamamak kaydıyla kendisine konuşan üst düzey üç Amerikalı yetkiliden “Eğit-donat Mart ortasında başlayabilir. Ilımlı Suriyeli muhalefetini destekleme planı çerçevesinde üç yıl boyunca her yıl 5000 Suriyeli savaşçıya eğitim verilecek.” dediklerini aktardı. Böylece Türk Dışişleri Bakanı, sözde ılımlı muhalif güçlerin eğitilmesinin amacının, Cenevre temelinde siyasi dönüşümü gerçekleştirmek ve bu siyasi dönüşümü reddeden ve başka bir şey isteyen unsurlara darbe vurmak olduğunu açıkça beyan etti.

5- Alternatif, sahada ağırlığı olan ve Amerikan projelerine muhalefet eden güçlere darbe vurulduktan ve ılımlı muhalefet adındaki ajan güçlerin onların yerini aldıktan sonra devreye girecektir. Bunun gerçekleşmesi ve alternatifin hazır olması için bu programa üç yıl ömür biçildi. Buradan alternatifin şu an hazır olmadığı açığa çıkıyor. Etkin müzakereler şu an söz konusu değil. Büyük olasılıkla müzakereler, sözde aşırılık yanlısı güçlere darbe vurulduktan ya da pasif hale getirilip etkileri ortadan kaldırıldıktan sonra olacaktır. Bunun için de onların tahminlerine göre üç yıl gerekiyor ve her yıl 5000 Suriyeli muhalif eğitilecek. Erdoğan’ın bu ayın başında Suudi Arabistan’a yaptığı ziyareti de bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Ajanslar, Suriye dosyasının iki lider arasında gündem konusu olduğunu aktardılar. Görünen o ki ziyaretin amacı, ılımlı muhalefeti güçlendirmek ve Amerika tarafından belirlenecek alternatifi desteklemek çalışması ile ilgili koordinasyon yapmaktır. 2 Mart 2015’de Türkiye Haberler sayfası Türkiye Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından aktardığına göre “Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Pazartesi günü [2.3.2015] başkentte Kraliyet Sarayı‘nda bir araya geldi. Somut sonuca ulaşmak için Suriye muhalefetine sunulan desteğin artırılması gerekliliği üzerinde anlaştılar.” Yani Amerikan yanlısı olan bu iki ülke, Suudi Arabistan Kralı Selman ile Erdoğan, ılımlı muhalefet fikrinin başarılı olmasını istiyor. Görünüşe göre somut sonuca ulaşmak için tüm olanaklarını seferber etmek üzere birbirleriyle koordineli çalışacaklardır. Koalisyon gibi olmasını istemiyorlar. Zira Koalisyon somut sonuçlar elde edemediği için bugün Koalisyonun akıbeti, neredeyse bu gücün oluşturulmasına bağlı hale geldi. Amerika ile birlikte bu iki lider, sahada kontrolü sağlayan ve devrimcileri temsil ettiğini iddia eden bir güç oluşturulmadan somut sonuçlara ulaşılamayacağını ve başarısız olacaklarını, dolayısıyla alternatif, müzakereler ve Cenevre gibi konferanslar konusunun gündeme gelemeyeceğini gördüler.

6- Amerika’nın şu an sahaya egemen olan devrimcilerin etkisini sona erdirmek amacıyla kullandığı üsluplardan biri, savaşı durdurmaktır. Çünkü ılımlı olmayan aşırıları hezimete uğratmak ve onların yerine geçmek için seçtiği güçlerin eğitimine fırsat tanımak istiyor. Aynı zamanda rejime karşı verilen mücadeleyi durdurmak, gruplar arasında savaşa yol açacaktır. Bu da onları zayıflatacak ve dolayısıyla hezimete uğratılmalarına katkıda bulunacaktır. Bu nedenle Amerikan planına göre eğitilen ılımlı güçlerin aşırıların yerine geçebilmesi ve ardından da rejim ile ılımlı muhalefet arasındaki görüşmelerin başlayabilmesi için savaşın dondurulması adı altında savaşı durdurmak kaçınılmazdır. Amerika bu planı BM Suriye özel temsilcisi olan, ama aslında Amerikan temsilcisi olan ve onun projesinin bayraktarlığına yapan Staffan de Mistura ağzından dile getiriyor. İki günlük Şam temaslarının ardından yaptığı açıklamada de Mistura, “Cumhurbaşkanı Esed, çözümünün parçasıdır. Onunla çok önemli tartışmalar yapmaya devam edeceğim. Esed halen Suriye’nin devlet başkanıdır, ortada bir hükümet var. Suriye’nin büyük bir kısmı hâlâ bu hükümetin kontrolü altında” dedi. Ardından “Tek çözüm, siyasi çözümdür. Anlaşma olmadığı takdirde tek karlı çıkacak taraf, IŞİD’dir.” diye kaydetti. [13.2.2015 AFP] Amerika, de Mistura üzerinden Cumhurbaşkanı Beşşar’ı tanıyor, onunla görüşmeler yapıyor ve çözümün de siyasi olması gerektiğini söylüyor. Bu yüzden ajanı Beşşar’a karşı savaşı durdurmak istiyor. Bu da Amerika’nın, şu an değil de eğittiği bu kuvvetlerle görüşmeler yürüttükten sonra Beşşar’ın kaderini belirleyeceğini gösteriyor. Amerika, savaşı durdurup kendisine bağlı ılımlı güçlerin saha hâkimiyetini sağlamalarına olanak vermedikçe, sonra da alternatif sunarak rejim ile ılımlı muhalefet arasında yeniden görüşmeler başlamadıkça Esed’i devirmek istemiyor.

7- Özetle, alternatifin hazır ve Beşşar’ın günlerinin de sayılı olduğunu en azından şu an söyleyemeyiz. Aksine Beşşar, yeniden müzakereler başlayana ve mevcut durumun şekillenmesi üzerinde anlaşma sağlayana kadar bu aşamada kalıcı gibi görünüyor. Amerika’nın hazırlamaya çalıştığı ılımlı güçler de kısa süre içinde hazır olamazlar. Aksine en az bir yıl sürecek. Yani 5.000 kişinin eğitilmesiyle ilk aşama tamamlandıktan sonra ancak hazır olabilecekler. Amerika, bu güçlerin hazırlanması için savaşı durdurmaya çalışıyor ki bu güçler, Suriye içinde sahada var olsunlar, Amerika’nın radikal kabul ettiği hareketlere karşı mücadeleye başlasınlar. Sonra da rejim ile ılımlı muhalefet içindeki Amerikan ajanları arasında görüşmeler yeniden başlasın. Ardından alternatif sunulsun, tarafların hükümet oluşturma ve bunun için düzenlemeler görüşülebilsin.

Bu, Amerika ile yandaşları ve müttefiklerinin planlarıdır. Bu, onların tuzak ve hileleridir. Ama Allah’ın da gecesini gündüzüne katan, Allah Subhânehu ve Teâlâ‘ya sadık, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e inanmış yiğit insanları var. Bunlar, Allah’ın vaadini ve yaşadığımız bu ceberut yönetimden sonra Raşidi Hilafeti kurarak Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmek için tüm güçleriyle çalışıyorlar. O zaman işte onların hile ve tuzakları toz duman olup gidecektir:

وَقَدْ مَكَرُوا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللَّهِ مَكْرُهُمْ وَإِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ “Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah’ın elindeydi.” [İbrahim 46]

H.22 Cumâde’l Ûlâ 1436

   
13.03.2015
   



...:-

Soru Cevap: Suriye Sahasındaki Siyasi Gelişmeler