Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Soru Cevap
Rusya’nın Ukrayna Saldırısı, Boyutları ve Yansımaları

Soru:

Tüm göstergeler, Ukrayna’daki mevcut krizin aslında Rusya-Ukrayna uyuşmazlığından ziyade Rusya-Batı krizi olduğunu gösteriyor. Bazıları bunu, 1939’da Nazi Almanya’sının, İkinci Dünya Savaşı patlak verene kadar parça parça Çekoslovakya’yı, daha sonra da Polonya’yı işgal etmesine benzetiyor. Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan ve halen devam eden Ukrayna saldırısı, bir dünya savaşına yol açabilir mi? Askeri müdahalede bulunmayarak Amerika ve Avrupa’nın yaptırım tepkisi, Rusya’nın Ukrayna saldırısıyla uyumlu mu? Yoksa Rusya, adım adım Ukrayna bataklığına mı çekiliyor? Eğer öyleyse, amaç ne? Teşekkür ederim.

Cevap:

Sorularla ilgili portreyi netleştirmek için aşağıdaki hususlara bir göz atacağız:

Birincisi: Geçtiğimiz günler, su götürmez bir şekilde Rusya Devlet Başkanının megalomani hastalığına yakalandığını kanıtladı. Putin, mevcut uluslararası konjonktürde Rusya’nın, Amerika’nın yanında süper bir güç olarak uluslararası statüsüne yeniden kavuşabileceğine inanıyor. Batının Rusya’ya davranışını, uluslararası konularda marjinalleştirilmesini ve NATO’nun doğuya doğru genişlemesini sert bir dille eleştirdi. 1997’den sonra NATO üyesi olan Polonya, Romanya ve diğer Doğu Avrupa ülkelerinden ABD askeri üslerinin kaldırılması çağrısında bulundu. Bu megalomaninin net ve açık belirtileri şunlardır:

1- Putin, Fransa, Almanya ve İran liderlerini ve bundan kısa bir süre önce de Türkiye Cumhurbaşkanını diplomatik teamüllere aykırı bir şekilde kabul etti. Bazıları, Rusya’nın zafer sembolleriyle dolu olan salonlarında bir süre bekletildi. Havaalanına indiğinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron’dan PCR testi yaptırması istendi. Putin, bu ülkelerin liderlerini 6 metrelik büyük bir masada ağırladı. Oysa aynı dönemde Moskova’yı ziyaret eden Kazakistan ve Belarus cumhurbaşkanları ile yakın mesafede görüştü. Basın açıklamasının ardından arkasını dönerek Alman şansölyesi Scholz’a gelmesi için eliyle işaret yaptı!

2- Açık ve net bir şekilde Putin’in bakış açısına göre, Ukrayna bir devlet değildir. Rusya, Ukrayna’ya bir devlet kurması için topraklarından vermiş ve 150 milyar dolar ile onlarca yıl desteklemiştir. Putin, Ukrayna yöneticilerini iktidar işgalcileri olarak tanımlıyor. Bütün bunlar gösteriyor ki Putin, Avrasya bölgesinde (Avrupa ve Asya’nın birleştiği yerde) egemen güç olarak sadece Rusya’yı görüyor. İşte Avrasya bölgesine bu bakış açısı ve Rusya’nın Avrasya’daki konumu, Putin’i 2022’nin başında Kazakistan’da patlak veren ayaklanmayı bastırmak için Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü askerlerini bu ülkeye göndermeye mecbur etti…
3- Putin, tüm Avrupa ülkelerinin aşağılanmasını umursamadı. Avrupa’nın güvenliğinin Avrupalılar tarafından sağlanması gerektiğini söyleyen başta Fransa olmak üzere diğer bazı Avrupa ülkelerinin yaygın eleştirilerine rağmen Putin, Rusya’nın Avrupa’daki güvenlik garantilerini Amerika’dan istedi. Çünkü kendisini Avrupa ülkelerinin değil Amerika’nın dengi görüyor. Rusya ziyareti sırasında arabuluculuk teklifinde bulunan Macron’a Fransa’nın NATO’ya liderlik etmediği yanıtını verdi…

İkincisi: Kremlin’den yapılan açıklamada, 28 Şubat 2022’deki telefon görüşmesinde Rusya Devlet Başkanı Putin’in Fransız mevkidaşı Macron’a, Batı’nın Kırım yarımadası üzerindeki Rus egemenliğini tanımasının, Ukrayna’nın askerden ve Nazilerden arındırılmasının ve tarafsız statüsünün sağlanmasının Ukrayna’daki savaşı sona erdirmenin ön koşulları olduğunu söylediği bildirildi. (28.02.2022 AFP)
22 Aralık 2021 tarihli soru cevapta demiştik ki: “Dolayısıyla mevcut kriz, Rusya’nın şunları hedeflediğini gösteriyor: Birincisi, Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunun sorgulanmaması, aksine Amerika ve Avrupa’nın bunu olmuş bitmiş bir olgu olarak tanımasını, ikincisi, Ukrayna’nın doğusunun Ukrayna yönetiminin dışında kalması, Rusya’nın bir parçası olarak kabul edilmesi, üçüncüsü ve en etkilisi ise, Ukrayna’nın NATO’ya girmemesi ve bunun için özellikle de NATO ile Ukrayna arasında Karadeniz’de gerçekleştirilen ortak askeri tatbikattan sonra güvenceler verilmesi.” Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, “Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri, belirlenen hedeflere ulaşılana kadar askeri operasyonları yürütmeye devam edecek. Batılı ülkelerin, NATO üyesi olmayan eski SSCB ülkelerinde askeri tesislerin oluşturulmasından vazgeçmesi gerekiyor. Bizim için esas olan Rusya Federasyonu’nu, Ukrayna halkını ülkemize karşı mücadelede kullanmaya çalışan Batılı ülkelerin oluşturduğu askeri tehditten korumaktır.” (01.03.2022 Anadolu Ajansı) açıklamalarıyla bu dediğimizi doğruladı. Dolayısıyla bu kriz, son zamanlarda ortaya çıkan en büyük küresel krizlerden biri. Kriz, Rusya ile Batı arasında şiddetli bir çatışma yaratacaktır. Bu nedenle hedeflerine ulaşana kadar Rusya’nın durması pek olası değil, yoksa kaybı korkunç olur… Batının bu şartları kabul etmesi de olanaksız… Bu nedenle mevcut konjonktür, bu krizin şiddetini daha da tırmandırdı, öyle ki kriz, nükleer silah tehdidi boyutuna bile ulaştı. Kremlin Sözcüsü Peskov, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rus Nükleer Caydırıcı Kuvvetleri’ne özel alarm durumuna geçme talimatı verdiğini söyledi.” (28.02.2022 TASS) Caydırıcı kuvvetler, saldırı değil savunma amaçlı nükleer silahlara sahiptir. Stratejik caydırıcı kuvvetler, stratejik saldırı kuvvetleri ve stratejik savunma kuvvetleri olmak üzere ikiye ayrılır. Rusya Savunma Bakanlığı, “Ülkedeki stratejik füzelerin yanı sıra Kuzey ve Pasifik filolarının savaş durumuna geçtiğini duyurdu.” (28.02.2022 Novosti) Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Batı’nın Rusya’ya yasal bağlayıcılığı olan güvenlik garantileri sunmaya hazır olduğunu henüz görmediklerini belirterek, “Bu hedeflere ulaşmak, bizim için ilkesel önem taşıyor.” sözleriyle Rusya’nın bu taleplerini doğruladı. (01.03.2022 TASS) Dolayısıyla Rusya’nın bu durumda hedeflerinden geri adım atması söz konusu değil… Ukraynalıların güçlü bir direniş sergilemeleri ve Afgan mücahitlerinin 1980’lerde Sovyetler Birliği’ne karşı yaptığı gibi direnişlerine devam etmeleri müstesnadır.

Üçüncüsü: Amerika’nın duruşu: Amerika’nın hokkabazlık ve provokasyonlarla Rusya’yı Ukrayna bataklığına çekmek için her türlü çabayı gösterdiği besbelli:

1- ABD, Rusya’nın güvenlik garantisi taleplerine yanıt vermeyerek, Rusya’yı Ukrayna’da açmaza düşürmeye çalıştı. Ukrayna hükümeti de, doğusundaki Donbass bölgesine düzenlediği saldırılarla Rusya’yı ajite etti. Amerika açıklamalarıyla Rusya’yı daha da kışkırttı. ABD Başkanı Biden, 19 Ocak 2022’de düzenlediği bir basın toplantısında, “Tahminim (Putin) yakın zamanda harekete geçecek, bir şey yapmak zorunda… Rusya eğer işgale kalkışırsa bundan kesinlikle sorumlu tutulacaktır. Vereceğimiz yanıt ne yapacaklarına bağlı. Sayın Putin işgalin karşılığında çok ciddi ve büyük bir bedel öder. Bunu yaptığı için pişman olacak” dedi. (20.01.2022 CNN) Ardından ismini vermeyen Ukraynalı bir yetkili CNN’e yaptığı açıklamada, “Biden, Rusya işgaline yeşil ışık yakıyor. Kiev bu açıklamalar karşısında şokta!” ifadelerini kullandı.

2- Rusya’nın Ukrayna’ya askeri operasyon başlatması hakkında ABD Başkanı Biden, “Bizim güçlerimiz Rusya ile Ukrayna’da çatışmaya girmeyecek. Ama NATO müttefiklerimizi kesinlikle doğuda koruyacağız.” dedi. Pentagon, ABD Başkanı Biden’ın talimatı üzerine 7 bin ek askeri Almanya’ya konuşlandıracaklarını açıkladı. ABD daha önce de Polonya ve Almanya ile Romanya’ya 5 bine yakın asker sevk etmişti. Ayrıca Biden Rusya’ya karşı bir yaptırım paketi de açıkladı. Biden, “Askerlerimiz Avrupa’ya Ukrayna’da çatışmak için değil, NATO müttefiklerimizi korumak için gidiyor.” ifadesini kullandı. (24.02.2022 el-Cezire) ABD Başkanı Biden, Birliğin Durumu konuşmasında, “Askerlerimiz Avrupa’ya Ukrayna’da savaşmak için değil, Putin’in batıya ilerlemeye karar vermesi durumunda NATO müttefiklerimizi savunmak için gidiyor. ABD ve müttefikleri kolektif güçlerinin tüm gücüyle NATO ülkelerinin her bir santim toprağını savunacaktır” ifadelerini kullandı. (02.03.2022 el-Cezire) Biden, Avrupa ülkeleri ve Kanada’nın yaptığı gibi NATO hava sahasının Rus uçaklarına kapatıldığını duyurdu. ABD Başkanı’nın bu açıklamaları Rusya’yı tahrik etti ve Rusya’yı Ukrayna’da askeri operasyon yürütmeye ve sürdürmeye itti. Bunu NATO’nun açıklamaları izledi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 1 Mart 2022’de Polonya Devlet Başkanı ile başkent Varşova’da düzenlediği basın toplantısında, “NATO müttefikleri çeşitli askeri destekler veriyor. Ancak NATO çatışmanın parçası olmayacak. NATO, Ukrayna’ya asker göndermeyecek veya Ukrayna hava sahasında uçak uçurmayacak. NATO bir savunma örgütüdür, Rusya’yla savaş istemiyoruz. Ukrayna’ya olabildiğince yardım etmeye çalışıyoruz ve NATO müttefikleri Rusya’ya ağır bir maliyet yükledi.” dedi. (01.03.2022 Anadolu Ajansı) Stoltenberg, tam olarak Amerikan görüşünü dile getirdi…

3- Amerika, Rusya’ya provokatif bir şekilde davranıyordu. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un 21 Ocak 2022’de Cenevre’de ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile görüşmesi bekleniyordu, ancak Blinken ziyareti iptal etti. “ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Moskova’nın Ukrayna’nın iki ayrılıkçı bölgesinin bağımsızlığını tanımasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile 24 Şubat Perşembe günü planlanan görüşmeye katılmayacağını açıkladı. Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba’yı Washington’da ağırlayan Blinken, düzenledikleri ortak basın toplantısında, “İşgal gerçekleştiğine göre artık görüşmenin bir anlamı kalmadı dedi.” (23.02.2022 El Beyan) Toplantı yapılmadan önce iptal edildi. Sonra Amerika, peş peşe kışkırtıcı bir şekilde Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğine dair uyarılar yapmaya başladı. Rusya ise, Ukrayna’yı işgal etmek niyetinde olmadığını açıkladı. Washington, sanki Rusya’yı Ukrayna işgaline itercesine provokatif açıklamalarda bulundu. Amerika’nın NATO üyesi olmadığı için Ukrayna’da savaşmayacağına dair açıklamaları, Rusya’yı Ukrayna işgaline doğru iterken,  aynı zamanda Amerika, her gün uçaklarla Ukrayna’ya askeri teçhizat ve “Stinger” füzeleri (MANPADS) sevkiyatı gerçekleştiriyordu!

4- Daha sonra Amerika, yakında Rus işgalinin başlayacağı ile ilgili açıklamalarının tonunu artırdı. İstihbarat bilgilerine dayanan bu açıklamaları, uluslararası risk duygusunu daha da artırdı. ABD Başkanı Biden, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, sözcüleri hatta Amerikan gazetelerinden yapılan açıklamaların etkisiyle herkes, her an Rus işgalini bekler hale geldi. Ukrayna ile ayrılıkçılar arasındaki tartışmalı Donbass bölgesindeki AGİT Ukrayna Özel İzleme Misyonu’ndaki personelini geri çeken ABD, Ukrayna’da savaş tehlikesini daha da artırdı. Bu Amerikalı personel, AGİT’in bir parçasıdır. Rusya, bu personelin geri çekilmesinden büyük bir rahatsızlık hissetti. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zakharova’nın bakanlığın sitesinde yayınlanan açıklamasında, “AGİT Dönem Başkanlığı ve AGİT Genel Sekreteri katılımcı devletlere, ‘bir dizi ülkenin’ AGİT Ukrayna Özel Gözlem Misyonu’nda çalışan personelini ‘kötüleşen güvenlik koşulları nedeniyle’ geri çekme kararı hakkında bilgi verdi. Bu kararların bizde ciddi endişelere yol açmaması mümkün değil” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “Misyonun kasıtlı olarak Washington tarafından körüklenen militarist psikoza sürüklendiğine ve olası bir provokasyon için araç olarak kullanıldığına” dikkat çekildi. (13.02.2022 Sada El Balad) Diğer bir deyişle, Rusya, Amerika’nın 2015’ten beri soğumaya bırakılmış Donbass’taki çok hassas çatışmayı alevlendirmek istediğini görmüş olabilir.

5- Amerika’nın Rusya provokasyonlarındaki bu artış, Amerika’nın diğer açıklamasıyla aynı zamana denk geldi. ABD, Rusya’nın gazı kesmesi veya Ukrayna’dan geçen boru hatlarının savaştan etkilenmesi beklentisiyle Rus doğal gazına alternatif olarak Avrupa kıtasına gaz temin ettiğini söyledi. Bu, Rusya’nın Avrupa pazarından mahrum olacağı, Amerikan ve Katar gazının, Asyalı ithalatçıların, özellikle de vadeli işlemler sahibi Japonların Rus gazına alternatif olabileceği anlamına geliyor. Kaldı ki kış bitmek ve bahar gelmek üzeredir, dolayısıyla doğalgaza olan ihtiyaç biraz azalacaktır… Sonra Rusya’nın Uzak Doğu’sunda çok tehlikeli olaylar yaşandı. Rusya Savunma Bakanlığı, Rus karasularında Kuril Adaları yakınlarında ABD Donanması’na ait bir denizaltının görüldüğünü, denizaltıyı tespit eden Rus Donanmasının, denizaltı mürettebatına ulusal sulara girdiğini bildirmek için hem Rusça hem de İngilizce sesli uyarılar gönderdiğini, yaklaşık üç saat süren çabalar sonucunda denizaltının Rus sularından uzaklaştırıldığını duyurdu. Kuril Adaları, Japon adalarıdır. Rusya, İkinci Dünya Savaşı sırasında işgal etmişti. Japonya hala adaları geri istiyor. Rusya’nın, Japonların bu talebine cevap vermemesi nedeniyle 1945’ten beri Tokyo, Rusya ile hiçbir ateşkes anlaşması imzalamadı. Başka bir deyişle, Japonya 1945’ten beri Rusya ile resmen savaş halinde. Bu yüzden Rusya, Amerika’nın Japonya’yı Kuril Adaları’nı işgale yönlendirebileceğinden korktu.

6- Böylece Rusya, Ukrayna çamuruna batana kadar Amerika provokasyonunu adım adım tırmandırmaya devam edecek. O zamana kadar Amerikan provokasyonlarıyla birlikte İngiliz provokasyonları da sürecek. Almanya’nın Kuzey Akım’ı durdurması gibi Avrupa da provokatif eylemlerde bulunuyor. Ukrayna’daki savaşla ilgili Amerika’nın Rusya’ya yönelik tahriki sürüyor. Rusya’yı etkili bir şekilde tehditten ziyade sadece yaptırım niyetiyle yetiniyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Rusya’nın askeri hazırlıklarını “başarılı” bir Ukrayna işgalinin ön hazırlığı olarak nitelendirdi! Ukrayna’nın NATO üyeliği ve Batıdan daha fazla silah yardımı çağrısı, Rusya’nın riskler yığınını artırıyor ve hızlandırıyor. Rusya için Ukrayna ile ilgili güvenlik risklerini giderebileceği tek açık kapı kalana kadar bu riskler devam edecek. O açık kapı da işgal, savaş ve bataklığa batmaktır. Rusya’yı Ukrayna tuzağına düşüren Amerika’nın istediği de bu. Rusya, kendi ahmakça planının tuzağına düştükten sonra bugün bu gidişatı durdurabilecek yetenekte görünmüyor!
Dördüncüsü: Avrupa’nın duruşu: AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 22 Şubat 2022’de, Rusya’nın Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanıdığı günün, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın en kara günü olduğunu söyledi. Bir kaç gün önce de İngiltere Başbakanı Johnson, Rusya ile yeni bir stratejik rekabete girdiklerini, rekabetin tüm nesile uzanabileceğini kaydetti. Bütün bunlar, kapıyı nükleer tehdit de dâhil olmak üzere tüm olasılıklara açık bırakıyor.

Bununla birlikte Avrupa, durumu yatıştırmaya ve Rusya ile anlaşmaya çalıştı. Fransa ve Almanya liderleri Rusya ile temas kurdu. Fransa Cumhurbaşkanı Macron Moskova’yı ziyaret etti ve Putin ile birkaç kez telefonda görüştü. En son, Rusya’nın Ukrayna askeri operasyonundan sonra Putin ile telefonda görüştü. Elysee Sarayı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, “Macron, Putin’e uluslararası toplumun Ukrayna’ya saldırının sona ermesi talebini iletti ve acil ateşkes uygulanması gerektiğini söyledi. Macron, görüşmede Putin’den sivillere ve yerleşim yerlerine yönelik saldırıların durdurulması, sivil altyapının tamamının korunması ve kara yollarının ve özellikle Ukrayna’nın başkenti Kiev’in güneyindeki araç yolunun güvenliğinin sağlanmasını istedi.” (28.02.2022 AFP) Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Moskova’yı ziyaret etti ve Putin ile görüştü. Scholz görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Avrupa’daki güvenlik sorunlarının sadece Moskova ile birlikte hareket edilmesi durumunda çözülebileceğini ifade etti… Diyalog içinde olmanın önemine dikkat çeken Scholz, Ukrayna krizinde diplomatik imkânların henüz tükenme noktasında olmadığını belirtti.” (15.02.2022 Russia Today) Buna rağmen Avrupa, Amerika’nın istediği gibi Ukrayna krizine fiili olarak bulaşmış oldu. Tamamen Ukrayna’nın yanında yer aldığını açıklamak zorunda kaldı. Askeri teçhizat ve gelişmiş silahlarla Ukrayna’yı destekledi. Çeşitli alanlarda Rusya’ya yaptırımlar uyguladı, asker göndermeden Rusya’ya karşı topyekûn bir savaş başlattı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, 26 Şubat 2022’de Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, “Rus saldırısı bir dönüm noktasıdır… Putin’in işgalci ordusuna karşı savunmasında Ukrayna’yı desteklemek için elimizden gelenin en iyisini yapmak görevimizdir. Bu nedenle Ukrayna’daki arkadaşlarımıza 1000 adet tanksavar silahı ve 500 adet Stinger füzesi ulaştırıyoruz.” dedi. Scholz, Federal Meclis’te düzenlenen özel oturumda yaptığı konuşmada, “Ukrayna işgaliyle dünya artık önceki dünyayla aynı değil. Savunma harcamaları için 100 milyar avroluk özel bir fon kuruyoruz. Fonları gerekli yatırımlar ve silahlanma projeleri için kullanacağız.” dedi. Alman Şansölye bundan böyle her yıl gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde ikisinden fazlasını savunmaya yatıracaklarını kaydetti. Alınan önlemlerin özgürlük ve demokrasinin korunması için olduğunu ifade eden Scholz, “Ülkemizin güvenliğine önemli ölçüde daha fazla yatırım yapmamız gerekecek. Bu büyük bir milli çaba.” diye konuştu. (27.02.2022 AFP) Scholz, Rusya’nın askeri operasyonunun ardından Rusya’dan Almanya’ya Baltık denizi üzerinden ulaşan “Kuzey Akım 2” doğalgaz boru hattı çalışmalarını durdurduklarını açıkladı. 27 Şubat 2022’de Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Birliğin Ukrayna ordusuna 450 milyon avro değerinde silah, 50 milyon avro değerinde koruyucu ekipmanlar gibi askeri malzeme yardımı yapmaya karar verdiğini ve bunun AB tarihinde bir ilk olacağını vurguladı. Borrell, bunların Avrupa barış tesisi fonu ve hükumetlerarası fondan finanse edileceğini belirtti. (28.02.2022 Anadolu Ajansı) Avrupa Birliği’nin Brüksel’deki olağanüstü oturumunda AB Konseyi Başkanı Charles Michel “Bu yaptırımların bize de maliyeti olacak. Bu maliyeti ödemeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin son krizden sonra güvenlik konularındaki çalışmalarını artırması gerektiğini vurguladı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de “Savaşın yıllar sonra Avrupa’ya geri döndüğünü, Avrupa’nın kaderinin tehlikede olduğunu belirtti.” (01.03.2022 El Cezire) Bu açıklamalardan Avrupa’nın bu savaşa bulaştığını anlıyoruz. Gaz ve petrol gibi enerji kaynaklarını kaybetmesi, büyük ekonomik kayıpları dışında İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra elde ettiği barışı alt üst etti ve Rusya’nın tehdidi altına soktu. Avrupa Birliği, kullandığı doğal gazın yaklaşık yüzde 40’ını ve petrolün yüzde 27’sini Rusya’dan tedarik ediyor. Amerika, Avrupa’nın yüksek maliyetli ve düşük kaliteli ABD gazına bağımlı hale gelmesini arzuluyor. Kuzey Akım 2 boru hattı, yaklaşık yüzde 25 daha düşük bir maliyetle Avrupa’nın dış talebinin üçte birini karşılayacaktı. Putin, Almanya Şansölyesi Scholz ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “İster sanayide isterse konutta olsun Almanlar, Rusya’dan (cari fiyattan) beş kat daha düşük fiyatına gaz alıyorlar. 3-5 kat daha yüksek fiyata gaz almaya hazırlar mı? Bu nedenle, Kuzey Akım 1 projesini destekleyen eski Almanya Şansölyesi Schröder’e teşekkür edilmeli. Kuzey Akım 1 üzerinden Almanya, yaklaşık 55 milyar metreküp doğalgaz tedarik ediyor ve bu gaz vadeli sözleşmelerle sağlanıyor” ifadelerini kullandı.” (15.02.2022 Russia Today) Putin, Almanya’nın Rusya pazarının yüzde 60’ını oluşturduğunu belirtti. Putin, Avrupa’yı Rusya ile işbirliğine teşvik etmek, Amerika’nın yanında yer almamak, Avrupa tarafından güvenliğini sağlamak için Avrupa’da gözü olmadığını belirtmek amacıyla bu açıklamayı yaptı.

Beşincisi: Çin’in duruşu: Çin bu konuda Rusya’ya daha da yakınlaştı. Batılı ülkelerin Rusya’nın güvenlik taleplerini ciddiye alması gerektiğini söyleyerek Rusya’yı destekledi. Ukrayna politikasına uluslararası destek sağlamak için Rusya Devlet Başkanı Putin, Pekin’i ziyaret etti (Kış Olimpiyatları). Putin, 2 Şubat 2022’de Çin Devlet Başkanı ile bir araya geldi. Çin, Rusya Devlet Başkanı Putin ile imzaladığı ortak açıklamada Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı olduğunu duyurdu. İki ülke (Rusya ve Çin), Amerikan hegemonyası karşısında aynı pozisyonda olduklarını açıkladılar ve uluslararası çok kutupluluk çağrısı yaptılar. Uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını belirttiler. Rus gaz ve petrolüne yatırım yapmak, iki ülke arasındaki ticaret alışverişini artırarak yıllık 200 milyar dolara çıkarmak için büyük anlaşmalar imzaladılar. Ancak görünen o ki Çin, Tayvan’ın ilhakıyla ilgili benzer bir adım atıp atmama konusunda Rusya’nın Ukrayna’da akıbetinin ne olacağını bekliyor. Çin’de Twitter’ın Çince versiyonunda “Tayvan’ı geri almanın tam zamanı olduğuna” dair sesler yükselmeye başladı. Tayvan’ı zorla istila ettiğinde benzer bir süreçle karşılaşmamak için Rusya’ya uygulanan yaptırımları reddetti. Çin, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri saldırısını kınayan karar tasarısında çekimser kaldı. Karşıt bir Batı kampanyasıyla karşı karşıya kalmamak için çekimser kalmayı yeğledi. Böylece BM Genel Kurulunun Rusya’yı kınayan karar tasarısında çekimser oy kullanarak Rusya’yı desteklemediği ortaya çıktı. Bilindiği gibi Çin, Rusya’nın Ukrayna işgalini eleştirmedi. Amerika’yı suçladı, ancak istikrar ve toprak bütünlüğü ilkelerine vurgu yaptı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Ukraynalı mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Çin’in, Rusya ve Ukrayna’yı müzakere yoluyla çözüm bulmaya davet ettiğini belirterek çatışmada birinci önceliğin gerilimin artmasını ya da kontrolden çıkmasını engellemek olduğunu söyledi.” (01.03.2022 TASS) Çin Dışişleri Bakanı, Çin’in yaptırımlara karşı olduğunu açıkladı. Wang, “Çin’in sorunların yaptırımlar yoluyla çözülmesini desteklemediğini, uluslararası hukuka dayanmayan tek taraflı yaptırımlara karşı çıktığını belirtti.” (27.03.2022 TASS)

Altıncısı: Özetle:

1- Amerika, topyekûn ya da yarı Ukrayna işgaliyle Rusya’yı açmaza düşürdü (başarılı oldu)... İster sadece doğu Ukrayna işgaliyle yetinsin, isterse Ukrayna’nın tamamını veya bir kısmını işgal etsin Rusya, yıllarca iç gerilimlerle, siyasi, ekonomik ve askeri sarsıntılarla karşı karşıya kalacaktır… Putin’in iktidarının etkilemesi de olasıdır…

2- Ayrıca bu sarsıntı, çöküş derecesine varmasa da, uluslararası statüsünü de etkileyebilir! Amerika ve ardından Avrupa’nın baskılarıyla Rusya’nın egemen ülkelere saldırıda bulunduğunu gösteren uluslararası kampanya genişledi. Amerika ve Avrupa ülkeleri, Asya ve Afrika’daki birçok egemen devlete saldırılarda bulunduklarını unuttular ya da unutmuş gibi yaptılar… Rusya’sı, Amerika’sı ve Avrupa’sı, bütün bu ülkeler, aynı perspektiften hareket ediyorlar, insan hayatına zerre kadar değer vermiyorlar!

3- Bu saldırıların, soruda geçtiği gibi, Nazi Almanya’sının 1939’da parça parça Çekoslovakya’yı işgalinden sonra İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi gibi üçüncü dünya savaşına yol açar mı meselesine gelince, durum biraz farklı... Çünkü üçüncü dünya savaşı nükleer savaştan kopuk olamaz. Zira bu ülkelerin hepsi, nükleer silahlara sahip. Nükleer silahları kullanmadan önce binlerce kez düşünebilirler. Nükleer silahları başkalarını yok ettiği için değil aksine zararının kendilerine dokunabileceği için tereddüt ederler, zira onların gözünde başkalarının hiçbir bir değeri yoktur. 2 Mart 2022’de El Cezire televizyon kanalına konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Üçüncü dünya savaşı çıkma riskiyle ilgili bir soruya yanıt olarak, beş daimi üyenin liderlerinin dünya savaşına izin vermeyen bir bildiriye imza attıklarını söyledi. Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer silahların kullanılacağı yıkıcı bir savaş olacak. ABD Başkanı (Joe) Biden deneyimli bir adam ve daha önce savaşa tek alternatifin yaptırımlar olduğunu söylemişti. Aynı Lavrov, zararı Rusya’ya uzak, diğerlerine yakın olduğu sürece bir nükleer santrali bombalamakta hiçbir mahzur görmediklerini söyledi! El Cezire’de bugün şöyle bir haber yer aldı: “Ukrayna, Rusya’nın Zaporizhzhya Nükleer Santralı’nı bombaladığını iddia etti. Saldırı sonucu çıkan yangının daha sonra kontrol altına alındığı belirtildi. Ancak Ukrayna Devlet Acil Durumlar Servisine göre, çıkan yangında hayatını kaybedenler oldu. Rusya Savunma Bakanlığı ise, Ukrayna güçlerini sorumlu tuttu… (04.03.2022 El Cezire)

4- Bunlar, günümüz dünyasının büyük güçleridir, orman canavarlarıdır, güçlü olan zayıf olanı yer. Yardım isterlerse yardımcısı olmaz… Tarih tekerrür ediyor. Bugün büyük güçlerin mücadelesi, tarihte Persler ve Romalılar arasındaki savaşı andırıyor. Bu durum ancak Allah’ın indirdiği ile hükmedilirse ve Allah yolunda cihat edilirse düzelebilir. Zayıflar korunacak, mazlumlara adil davranılacaktır. Sonra Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği Hilafet geri gelecektir:
«ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ  “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.” Raşit Halife Ebu Bekir El Sıddık’ın dediği gibi Hilafette, güçlü olan ondan hak alınıncaya zayıf olacaktır. Kenzül Ummal fi Sünen el Akval ve el Ef’al adlı eserde Abdullah ibn Akim’den rivayet edildiğine göre, Ebu Bekir’e biat edilince, minbere çıktı, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in makamından bir basamak aşağı indi, Allah’a hamdü senâ etti, sonra şöyle dedi:
وَأَنَّ أَقْوَاكُمْ عِنْدِي الضَّعِيفُ حَتَّى آخُذَ لَهُ بِحَقِّهِ، وَأَنَّ أَضْعَفَكُمْ عِنْدِي الْقَوِيُّ حَتَّى آخُذَ الْحَقَّ مِنْهُ  “Benim nezdimde sizin en kuvvetliniz, hakkını alıncaya kadar, zayıf olan kimsedir. En zayıfınız da ondan başkasının hakkı alınıncaya kadar, güçlü kimsedir.” Daru’l İslam’da iyilik işte böyle yayılacak.
وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ  “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]

H.01 Şaban 1443

   
04.03.2022
   



...:-

Rusya’nın Ukrayna Saldırısı, Boyutları ve Yansımaları