Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Yürüyüşler: Amerika’yı Kovun, Hainleri Devirin, Hilafeti Kurun

17 Nisan 2011 Pazar Günü Öğleyin Saat 15:00

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Pakistan’ın hain yöneticileri, tüm sınırları aştılar. Amerika’nın elini ülkede ve bölgede güçlendirdiler. Şayet bu yöneticiler, Amerika ile gizli ittifaklar yapmamış olsalardı böyle olmazdı. Zira bu hain yöneticiler, genel alanlarda, ibadet mekanlarında, okullarda, emniyet ve ordu kurumlarında ve pazarlarda katliam ve bombalama cürümlerini işleyen Amerika’nın özel askerî örgütlerine kapıları açtılar. Nitekim Raymond Davis, sadece koca buz dağının görünen bir kısmıdır. Bu hain yöneticiler, kabileler bölgesindeki Müslümanların evlerini başlarına yıkmaları için Amerikan hava kuvvetlerinin insansız uçaklarına Pakistan’da kolaylıklar sağladılar. Bu hainler, Amerikan deniz piyadelerinin sınır yakınlarındaki Belucistan’da konuşlandığı bir sırada Pakistan ordusunun liderliğinde Amerikan ordusundaki subayların, tüm mahallelerin genelinde dolaşmasını sağladılar. Bu yöneticilerin hıyanetlerinden biri de kendileri klimalı konteynerlerde otururlarken Amerikan istihbarat birimlerinin, ülkede terör operasyonları yürütmesine izin vermeleridir. Yine bu yöneticiler, korunaklı Amerikan büyükelçiliklerine ve konsolosluklarına, hain yöneticiler adına emriler çıkararak ülkenin işlerini idare etmelerine izin verdiler. Ayrıca bu yöneticiler, Pakistan üzerinden geçen ve Afganistan ile Pakistan’daki haçlı Amerikalılara içki, gıda ve patlayıcı maddeler de dahil silah temin eden ikmal hatlarının güvenliğini sağladılar!

Sanki bu cürümler yetmiyormuş gibi hain yöneticiler, açgözlü kapitalizmin ekonomik sistemini tatbik ederek on milyonlarca Müslümanın temel ekonomik ihtiyacını temin etmekten imtina ettiler. Halbuki Pakistan, altın, kömür ve bakır da dahil gerçekten muazzam tabii kaynaklara sahiptir. Ayrıca bu yöneticiler, sömürgeci kuruluşların öğretim reformu sloganı altında öğretim müfredatını kirletmelerine ve Batılı şirketlerinin pazarlama ve kültürel festivaller bahanesi altında kendi iğrenç kültürlerini yaymalarına izin vererek Müslümanların sahip olduğu en büyük değer olan İslam’ı hor gördüler.

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Bu yöneticiler, haçlıların hamisidirler, hırsızdırlar, korsandırlar, münafıktırlar. Zira onlar, Allah’a ve resulüne sevgi besliyorlar gibi görünseler de sadece kendilerinin ve kafir efendilerinin çıkarlarının dostudurlar. Onca büyük günahlarından dolayı onları muhasebe ettiğinizde buna daha fazla zulüm, baskı ve tutuklama ile karşılık verirler. Ne onların ne de hain üzerine hain üreten rejimlerinin ıslah edilmesinde hiçbir ümit kalmamıştır. Zira bu rejim, altmış yılı aşkındır devam eden fasit bir rejim olup kendi arzu ve isteklerine göre kanunlar çıkaran, İslam’da belirtilen hak ve yükümlülükleri çiğneyen, bu asil ümmeti düşmanları tarafından aşağılanmaya mahkum eden diktatör ve demokrat hainler üretmiştir. Bu nedenle bu rejimin kaldırılması ve ajan yöneticilerin sökülüp atılmasından dolayı gözlerden yaş akmayacaktır. Ve Allah’ın izniyle onlar yakında son bulacaktır. Allahu [Subhânehu ve Te’alâ], şöyle buyurmuştur: فَمَا بَكَتْ عَلَيْهِمُ السَّمَاءُ وَالأَرْضُ وَمَا كَانُوا مُنْظَرِينَ “Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.” [Duhan 29]

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Bekleyedurduğunuz gerçek değişim, sömürgeci rejimden ve hain yöneticilerden kurtulmaktır. Bunun gerçekleşmesi ise İslam ve yöneticisi Halife olan Hilafet Devleti ile mümkündür. Zira haçlı Amerikalılar ile olan her türlü işbirliğini derhal durduracak, askerî ve diplomatik tüm görevlilerini İslam topraklarından kovacak, büyükelçiliklerini, konsolosluklarını, üslerini ve istihbarat bürolarını kapatacak olan Halifedir. Keza Halife, kabileler bölgesi ve Afganistan’daki cesur Müslümanlar tarafından öldürülmelerini sağlayacak şekilde ödlek haçlılara giden tüm malzemeleri kesecek, kabileler bölgesindeki ve Belucistan’daki Müslümanları Hilafetin Silahlı Kuvvetleri saflarına katılmaya çağıracaktır. Böylece Müslümanların saflarında münafıklar olmayacak ve Müslümanlar, İslam’ın ve Müslümanların naibi olarak tek yumruk olacaklardır. Ayrıca Halife, tüm İslam beldelerini tek bir devlet altında birleştirmeye çalışacak, Filistin, Keşmir ve Afganistan’daki işgal altındaki toprakları işgalcinin zulmünden kurtaracaktır.

Halife, petrol, doğalgaz ve maden gibi fertlerin kamu mülkiyeti üzerindeki hakimiyetlerine son vererek, muazzam gelirlerini Hilafet Devleti’nin tüm tebaasının faydasına kullanarak, sömürgeci kurumlara hizmet eden faize dayalı tüm borç şekillerini ortadan kaldırarak ve fakirlere yardım etmek üzere sadece zenginlerden alınacak olan gerekli acil paraların toplanması hususunda İslam Nizamı‘nı uygulayarak milyarlarca dolarlık servetleri kurtaracaktır. Keza Halife, kapitalizmin küresel koyu karanlığı ve sefaleti içerisinde İslam risaletini aydınlatıcı bir ışık olarak üstlenecek, en yüce olması için Allah dinini yükseltecek ve tüm insanlığı İslam’ın gerçek adaletini benimsemeye çağıracaktır.

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Kurtuluşun pratik adımına gelince: Bunun kanlı iç çatışmalarla, fasit rejimin gölgesindeki seçimlerle ve tagutları getiren sömürgeci askerî komplolarla olması mümkün değildir. Bilakis bunun pratik adımı, hain yöneticilerin kökünü kazıyacak ve Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek Hilafet Devleti’ni kuracak Müslüman silahlı kuvvetlerdir. İşte Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in takip ettiği metoda göre pratik adım budur ve bu, ümmetin dünyada ve ahirette kurtulmasını sağlayacak tek yoldur. Zira Ensar [RadiyAllahu Anhum], savaşmaya muktedir bir güçtüler ve İkinci Akabe Biati’nde Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘e nusret verenler onlardı. İşte Medine-i Münevvera’da ilk İslam Devleti’nin kurulmasına yolan açan şey, içerisinde savaşma sözü verdikleri Ensar’ın biatidir. Bu nedenle Allahu [Subhânehu ve Te’alâ], Ensardan razı olmuştur. Dolayısıyla Raşidi Hilafet döneminde tarihin akışını mazlum Müslümanların lehine değiştirenler onlardır.

Pratik adımın, sadece yöneticileri lanetlemekle ve Hilafet için çalışmadan sırf dua etmekle olmayacağını vurgulamamız gerekir. Bilakis İslam, değişimi gerçekleştirmek için çalışmayı vacip kıldığı gibi hain yöneticilere sessiz kalınılması ve dünyanın geçici metaının ahiretin kalıcı metaına tercih edilmesi halinde hayattaki vahim sonuçlarına karşı uyarmıştır. Zira Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur: إنَّ النَّاسَ إَذا رَأوُا الظَّالِمَ فَلمْ يَأْخُذُوا عَلى يَدَيْهِ أوْشَكَ أن يَعُمَّهُمُ اللَّهُ بعِقَاب “İnsanlar zalimi görür de onu engellemezlerse Allah’ın onları katından bir azap ile kuşatması yakındır.” [Ebu Davud, Tirmizi ve İbn-u Mace]

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Bu hain yöneticilerinin, fasit rejimlerinin ve kendilerine bir koltuk edinmek için onların peşinden soluk soluğa kalanların durumu artık sizlerce ifşa olmuştur. Bundan dolayı Hilafete daveti ve onun için çalışan Hizb-ut Tahrir’li muhlis amilleri benimseyerek gerçek değişim için çalışın. Hizb-ut Tahrir, 17 Nisan 2011 pazar günü öğleyin saat 15:00’da Paşaver, Revalpindi, Lahor ve Karaçi’de şeri görevlerini yerine getirmeleri için silahlı kuvvetlerine sadık bir çağrıda bulunmak için sizden yanında yer almanızı talep ediyor. Şu andan ve bu günden itibaren mescitleri, mahalleleri, üniversiteleri, fakülteleri, okulları, mahkemeleri, basın kulüplerini ve diğer tüm mekanları, imkanları dahilinde toplulukları desteklemeye çağırın. Alim, avukat, gazeteci, tüccar, doktor, mühendis ve halk liderleri gibi aranızdaki etkin ve yetkin kişilere gelince; gerek konuşmalar gerek kısa mesajlarla gerek Facebook gerekse Hilafet Devleti’ni kurması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermeleri için silahlı kuvvetlerden tanıdıkları muhlis kimselerle temas kurarak Allah’ın kendilerine vermiş olduğu konumları vasıtasıyla bu mücadeleye katılmalıdırlar.

Ey Pakistan Silahlı Kuvvetlerindeki Muhlis Müslümanlar!

Çok iyi bilmektesiniz ki İslam dünyasındaki fasit rejimlerin ve ajan yöneticilerin gerçek destekçisi silahlı kuvvetleridir. Bu kuvvetler, bu hain rejimleri desteklemekten imtina ettikleri zaman bunlar çökerler. Bu nedenle kapsamlı ve gerçek bir değişim, silahlı kuvvetlerin ümmete ve İslam’a destek vermesiyle gerçekleşir. Çünkü bugün İslam dünyasında bizzat güç sahipleri onlardır. İşte bu yöneticileri ve sömürgeci efendilerini, projelerini hayata geçirmede yanlarında yer almanız ümidiyle size rüşvet vermeye iten temel sebep budur.

Sizler, Allah’ın kendilerinden razı olduğu Ensarın torunlarısınız ve bugün sizlere düşen, İslam dünyasındaki gerçek değişimi sağlamaktır. Sizlere düşen, sadece yüzleri değiştirmek olmadığı gibi tarafsız kalmanız da yeterli değildir. Şu anda sizlere düşen, Hilafet Devleti’ni kurması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vererek bu yöneticileri ve hükmetmekte oldukları fasit rejimi söküp atmanızdır. Sizler, bu ümmetin evlatlarısınız, Muhammed İbn-ul Kasım, Salahddin ve Halid İbn-u Velid’in neslindensiniz. Ümmet, bugün İslam’la yönetimin gölgesinden ve lezzetinden mahrum olup sizlere göz dikmiş bir durumdadır. O halde sizden kim öne atılacak ve tarihin akışını bir kez daha Müslümanların lehine değiştirecek?

Allahu [Subhânehu ve Te’alâ], şöyle buyurmuştur: وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ (4) بِنَصْرِ اللَّهِ يَنصُرُ مَن يَشَاء وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ “İşte o gün, müminler de Allah’ın nusretiyle, zaferiyle ferahlayacaklardır. Allah dilediğine nusret, zafer verir. O, Azîz’dir, Rahîm’dir.” [er-Rûm 4-5]

H. 13 Rabî-us Sâni 1432

 

Hizb-ut Tahrir

18.03.2011
 

Pakistan Vilayeti

 


...:-
  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  • “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” [İsra 1]

  •