Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Hilafet’in Zamanı Gelmiştir

Doksan yıldır vakıalarındaki yokluğunun ardından Müslümanların zihinlerinden kaybolan, hatta İslam’daki yönetim sistemi olmasına rağmen Müslümanların unutmak üzere olduğu Hilafet ismi, artık zaman zaman ortaya çıkmakla birlikte Müslüman ülkelerdeki devrilen mevcut iktidar rejimleri de Batılı devletlerle anlaşarak Müslümanların göğsüne çöreklenmek için Hilafet’i gizlemeye kastetmektedirler.

Hilafet, alemlerin Rabbinin farzlarının tacıdır. Zira Hilafet, İslam’daki yönetim sistemi olup onunla İslam tatbik edilir ve onun yokluğunda ise Sahihay’den Hâkim’in Müstedrik kitabında varit olduğu üzere Nebi [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]‘in, لَتُنْتَقَضُ عُرَى الإِسْلَامِ عُرْوَةٌ عُرْوَةٌ فَكُلَّمَا انْتَقَضَتْ عُرْوَةٌ تَشَبَّثَتْ بِالَّتِي تَلِيهَا وَأَوَّلُ نَقْضِهَا الْحُكْمُ وَآخِرُهَا الصَّلَاةُ “İslam’ın kulpları [hükümleri] birer birer yıkılacak, bir kulp yıkılınca, [insanlar] sonrakine tutunacaklardır. Bunların ilk yıkılanı yönetim, sonuncusu da namazdır.” şeklindeki hadisinin doğruladığı şekilde İslam’ın düğümü parçalanır.

Ayaklanma başladığından bu yana, İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague ile Lordlar Kamarası Üyesi Emma Nicholson’un 09.02.2011’de yaptıkları ziyaretler yoluyla İngiltere’nin sizlere nasıl müdahalede bulunduğunu, sömürgecilerin bakanı Ulster Brett’in açıklamalarını, bu ikisinin ardından İngiltere Büyükelçisi Jonathan Wilkes’in açıklamalarının yanı sıra 07.10.2011’de Şark-ul Avsat Gazetesi ve 10.11.2011’de Es-Sahva Gazetesiyle yaptığı röportajlarıyla birlikte sanki İngiliz Kraliyet sömürgecilerinin yüksek temsilcisiymiş gibi Yemen hakkında yaptığı siyasi açıklamalarını da gördünüz. Bunlarla birlikte Avrupa Birliği’ni temsilen 17.12.2011’de Aden’i ziyaret eden Sana’daki Avrupa Birliği Misyonu’nun Başkanı Mchaelih Servonyh Dorjsu ile en son olarak da Avrupa Birliği’nde Orta Doğu ve Komşu Ülkeler Sorumlusu olan Hogg Mengjrala’nın, 24.01.2012’de Sana’ya yaptıkları ziyareti de gördünüz. İşte tüm bunlar, Salih rejimini desteklemek ve ülkeyi sömürmeye devam etmesini garantilemek için olmuştur. Bunun yanı sıra bu rekabete, elinden geleni yapan Amerika da müdahalede bulunmuştur. Zira Heather’in, 19.03.2011’de talep edilen sivil devletle ilgili fikri başlatmak amacıyla ayaklanma sahasını ziyaret etmesinin yanı sıra Filtmen ve Brennan da Salih’in gitmesini talep etmek için Sana’ya ziyarette bulunmuşlardır. Ayrıca Hillary Clinton, Sana’yı ziyareti sırasında muhalefetten Salih için bir alternatif önermelerini ve Yemen’deki otoritenin transferini denetlemek amacıyla kendisinden bir çalışma programı hazırlaması için yönlendirdiği Yemen’deki Büyükelçisi Gerald Firestein’in çalışmalarını talep etmiştir. En son olarak ta Yemen’i, 25.01.2012’de Obama’nın elçisi Teddy Scheidemann ziyaret etmiştir.

Hilafet’in kurulması demek, Müslümanların gözetiminin Batı ve onun yönlendirdiği fikirlerle değil İslam’ın fikirleriyle gözetilmesi anlamına gelmektedir. Ekonomiye gelince; ülkenizin doğal ve insani servetlerinin zenginliğini, onun yöneticiler ile açgözlü Batılı devletler arasında yağmalanarak nasıl ortadan kaybolduğunu çok iyi bildiğiniz gibi faizle muamele etmeye ve birbirini takip eden kuşaklara krediler yükleyerek mızrakları altında kalmanız için Batı‘dan krediler almaya götürecek kadar temel ve lüks ihtiyaçlarınızda kendi dışınızdakilere güvenmenizden dolayı nasıl fakirleştiğinizi de çok iyi bilmektesiniz. Nitekim Dünya Bankası, 23.01.2012’de Yemen’deki faaliyetine geri dönmüş, Birleşmiş Milletler Yemen’e 447 milyon dolar kredi vermeye karar vermiş ve Uluslararası Para Fonu [İMF]‘de ülkenizdeki çalışmalarına geri dönecektir.

Hilafet’in geri dönmesi demek, derhal kredi alımını durdurmak, faizsiz bir şekilde ana parasını ödemek ve hibenin hiçbir şeklini kabul etmemek yoluyla Batı‘nın üzerinizdeki tüm hakimiyetinin uzaklaştırılması, mallarının çalıntı olmasından dolayı yöneticiler tarafından yağmalanan her şeyin geri iade edilmesi, petrol, doğalgaz, madenler gibi kamu mülkiyetleri ile devlet mülkiyetinin arasının ayrılması, bu ikisinin birbirine karıştırılmaması, Beyt-il Mâl’in gelirlerinin taksim edilmesi ve onun paralarının karıştırılmaması anlamına gelmektedir. Ayrıca Hilafet’in geri dönmesi demek, ithalata ve Batı‘ya güvenmek yerine gerekli olan şeyleri üretmek amacıyla ilk kurulduğu günden itibaren üretime başlamak anlamına geldiği gibi buğday gibi stratejik tarımsal ürünler de dahil tarımsal ürünlerin sağlanması için tarımsal üretime özen gösterilmesi, tarım için toprakların genişletilmesi ve ikta edilmesi, barajların ve kuyu sondajlarının kurulması anlamına gelmektedir.

Öğretime gelince; bugün, yüz binlerce kalabalığın mezunluğa uygun olmadığı halde farklı bilim alanlarından mezun olmasının yanı sıra dünyadaki eğitim müfredatını hazırlayan Bilim ve Kültür Örgütü [UNESCO]‘ya olan saygınlıktan dolayı Arapça dilini okuma ve yazma yeterlilikleri bile bulunmamaktadır.

Hilafet’in kurulması demek, Kur’an-il Kerim’in dili olan Arapçaya önem verilmesi, Müslümanın dinini öğrenmesi için İslam akidesinin esaslarının öğretilmesi ardından da bilimi geliştirmek amacıyla tecrübi bilimlerin öğrenimine başlanması ve geçmişte olduğu gibi yeniden Müslüman alimler topluluğunun geri dönmesi anlamına gelmektedir.

İçtimai nizama gelince; bugün Batı‘nın, ailelerin dağılmasına neden olan şeyleri üreten özgürlük ve eşitlik sloganları altında İslam’ın mefhumlarının ve hükümlerinin geri kalanlarını bulanıklaştırmak için sürünmeye devam ettiğini, kadın erkek arasındaki hakların ve görevlerin durmaksızın çatıştığını ve gelir azlığı gerekçesiyle doğum kontrolü yoluyla nüfuz planlamasının yapıldığını görmekteyiz. Şayet gelirler yetersizse, neden nüfusu azaltmak yerine aç karınları doyurmak amacıyla onu geliştirmek ve artırmak için çalışmıyoruz ki?

Batı, Mustafa Kemal’in eliyle 1924 yılında yıkılan devletinizin ve siyasi varlığınızın yaklaştığını bildiğinden ılımlı İslam hakkında konuşmak, yönetimde ve siyasette Batı fikirlerini kabul etmek, sizlere demokrasi vaadinde bulunmak, hakka değil de sadece hevaya tabi olmak, sizi dininizden döndürmek ve sizleri kendilerinin tabiileri kılmak için dini devletten ayırmaya devam etmek yoluyla Hilafet’in yolunu kesmeye çalışmaktadır. Zira Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Velev kafirler kerih görseler de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” [es-Saff 8]

Ve sizlere para vaadinde bulunmaktadırlar. Zira Allahuteala, şöyle buyurmuştur:

إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ “Şüphesiz ki kafirlik edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar, daha da harcayacaklardır. Sonra bu onlar için hasret (yürek acısı) olacak ve sonra (nihayetinde) mağlup olacaklardır. Kafirlikte ısrar edenler ise Cehenneme toplanacaklardır.” [el-Enfâl 36]

Hizb-ut Tahrir, Hilafet’i kurmak için aranızda çalışmaktadır. O halde tüm bu hayırların gerçekleşmesi için ona yardımcı olunuz. Dolayısıyla insan, ben ne yapabilirim ki diyerek kendisini küçümsemesin bilakis bugün üzerinde olduğumuz durumu kabullenmeyerek Allah’ın emrine uyup onu yerine getirmeye ve artık zamanı gelmiş olan Hilafet’i kurmak için çalışmaya azmetsin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Allah ve resulü sizi, size hayat verene davet ettiğinde icabet edin.” [el-Bakara 183]

H. 11 Rabî-ul Evvel 1433

 

Hizb-ut Tahrir

03.02.2012
 

Yemen Vilâyeti

 


...:-
  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  • “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” [İsra 1]

  •