Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Yaklaşımlar Arasında Yemen’de Yapılacak Bir Sonraki Diyalog

Galibiyet Kime Ait Olacak?

Abdu Rabbu Mansur Hâdi 06.02.2013 günü Yemen’deki diyalog konferansının, 2012 Ekim ayında planlanan zamanlamadan sonra geçen dört aylık bir gecikmenin ardından, Birleşmiş Milletleri’nin siyasî çözümüne göre Amerika’nın inisiyatifi ışığında Güvenlik Konseyi’ndeki daimi üye ülkelerin temsilcilerinin 30-60 gün içerisinde Salih’i yönetimden çıkarmaya dönük çalışmalarına 18.03.2013’de başlayacağını açıkladı.

Nitekim Hâdi, diyalog komisyonu oluşturma kararı yayınlamış ve ilk komisyon toplantısını da 02.08.2012’de yapmıştı.

Diyalog konferansı, Yemen’deki hedeflerini ve çıkarlarını gerçekleştirmek için Güvenlik Konseyi’ndeki daimi üye ülkeler arasında dönen çatışmanın habercisidir. Zira Yemen’de siyasî egemenliğe sahip olan İngiltere, burada tek başına kalmayı isteyip bunun için Avrupa’ya yardım ederken tamahkar Amerika ise bunun tam aksine İngiltere’ye alternatif olarak Yemen’de siyasî nüfuzunu genişletmeye çalışmakta ve burasını parçalamak istemektedir. Yemen’de yapılacak bir sonraki diyalog Batı müdahalesi boyunca bir sır değildi. Zira İngiltere Milletler Topluluğu Bakanı Stra Brett 12.12.2012’de Aden’de, “bir sonraki adımın, geçmiş başarısızlıkların tartışılacağı Ulusal Diyalog Konferansı‘nın düzenlenmesine ve yeni bir Yemen inşa etmeye dönük temellerin konulmasına tanık olacağını” söylemiştir. Yine Avrupa Birliği 07.03.2012’de, “Yemen’deki siyasî çalışma taraflarını, samimi niyetlerle ulusal diyaloga katılmaya çağırdığı” gibi Avrupa Birliği Misyonu Başkanı da, “güvenli bir karaya çıkmak için Yemen yoluyla kapsamlı bir ulusal diyaloga” çağırmıştır. Ayrıca Yemen’deki Amerikan Büyükelçi’si Gerald Feierstein kendi açısından 13.01.2013’de, “tabi Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyelerinin bir parçası olarak bizler, kapsamlı ulusal bir diyalog konferansı yapılması öncesinde hazırlık yapmak için Birleşmiş Milletleri ile işbirliği içerisinde çalışıyoruz” derken diğer taraftan Güvelik Konseyi 12.06.2012’de, (yapılacak olan ulusal diyalog konferansına, tüm taraflar dahil olacaktır) şeklindeki metnin geçtiği Yemen’le ilgili 2051 sayılı bir karar yayınlamıştır. Nitekim diyalog maddelerinin 24i maddesinde şöyle geçmektedir: “Cumhurbaşkanı, başbakan, 10 ülkenin tüm Büyükelçileri ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Temsilcilerinden her biri, önceden izin alma şartı olmaksızın gözlemciler olarak “diyalog konferansının” genel toplantılarına katılma hakları olduğu gibi onlar, davet edilmeleri halinde diyalog guruplarının çalışma oturumlarına da katılabilirler.” Ayrıca Güney Yemen’de, Güney Hareketi ile Sultanlar, Sivil Tolum ve Gençlik Örgütleri gibi diğerlerine dönük çeşitli siyasi bileşenlerle ilgili meydana gelen hususlar da aynı şekilde bu çatışmanın kanıtlarından biridir. Nitekim bu hareket için, Hasan Bâum, konferansa barışçıl Güney Hareketi’nin ana fraksiyonları toplantısının ardından gelen Muhammed Ali, siyasî liderler, Sivil Toplum, Bağımsızlar ve Gençler Örgütleriyle birlikte İngiltere Milletler Topluluğu Bakanı Stra Brett, İngiltere, Amerika ve Rusya Büyükelçileri ve Avrupa Birliği Büyükelçisi’nin liderliğinde konferanslar yapılmış olması hala şu ana kadar Batı müdahalesinin olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde İranlıların Hûsilere destek vermesi de kanıtlardan biridir. Dolayısıyla diyalog komisyonunda, Amerikalıların, Avrupalıların, Suudi Arabistan yöneticilerinin ve onların temsilcilerinin olduğunu herkes bilmektedir. Aynı şekilde bu da çatışmanın olduğuna dair bir kanıttır.

Diyalog veya görüşme, iki taraf arasında karşılıklı yapılan konuşmadır. Kamus el-Vasît’te şöyle geçmektedir: “[تحاوروا تراجعوا الكلام بينهم وتجادلوا] Tehâveru, Terâceu el-Kelâmu Beynehum ve Tucedelu: Aralarında konuştular, aralarında konuşma geçti ve tartıştılar demektir.” Et-Tenzîlul Aziz’de şöyle geçmektedir:

وَاللَّهُ يَسْمَعُ تَحَاوُرَكُمَا “Elbette Allah, siz ikinizin konuşmanızı işitir.” [Mücadele 1]

Aynı şekilde “[حاوره محاورة وحوارا جاوبه وجادله] Hâverehu Muhâveraten ve Hıvâran, Cêvebehû ve Cêdelahû: Onunla diyalog kurup konuştu, konuşmada ona cevap verdi ve onunla tartıştı demektir.” Et-Tenzîlul Aziz’de şöyle geçmektedir:

قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ “Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi.” [Kehf 34]

Dolayısıyla burada konuşmadan amaçlanan, hakkı ortaya çıkarmak ve batılın işini bitirmektir. Ancak bu sömürgeci ülkelerin, gözetimi, denetimi ve desteği altında yapılacak olan Yemen Diyalogu’ndaki amaç nedir acaba? Halbuki sizin ülkenizi ve şirketlerinizi sömüren bu ülkeler, sizin servetlerinizi yağmaladıkları gibi daha dün bu ülkelerin liderleri ve Büyükelçileri, sizin devrik liderinizin maiyeti, sevdiği ve arkadaşları idi. Ama sizin seslerinizi yükseltmenizin ardından devrilince sömürgeci sizin dininize ve akidenize geri döneceğinize dair samimiyetinizden korktu. Bu yüzden size, dininize ve Rabbinize olan sevgiden dolayı değil, bilakis ülkenizdeki var olan maslahatını gerçekleştirmek için artık tükenip bitmiş olan ajanın devrilmesini emretti. Şimdi de sizleri diyaloga çağırarak sizden, sizi sömürmeye devam etmek istediği yeni bir üslup olan demokratik sivil devlet şeklindeki projesini takip etmenizi istemektedir!!! Çünkü aynı İblis gibi [Allah’ın laneti onun üzerine olsun], sömürgeci kafir Batı sadece sizlerin aşağılanmasını istemektedir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ قُلْ إِنَّ هُدَى اللَّهِ هُوَ الْهُدَى وَلَئِنِ اتَّبَعْتَ أَهْوَاءَهُمْ بَعْدَ الَّذِي جَاءَكَ مِنَ الْعِلْمِ مَا لَكَ مِنَ اللَّهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ “Yahudiler de Nasraniler de sen onların dinine tabi olmadıkça asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” [el-Bakara 120]

O halde ey hikmet ve iman sahibi Yemen halkı, düşmanınızın hakkı ortaya çıkarmak ve sizin aranızda iflas etmiş başarısız kapitalist sistemini ortadan kaldıracak tek sistem olan İslam Sistemi’ni tatbik etmek için bir diyalog istemesi akıl işi değildir! Bilakis bu, sizin vacibiniz ve özellikle sizden talep edilen bir husustur. Zira sizler, şehitlerin kanları hakkında nidada bulunuyor ve İslam yolunda öldürülen ve şehit olan birinin Allah katında şehit olduğuna inanan kimselersiniz. Halbuki sömürgeci kafir hiç üzülmemekte, bilakis sizlerin öldürülmesine katkıda bulunmaktadır. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ بِطَانَةً مِّن دُونِكُمْ لاَ يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّواْ مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri dost, sırdaş edinmeyin! Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar ve hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer aklediyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” [Âli İmran 118]

Dolayısıyla yönetim sisteminin şeklinin gündem yapılacağı diyalog ajandasında, sistem Cumhuriyet olarak kalmaya devam mı etsin yoksa İslam’da yönetim sistemi olan “Hilafet” ile değiştirilsin mi(?) tartışması olmayacaktır. Bilakis diyalog, sadece kapitalist yönetim sisteminin şekilleri olan başkanlık, parlamento ve Yemen’i bölmeye dönük federalizm hakkında olacaktır. Bu ise bu şekillerden birinin tercih edilmesi ve Kafir Batı ülkelerinin daha önceden hazırlamış olduğu birçok anayasal değişiklerin yapılması için olacaktır. Hakeza Batı Yemen’de, akidemizin cinsinden olan İslam’ın fikirlerinin ve sisteminin pekişmesi yerine akidemize aykırı olan kendi fikirlerinin ve sistemlerinin pekişmesini istemektedir. Peki o halde buna, sessiz kalarak ve planlananlar üzerinde yürüyerek mi cevap vereceksiniz?

Batı, Yemen’de bir sonra yapılacak olan diyalog ajandalarını belirlemiş ve sizin üzerinize egemen olmak amacıyla onun için birçok manevralar hazırlamıştır. O halde buna rıza mı göstereceksiniz? Dolayısıyla onun elinde, diyalog hakkında farklı bir mefhum vardır ki o da; Avrupa’daki Kilise ile düşünürler arasında dönen, dinin hayattan ayrılması ve hakkı hak yada batılı batıl kılmayan kapitalist ideolojinin doğumu ile sonuçlanan diyalogun bir kopyasıdır. İşte o bugün sizleri, aynı yolda sürüklemeye sevketmekte ve diyalog konferansının sonunda resmen dini hayattan ayıran sivil bir devleti kabul ettirmeye çalışmaktadır. O halde bunu kabul etmeyiniz ey iman ve hikmet sahibi Yemen halkı!

Batı, Yemen’de yapılacak olan diyaloga çağırmaktan, Ali Abdullah Salih’ten kurtulmanızın, Batı planları hakkındaki rolünün sona ermesinin, petrolleri yağmalayıp onu onların şirketleriyle paylaşarak 33 yıl boyunca Batıya hizmet etmesinin, ekonomi ve hayatın diğer alanları ile oynamasının, sonra sizlerin yıkılıp öldürülmenizin, sonra da Batı‘ya hizmet etmeye istekli olan kimselerin getirilmesinin ve sizler razı olup itaat etmeye devam ettiğiniz sürece de Batı‘nın önümüzdeki yıllar içerisinde de sizin üzerinizdeki egemenliğinin devam etmesi için onlara boyun büktürmelerinin ardından ayaklanmanıza kürtaj yaptırmayı ve yeniden kendisine aşağılık bir şekilde boyun bükmenizi amaçlamaktadır. O halde bunu kabul edecek misiniz?! Sonra Batı, mevcut Cumhuriyet yönetim sistemini korumayı, ayıpları ve İslam’a muhalefetinin açığa çıkmaya başlamasının ardından sistem üzerinde bazı değişiklikler yapmayı, kamil bir değişiklik yapmak için çalışma hususundaki dikkatleri dağıtmayı ve fasit demokratik sistemi pekiştirmeyi istemektedir… Yoksa sizleri, her iki dârda da hüsrana uğratacak olan bu şeyi mi istiyorsunuz? Peki Batı‘ya karşı temkinli olmayacak mısınız ey Yemen halkı! Zira o sizlere, daha dün “uygar bir dünya olan” izinin takip edilmesi ve hadaratının benimsenmesi için çağrıda bulunduğu gibi bugün de sizlere çağrıda bulunmaktadır. Sıkıntı, yoksulluk, korku, düşüklük ve yıkım içindeki on yılların ardından nasıl da durumunuz buraya kadar geldi? O halde ona, yeniden bir kez daha mı itaat edeceksiniz? Aman ona karşı gelin ve sakın ona itaat etmeyin. Bu defa kendiniz için bir şey yapın ve geçmişte olduğu gibi bu kez kendi aleyhinize döndürmeyin. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], Buhari’nin Sahihinde Ebi Hureyra [Radıyallahu Anh]‘dan rivayet ettiği hadiste şöyle buyurmaktadır:

لا يلدغ المؤمن من جحر واحد مرتين “Mümin, bir delikten iki kez sokulmaz.”

Nitekim bizler, onlara tabi olanları uyardık. Zira aynı şekilde Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], Buhari’nin Sahihinde geçen Ebi Saîd el-Hudrî [Radıyallahu Anh]‘dan rivayet edilen hadiste şöyle buyurmaktadır:

لَتَتْبَعُنَّ سَنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ شِبْراً شِبْراً، وَذِرَاعاً بِذِرَاع،ٍ حَتَّى لَوْ دَخَلُوا جُحْرَ ضَبٍّ تَبِعْتُمُوهُمْ. قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّه،ِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى؟ قَالَ: فَمَنْ “Şüphesiz siz, sizden öncekileri karışı karışına, arşı arşına takip edeceksiniz. Hatta onlar kertenkele deliğine girseler siz de gireceksiniz. Dedik ki: Yahudiler ve Nasraniler mi? Dedi ki: Başka kim olabilir ki!”

Bugün bu aynı Batı‘nın, fikrî, siyasî, ekonomik ve içtimai sorunları çözmekten nasıl da aciz kaldığını ve bu yüzden uçurumun eşiğine geldiğini kendi gözlerinizle görmüyor musunuz? O halde neden onu, sizin kurtarıcınız yapıyorsunuz? Oysa sizin yapmanız gereken, İngiltere için ağız dolusu bir şekilde; “sen önce İrlanda ve İskoçya ile olan dikenli sorununu ve boğucu ekonomik krizini çöz” şeklinde, Amerika için; “sen git, zengin eyaletlerin asla çözülmeyecek olan mevcut dinî krizin gölgesindeki fakir eyaletlerin yüklerinden kurtulmak için yükselttiği darmadağınık çağrılara bir bak ve bizlerin yanında övücü açıklamalarda bulunan Büyükelçiliğinin sesini kes” şeklinde ve Fransa ve İngiltere için de; “siz gidin, eşcinsel evlilik, aile olmaları ve çocuk bakmaları hakkındaki parlamento oylamasının ardından aile durumunuzun akıbetinin ne olacağına bakınız.” şeklinde söylemeniz değil midir? Nitekim kapitalist ideolojinin politikacıları, iki yüz yıllık yönetimleri boyunca ekini ve nesli helak etmişlerdir! Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَإِذَا تَوَلَّىٰ سَعَىٰ فِى ٱلأَرْضِ لِيُفْسِدَ فِيِهَا وَيُهْلِكَ ٱلْحَرْثَ وَٱلنَّسْلَ وَٱللَّهُ لاَ يُحِبُّ ٱلفَسَادَ  “O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için çalışır. Allah fesatçılığı sevmez.” [Bakara 204 205]

Dolayısıyla Yemen’deki petrolü hesapsız bir şekilde çalan [Amerika, Fransa ve İngiltere’nin] olduğu Batılı petrol şirketleridir. Bu sırada binlerce Yemenli Mühendis ve petrol uzmanı, Yemen petrol alanlarında çalışmaktan tamamen yasaklıdırlar. O halde bu sömürgeci Batılı şirketleri kovmak için çalışınız.

Ey Yemen halkı:

Batı, sizlere acı vermek için tuzak kurup planlar yapmaktadır. O halde galibiyetinizi ve Batı‘ya razı olmadığınızı gösterin, onu durdurun ve Batı‘ya, emrine itaat ettiğiniz ve nehyettiğinden de kaçındığınız Allah’ın kulu olduğunuz ve sizin için istediği her şeyi yapıp size de boyun büktürmek isteyen Batı‘nın bir kölesi olmadığınız şeklindeki siz de var olan hayrı gösterin. Dolayısıyla şayet sessiz kalır ve nefsinizi kendi ellerinizle kazanmış olduğunuz sefalete çekerseniz, Allah’ın sevgili kulları olamazsınız. Zira Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

وَمَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ “Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir.” [Saffet 39]

O halde Hilafet Devleti’ni kurmak için Hizb-ut Tahrir içerisinde çalışanlarla birlikte çalışınız. Zira işte o zaman Hilafet, İslam ile hükmedecek, yeryüzünde adil olacak ve İslam ülkelerini, Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]‘in râyesi olan el-Ukab Râyesi altında birleştirecektir. Nitekim Batı‘daki insanlar, kapitalist ideolojinin altında buldukları yıkımdan, sefil ve acı yaşamdan kurtulmaları ve İslam’ı yaşayarak dünyada ve ahirette mutlu olmaları için Müslümanlara gözyaşı dökmektedirler.

Ey Müslümanlar:

Batı, ufukta görmeye başlamasının ardından devletinizin kurulmasını engellemek için tamamen üzerinize çöreklenmektedir. O halde sizlere galip gelemesin ve sizler için bir biri ardına ayrı ülkeler kuramasın diye İslamî hayatı yeniden başlatmak, gözeticinizi ve Allah’a itaat ederek ve bir an Batı‘nın sizlere egemen olmaktan korktuğuna güvenerek “Hilafet Devleti’nin” olduğu siyasî varlığınızı kurmak amacıyla Batı‘yı engellemek için harekete geçiniz. Zira Batı, sizlerin kendi pençesi ve hegemonyası altında kalmaya devam etmeniz için öfkeli davranmakta ve çırpınıp durmaktadır. O halde İslam’ın tatbik edilmesi keyfiyeti, sivil devlet fikrini ve Batılı anayasanın tamamen reddedilmesi, sonra Güvenlik Konseyi gibi sömürgeci güçlerin tüm temsilcilerini ve Büyükelçileri kovmak ve onların Yemen’in işlerine müdahalede bulunmalarını engellemek için çalışmanız çok ciddi olsun. Bu ise sadece Hilafet’in olduğu İslamî Devletin kurulmasıyla olacaktır. Sizler müsterih olun ey hikmet ve iman dolu Yemen halkı! Zira Allah sizlere nusret verecektir. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

إِن يَنصُرْكُمُ اللّهُ فَلاَ غَالِبَ لَكُمْ “Allah size yardım ederse artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur.” [Âl-i İmrân 160]

Ve Subhânehu, şöyle buyurmaktadır:

وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ “Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir, muktedirdir. Velakin insanların çoğu bunu bilmezler!” [Yûsuf 21]

Ve Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:

هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ “O (Allah), dinini bütün dinlere hakim kılmak için resulünü hidayet ve hak din ile gönderendir, velev müşrikler kerih görseler de!” [Saf 8]

H. 12 Rabi-us Sâni 1434

 

Hizb-ut Tahrir

23.02.2013
 

Yemen Vilayeti

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •