Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ

“Andolsun, Allah’ın Rasûlü‘nde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.” [Ahzab 33]

Ey Müslümanlar! Şüphesiz Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, İslam’ın bayrak ve sancağının şeklini belirledi. Ona uyunuz ki kurtuluşa eresiniz. İslam Devletinin Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Medine’de kurduğu ilk İslam Devletinden istinbat edilen kendine özgü sancak veya bayrağı var. Bayrak [liva], beyaz olur ve siyah hatlarla “La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah” yazılıdır. Ordu Emiri için hazırlanır ve bir nevi onun bayrağı olur. Bunun delili şudur: İbn Mâce’nin rivayet ettiğine göre

أن النبي صلى الله عليه وسلم دخل مكة يوم الفتح ولواؤه أبيض “Allah Rasûlü‘nün Mekke’ye girdiği günkü livası beyazdı.” en-Nesâi’nin rivayet ettiğine göre de

أنه صلى الله عليه وسلم حين أمَّر أسامة بن زيد على الجيش ليغزو الروم عقد لواءه بيده “SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Rumlarla savaşması için Usame b. Zeyd’i orduya emir tayin ettiğinde, onun livasını kendi eliyle hazırladı.” Sancak [Râye] ise, siyahtır ve beyaz hatlarla “La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah” yazılıdır. Sancak, tugay, tabur ve diğer ordu birlikleri gibi ordunun bölük komutanlarıyla birlikte bulunur. Bunun delili ise şudur: Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem Hayber’de ordu komutanına şöyle buyurdu:

لأعطين الراية غداً رجلاً يحب الله ورسوله صلى الله عليه وسلم ، ويحبه الله ورسوله صلى الله عليه وسلم ، فأعطاها علياً “İşte bu râyeyi yarın, Allah’ın O’nun eliyle fetih ihsan edeceği öyle bir adama vereceğim ki o Allah ve Rasûlü‘nü sever, Allah ve Rasûlü de onu sever. Ve onu, Ali RadiyAllahu Anh’a verdi.” [Müttefikin Aleyh] Ali, Keremullahi Vechehu, o sırada bölük komutanı ya da orduda tabur komutanı olarak kabul ediliyordu. Rengi ile ilgili delile gelince, Tirmizi’nin rivayet ettiğine göre Bera ibn Âzib’e Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in râyesi hakkında sorulunca şöyle dedi:

كَانَتْ سَوْدَاءَ مُرَبَّعَةً مِنْ نَمِرَةٍ “Siyahtı ve kare şeklindeydi.” Sancak, ordu zaferle döndüğünde ordunun ve insanların elinde sallanır. Bunun delili şudur: Buhari Tarihu’l Kebir’de Ebu Bekir, Selam b. Süleyman, Ebu’l Münzir, Asım, Ebi Vail, Haris b. Hassan b. Kelde el-Bekri’den rivayet ettiğine göre

دَخَلْتُ الْمَسْجِدَ فَرَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَائِمًا عَلَى الْمِنْبَرِ يَخْطُبُ وَفُلانٌ قَائِمٌ مُتَقَلِّدٌ السَّيْفَ ، فَإِذَا رَايَاتٌ سُودٌ تَخْفِقُ . قُلْتُ : مَا هَذَا  ، قالوا : عَمْرُو بْنُ الْعَاصِ قَدِمَ مِنْ جَيْشِ ذَاتِ السَّلاسِلِ ““Mescide girdim, Peygamber SallAllahu aleyhi ve Sellem minberde ayakta hutbe okurken gördüm. Falan da kılıç kuşanmış olarak ayaktaydı, orada siyah râyeler sallanıyordu. “Nedir bu?” dedim, Amr b. Âs’ın Zâtü‘s selâsil ordusundan döndüğünü söylediler.” Onlar zaferle geri dönmüşlerdi ve bu yüzden zafer râyeleri dalgalanıyordu. Sonra Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in siyah sancakları tugaylara, beyaz bayrakları da ordu emirlerine vermesi, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in uyulması farz bir fiilidir. Bu fiil sadece Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e özel değildir. Yine Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem Mekke’ye girerken yanında bayrak vardı. Usame için de bayrak hazırladı. Mute’de Cafer ve kardeşlerinin sancağını da onayladı. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, daha ordunun haberi gelmeden insanlara Zeyd, Cafer ve İbn Revaha’nın ölüm haberlerini vererek şöyle diyordu:

أَخَذَ الرَّايَةَ زَيْدٌ فَأُصِيبَ، ثُمَّ أَخَذَهَا جَعْفَرٌ فَأُصِيبَ، ثُمَّ أَخَذَهَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ فَأُصِيبَ “Râyeyi, Zeyd aldı, o ölünce ardından onu Cafer aldı ve o da ölünce sonra onu Abdullah İbn Revaha aldı.” [Buhari] İslam’da sancağın yeri büyüktür. Müslümanlar toplanmak için onu bir şiar olarak ediniyorlar, safları onunla ayırılıyorlar ve savaşçılar, kavmi ve ordu ile zaferle döndüklerinde insanlar görecek şekilde sancağın dalgalanmasına özen gösteriyorlardı. Yere düşerse, hemen kaldırıyorlar, düşmemesi için de tıpkı sahabenin Mute’de yaptığı gibi ölümü bile göze alıyorlardı. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem döneminde ve onun onayı ile sancak ve bayrak böyleydi. Müslümanlar, Allah Rasûlü‘nü örnek edinerek onun bu sancağını kendi sancakları ve Allah’ın izniyle yakında kurulacak Raşidi Hilafet Devletinde de onun bu bayrağını kendi bayrakları olarak kabul etmelidirler. Eğer Allah Rasûlü örnek edinilmezse, o zaman fitne doğar. Bugün bu fitne açıkça görülüyor. Bölük pörçük ülkelerin ve grupların farklı sancakları olduğu için ümmet param parça.

İslam Devletinin resmi sancak ve bayrağı ile ilgili durum budur. İşte bu bayrak ve sancak, ordu emirlerine verilir, savaşlarda komutanlar onu dalgalandırır, askerler arasında o sallanır, devlet kurumları ve dairelerinde yine o göndere çekilir. İnsanlar bayram ve zafer konvoylarında onu sallarlar. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem örnek edinerek İslam Devletinin bayrak ve sancağı budur. Ayırt edilmek için bazı kabilelerin savaşlarda kendilerine özel bir bayrak edinmeleri caizdir. Örneğin Şam ordusunun savaşta siyah bayrak ile birlikte başka bir renkte kendine özgü bir bayrağı olabilir. Keza Mısır ordusunun da siyah bayrak ile birlikte farklı bir renkte bayrağı olabilir. Bu mubahtır. Et Taberânî, Mezide el-Abdi’den rivayet ettiğine göre

إِنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم عَقَدَ رَايَاتِ الْأَنْصَارِ فَجَعَلَهُنَّ صُفَرًا “Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem Ensar için sarı râyeler hazırladı.” Yine İbn Ebi Asım’ın el-Ahad ve el-Mesani’de belirttiğine göre وَإِنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم عَقَدَ رَايَةَ بَنِي سُلَيْمٍ حَمْرَاءَ “Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem Beni Süleym için kırmızı râye hazırladı.”

Dediğimiz gibi bu mubahtır. Bugün ordu tugayları, devletin resmi bayrağından farklı kendine özel amblemler edinebilir. Ayrıca orduları adları ile ayırmak da mubahtır. Örneğin her bir ordu için bir rakam verilebilir, birinci ordu, üçüncü ordu gibi. Ya da vilayetlerin veya illerin ismi ile anılabilirler, örneğin Şam ordusu, Halep ordu gibi. Bu taburların devletin râyesi ile birlikte idari olarak kendilerine özgü dalgalanan bir bayrakları olabilir. Böylece İslam Devletinin nitelikleri belli bir sancağı vardır. Dar’ul İslam’da İslam orduları içinde dalgalanacak tek sancak, bu şeri sancaktır. Onun için ölümcül cahiliye unsurlarından uzak durun. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem hadisinde bunu şöyle dile getirdi:

وَمَنْ قَاتلَ تَحْتَ رَايَةٍ عِمِّيَّةٍ، يَغْضَبُ لِعَصَبَةٍ، أو يَدْعُو إِلى عَصبَةٍ، أو يَنْصُرُ عَصَبَة، فَقُتِلَ فَقِتْلَةٌ جَاهِليَّةٌ “Kim körü körüne çekilmiş [ummiyye] bir bayrak altında savaşır, asabiyet [ırkçılık] için gadaplanır veya asabiyete çağırır veya asabiyete yardım eder, bu esnada da öldürülürse bu ölüm de cahiliye ölümüdür.” Bu durumda Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ummiyye ya da immiyye olarak adlandırdı ki bu körü körüne demektir. Körü körüne de iblisvari yani dalalet olarak tefsir edildi. Hadisin devamı, onu bir kavim, grup, tağut ya da Allah’tan başka herhangi bir husus için bilgi, hidayet ve aydınlatıcı bir kitap olmadan körü körüne savaşan olarak tefsir etti. Örneğin cahiliye savaşı ya da dine yardım etmek ve Allah’ın yönetimini ikame etmek için savaşmamak, Allah’ın kelimesini yüceltmek için cihat etmemek gibi. Hadiste de belirtildiği gibi ummiyye için savaşmaktır. Tabii bu durumda da cahiliye ölümü ile ölmüş olur. Bu hadis, sancağın sadece şeklini değil, aynı zamanda manasını da belirledi. Bu manayı, uğruna savaşılan sancak ile ilgili gelen mana da destekler niteliktedir. Buhari, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Beni Esfer yani Rumlar hakkında şöyle dediğini rivayet etti:

هُدْنَةٌ تَكُونُ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ بَنِي الأَصْفَرِ، فَيَغْدِرُونَ فَيَأْتُونَكُمْ تَحْتَ ثَمَانِينَ غَايَةً “Sizinle Beni Esfer arasında sulh olur. Sonra onlar muahedeyi bozarlar ve seksen fırkalık bir kuvvetle üzerinize yürürler.” Yani seksen sancak ile. Dolayısıyla sancak, uğruna savaşılan gaye ve fikir için taşınır. Bilindiği üzere genellikle ülkelerin kendilerine özgü bayrakları olur. Bayraklar, ülkelerin fikir ve yönelimlerini yansıtan slogan, resim veya bir sözü sembolize ederler. Ve onlara bir çeşit kutsallık atfederler. Vatandaşlardan o bayraklara sadakat gösterilmesini talep ederler. O bayraklara sadakatin, vatanlarına sadakati sembolize ettiğini ifade ederler. Bu, uluslararası normlardan biridir. Bundan dolayı Suriye’deki Müslümanlar, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrak veya sancağını dalgalandırınca, Batı ve onun şerli ajanları çılgına döndüler. Bunun üzerine sözde bazı âlimler, yöneticilerin mezhebine uygun olarak bazı grupların, kendilerine özgü bir bayrak veya sancakları olabileceğine dair fetva vermeye kalktılar. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sancağına bağlı kalmanın gerekli olmadığını ve birden fazla sancağın olabileceğini ileri sürdüler. Fransız ve İngilizlerin ulusalcılık fikrini yerleştirmek için çizilen, İslami bölgelerin her birini sembolize etmesi için Sykes-Picot tarafından belirlenen, parçalanmışlık ve bölünmüşlüğün sembolü olan cahiliye bayraklarını halkı göstermeye çalıştılar. İslam düşmanı sömürgeci kâfirler de Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in el-Ukab sancağı yerine Müslümanların ajan yöneticilerinden parçalanmışlığın sembolü olan o bayrakları korumalarını istediler. Çünkü kâfirler, bu bayraklara sadakatin sömürgecilere sadakat anlamına geldiğini çok iyi biliyorlardı. Sancak, belli bir amacı simgeler. Bu yüzden sömürgeci kâfirler, iradeleri dışında sancağa dokunulmasına müsaade etmiyorlar. Batı, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in devletinin sancağı olduğu için İslam sancağını şiddetle reddediyor. Ayrıca o sancağın Müslümanları bütünleştiren Raşidi Hilafet Devletinin sancağı olmasından korkuyor. İslam’a aykırı fetva veren bu âlimlerin temel sorunu, zihniyet sorunudur. Onların bu zihniyetleri, yöneticilerden uzak durma temeline dayalı değildir. Zihinlerinde Hilafet Devletinin Halife başkanlığında Müslümanları toplayan bir devlet olduğu, o devlette sadakatin yalnızca Allah’a ait olduğu mefhumu yok.

Ey Müslümanlar! Nassların da belirttiği gibi Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ilk İslam Devletinin nitelikleri belli ve açık bayrak ve sancağı vardı. Hizb-ut Tahrir sizi Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i örnek edinmeye davet ediyor ki kurtuluşa eresiniz.

فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَنْ تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ “Artık onun emrine muhalefet edenler, başlarına bir belânın gelmesinden veya elem dolu bir azaba uğramaktan sakınsınlar.” [Nur 63]

H. 06 Rabiu’s Sânî 1436

 

Hizb-ut Tahrir

27.01.2015
 

Suriye Vilayeti

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •