Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Devrim, Biçim Değişikliği ve Zalimi Zalimle Değiştirmek Demek Değildir,
Aksine Biçim ve İçerik Açısından Yozlaşmış Vakayı Değiştirmek Demektir

Uluslar, halklar ve toplumlar, varolan sistemlere dayalı gerçek devrimin, yönetim, ekonomi ve sosyal sistemlerinde, değerler, fikirler, yasalar ve ahlak düzeninde, devletler ve olaylara ilişkin yaklaşım biçiminde, kısacası, hayatın her alanında köklü değişim anlamına geldiğine inanırlar… Eskileri silip yerine yenilerini koymak demektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ اللَّهَ لَا يُغَيِّرُ مَا بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُوا مَا بِأَنْفُسِهِم  “Bir toplum nefsinde olanı değiştirmedikçe Allah, onları değiştirmez.” [Rad 11]

Artık bir sır değil. İnsanların devrime kalkıştığı rejim, kâfir Batı uydusu laik bir rejimdir. Sahte direniş ve direnç sloganıyla çürük ulusalcılık ve milliyetçilik fikirleri temeline kuruludur. Yasaları kaba kuvvetle insanlara uygulamaktadır. Kutsal Müslüman toprakların bu parçasında zalim uluslararası toplumun hâkimiyetinin sütunlarından biridir.

Yukarıdakilere binaen gerçek devrim, rejimin sembollerine, sütunlarına, baskıcı askeri ve güvenlik kurumlarına karşı devrim yapmak değil, değerlerine, ahlakına, fikirler ve kanunlar bütününe, uluslararası topluma, dayandığı kapitalist uluslararası meşruluğuna karşı kapsamlı devrim yapmaktır.

Aslında devrim böyleydi. Camilerden sokaklara taştığında, en yüksek sesle “Allah için Allah için” diye haykırmıştı. “Ya Allah, Ma Lena Ğayrak Ya Allah” diyerek Allah’tan yardım istemişti. “Ebedi liderimiz Efendimiz Muhammed” söylemiyle de değerleri, fikirleri, kanunları ve ahlakının kaynağını belirlemişti. Dolayısıyla devrim, olgunlaşıp pişmişti. Her yerde İslami bayraklar dalgalanıyor, konvoylar halinde insanlar “Ümmet İslami Hilafet istiyor” sloganları atıyorlardı.

Başından beri Hizb-ut Tahrir, hakkı haykırmış, eğri hattın yanına doğru hattı çizmişti. Devrimin güvenli şekilde karaya çıkmasını isteyenlere takip etmeleri gereken yolu ve inanmaları gereken hedefi açıklamıştı. Yolda karşılaşılabilecek tehlikelerden, denizin ortasında İslam ve Müslümanlar düşmanı ülkelerden maruz kalınabilecek entrika ve tuzaklardan sakındırmıştı.

Fakat geçen yedi yıl zarfında devrim grupları liderlerinin ve uluslararası forumlarda devrimi temsil eden politikacı zümrenin, halktan habersiz çıktıkları o yüce makama layık olmadıkları görüldü... Bunlar, cephelerde rejime karşı savaşta mücahitlere önderlik etseler de, müzakere masasında da rejime karşı politik olarak devrimi temsil etseler de, düzenin değer ve düşüncesine inanıyorlardı. Rejimin gasp ettiği gibi otoriteyi halktan gasp ettiler. Rejimin sadık kaldığı gibi devrim düşmanı ülkelerle olan ilişkilerine sadık kaldılar. Böylece devrimi, kaybedenler girdabına soktular. Bu girdaptan ancak uğrunda devrime kalkışılan asla dönmekle kurtulunur. O da rejimi devirip yerine İslami yönetimi kurarak mazlumların maruz kaldığı zulmü onlardan def etmektir.

Burada, hakkı arayan ve uğrunda kurban olmak isteyen her devrimci, üzerinde yürüdüğü hakka sadık kalmalıdır. Elde ettiği uyanıklık, kendisi için büyük bir hayırdır. Küçükler bile artık Batı ve uşağı yöneticiler gerçeğinin farkındadır… Artık çatışma ve savaşın, hak ile batıl arasında bir savaş olduğu biliniyor. Devrimi zalimlerin ellerinden kurtarıp sembolleri, sütunları, yasaları, değerleri, ahlakı, uluslararası sistem ve uluslararası meşruiyetiyle rejimi devirip doğru yöne yönlendirebilir. Ve tüm bunların yerine İslami değer ve yasaları, Allah’ın müminler için seçip beğendiği siyasal Hilafet sistemi konulabilir. Hizb-ut Tahrir, bu projenin önderliğini yapmaktadır ve Suriye devrimi ve halkının kurtuluşunun ancak bu yüce projenin benimsenmesinde olduğuna inanmaktadır.

وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ  “O gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.” [Rum 4-6]

H.09 Ramazan 1439

 

Hizb-ut Tahrir

25.05.2018
 

Suriye Vilayeti

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •