Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Pakistan Yöneticileri, Sömürgeci Planlar, Şirketler ve Kreditörler Yararına, Halk Pahasına IMF’ye Teslim Oldular

11 Haziran 2019’da Gelirler Devlet Bakanı Hammad Azhar, insanların tepesine çekiç gibi inen bir ulusal bütçe önerdi. Alım, satım ve üretim mallarına getirilen muazzam vergiler nedeniyle ekonomi zaten dar boğazda iken şimdi de Federal Gelir Kurulu (FBR), insanları takibe aldı. Kurul, 2019-2020 yılında 5.555 milyar rupi vergi geliri elde etmeyi hedefliyor. 2018-2019 yılında elde edilen 4150 milyar rupi vergi gelirine kıyasla bu yüzde 33 artış demektir. Sömürge enstrümanı IMF, 6 milyar dolarlık bir sonraki kredi diliminin ilk taksitini (yaklaşık 900 milyar rupi) serbest bırakma peşindeyken yöneticiler, ekonomik çöküşü önlemek amacıyla vergileri artırdılar. Genel satış ve gelir vergisi gibi baskıcı kapitalist vergiler, bireylerin yoksulluğunu ve sıkıntılarını dikkate almaz.

Acımasız hükümdarlar, zekâtın farz olmadığı, daha doğrusu zekâtı hak eden kimselerden vergi almakta bir beis ve yanlışlık görmüyorlar. Dahası vergileri bir görev, gurur ve erdem kaynağı gibi görüyorlar. Yöneticiler, zor durumda olanların belini büküyor. Oysa yüce İslam dini, mali durumu iyi olanlardan kaynak sağlar. Örneğin ticari mal sahiplerinden zekât ve tarım arazisi sahiplerinden haraç alır. Yöneticiler, halktan zorla vergi alıyor. Hâlbuki Allah Subhânehu ve Teâlâ ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in izni olmadan Müslümanın malını almak günahtır, bu suçu işleyenler Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın azabına maruz kalacaklardır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
كُلُّ الْمُسْلِمِ عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ دَمُهُ وَمَالُهُ وَعِرْضُهُ  “Müslümanın Müslümana kanı, malı ve namusu haramdır.” [Müslim]

Sahte Medine devleti iddiasındaki yöneticiler, halkı vergilere boğuyor. Oysa dinimiz, hazinenin büyük ölçekli devlet işletmelerinden, enerji ve minerallerden bol miktarda gelir elde etmesini sağlayacaktır. Hilafette büyük ölçekli imalat, ulaşım, inşaat ve telekomünikasyon gibi yoğun sermaye gerektiren sektörler devletin kontrolünde olacaktır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti, özel şirketlerin doğal olarak mevcut sermaye ölçeğini sınırlayan İnan, Ebdan ve Mudarebe şirketlerini yasal kıldı. Hilafette enerji sektörü ve minerallerden elde edilen gelirler özelleştirme yoluyla bir avuç elitten ziyade kamu yararına harcanacaktır. Çünkü Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bunların kamu mülkiyetinden olmasını farz kıldı. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
الْمُسْلِمُونَ شُرَکَاءُ فِي ثَلاثٍ الْمَاءِ وَالْكَلَأِ وَالنَّارِ  “Müslümanlar üç şeyde ortaktır, su, mera ve ateş.” [Ahmed]

Dahası Modi liderliğindeki Hint devletinin, Pakistan ve uzun süredir işgal altındaki Keşmir Müslümanlarına karşı düşmanlığı tırmanırken vizyonsuz yöneticiler savunma bütçesini 1.150 milyar rupide sabit bıraktı. Rejimin rupiyi zayıflatması nedeniyle savunma bütçesini dondurma gerçek manada harcamalarda tehlikeli bir düşüş demektir. Hem de ABD’nin, “normalleşme” yoluyla Pakistan’ın Hindistan’ın bölgesel egemenliğine kapı aralaması için plan yaptığı bir zamanda. İhmalkâr yöneticilerin böyle yapması felakettir. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ, askeri kapasiteye büyük önem verilmesi, düşmanları şeytanlık ve saldırganlıktan caydırılması gerektiğini emretti. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
وَأَعِدُّوا لَهُم مَّا اسْتَطَعْتُم مِّن قُوَّةٍ وَمِن رِّبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّكُمْ وَآخَرِينَ مِن دُونِهِمْ لَا تَعْلَمُونَهُمُ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ وَمَا تُنفِقُوا مِن شَيْءٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يُوَفَّ إِلَيْكُمْ وَأَنتُمْ لَا تُظْلَمُونَ  “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.” [Enfal 60]

Ancak günahkâr yöneticiler, Pakistan Müslümanlarını vergilere boğarken ve silahlı kuvvetleri maddi kaynaktan yoksun bırakırken, faiz ödemelerine 2891,4 milyar rupi ödenek ayırdılar. Hâlbuki Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ * فَإِن لَّمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِّنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ  “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin.” [Bakara 278-279]

Rejim, sömürgecilere hizmet etmek için IMF politikasını savunuyor. IMF, Pakistan kaynakları ve kamu sektörünün yabancılara peşkeş çekilmesinde kolaylık sağlanmasını istiyor. Tabii ki bu, sömürgeci şirketlerin yerel ekonomi üzerindeki kontrollerini güçlendirecek, devleti kredi ve vergilere daha da bağımlı hale getirecektir. Sömürgeci şirketlere satışı kolaylaştırmak için rejim, IMF’nin Rupi’yi devalüe etme talebine boyun eğdi. Devalüasyon, yerel ekonomide dövizin alım gücünü artıracak, Rupinin zayıflaması da enflasyonun artmasına neden olacaktır. Rejim, sömürgeci şirketlerin kazancını maksimum düzeyde artırmak için IMF’nin yabancı şirketlere vergi ayrıcalığı getirilmesi, kazançlarının artırılmasına yardımcı olunmasını talebini kabul etti. Doğrudan Yabancı Yatırımların (DYY) artması gerçeği budur. DYY, üretim ve kaynaklarımız üzerindeki sömürgecilik kontrolü artıracaktır.

Ey Pakistan’ın soylu, temiz ve dindar Müslümanları!

Rejim, IMF’ye itaati nedeniyle bizi vergilere boğuyor, düşmanın saldırganlığı karşısında silahlı kuvvetlerimizi yalın bırakıyor. Sırf sömürgeci kreditörlerin faiz alacaklarını geri ödemek, sömürgeci şirketlerin, Pakistan’ın altyapısını ve kaynaklarını kullanmasını sağlamak ve Hint devletinin bölgesel hâkimiyetine yönelik sömürgeci planı uygulamak için. Pakistan, bolca çeşitli kaynakları, genç ve enerjik nüfusu olan bir ülkedir. Sefalet, yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşamamızın nedeni, küstah yöneticilerin Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdikleriyle hükmetmemesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ بَدَّلُوا نِعْمَةَ اللَّهِ كُفْرًا وَأَحَلُّوا قَوْمَهُمْ دَارَ الْبَوَارِ * جَهَنَّمَ يَصْلَوْنَهَا وَبِئْسَ الْقَرَارُ  “Allah’ın nimetine nankörlükle karşılık veren ve sonunda kavimlerini helâk yurduna sürükleyenleri görmedin mi? Onlar cehenneme girecekler. O ne kötü karargâhtır!” [İbrahim 28-29] Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için ciddiyetle çalışmamız gerektiğinin farkına varmak için daha ne kadar yıkım, sefalet ve zillete maruz kalacağız?

H. 09 Şevvâl 1440

 

Hizb-ut Tahrir

12.06.2019
 

Pakistan Vilayeti

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •