Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Sevgili Århus Müslümanları! Getto Politikası Sizi Hedef Alıyor ve Sosyal Sorunlarla Mücadelenin Arkasında da Bu Politika Var

Danimarka hükümetinin Müslümanlara karşı ayrımcılık politikası izlemesi yeni değil. Ardışık hükümetler, İslam’a karşı değerler savaşı adını verdikleri bir savaş başlattılar. Parlamento, son 20 yılda çeşitli düzeylerde Müslümanlara karşı çok sayıda yasayı kabul etti. Aynı bağlamda entegrasyon politikası uygulandı. Aslında entegrasyon politikası güvenlik politikasına entegre edilmiş bir asimilasyon politikasıdır. Batılı olmayan göçmenlere ve çocuklarına gelince ki politik literatürlerinde Müslümanlar demektir, güvenlik ve kültürel tehdit teşkil ediyorlar. Ekonomik yüktürler!

Danimarka hükümeti gözünde gelişmiş bir model olarak Århus şehri, konut politikası kampanyasının bir parçası haline geldi. 2018 yılında getto kampanyasının başlamasıyla birlikte Batı kökenli olmayan insanların oturduğu mahalleler, bir yeri “getto” bölgesi olarak değerlendirmenin kriteri olarak kabul edildi. Bu kriter, sakinlerini yaftalamak ile eşdeğerdir ve insan yaşamı üzerinde ciddi sonuçları olan ayrımcılığa dayalı girişimlere kapı aralıyor. Sakinlerinin zorla yer değiştirilmesi, ebeveynlerin küçük çocuklarını kreşe göndermeye zorlanması bu sonuçlardan biridir. Sözde değerler savaşının bir parçası olarak getto planı devreye sokuldu. Eş zamanlı olarak paralel toplum, “Danimarka haritasındaki delikler” ve Danimarka değerlerinin egemen olmadığı yerler gibi terimlerin kullanıldığı düşmanca konuşmalar yapıldı.

En son İskân Bakanı Kaare Dybvad, geçen ay Helsenorge’nin Nøjsomhed mahallesine gerçekleştirdiği ziyareti sırasında İslami değerlerin gettonun sorunu olduğunu söyledi. 11 Haziran’da Helsingør gazetesine konuşan İskân Bakanı şunları söyledi: “Hizb-ut Tahrir’e gelince, bu, bazı sakinlerin paralel bir toplumda yaşadıklarının bir göstergesidir. Onlar demokrasimizi tanımıyorlar. Kadınların erkeklerden daha az değerli olduğuna ve her şey dini dogmalara boyun eğdiğine inanıyorlar. Bu değerlerin Danimarka ile hiçbir ilgisi yok. Bu durum umursamayı gerektiriyor.” Sakinlerin binaların yıkılmasını protesto ettikleri sırada İskân Bakanı, sakinlerin inanç ve düşüncelerini araştırmanın en önemli şey olduğunu düşünüyor. Bunun nedeni, ülkesindeki hükümetlerin ayrımcılık politikasını meşrulaştırmaktır!

Sevgili Århus Müslümanları! Uzun zamandır hakkınızda ayrımcılık politikası uygulanıyor. Ayrımcılık ve güvensizlik duygusu, sözde getto planına yol açıyor. Danimarka’nın birçok bölgesinde insanlar bu duyguya sahip. Zorla yerlerinden ediliyorlar, binaları yıkılıyor ve çeşitli zulme maruz kalıyorlar. “Getto” konutları planı başlatılmadan yıllar önce Århus Belediyesi sözde getto bölgelerine karşı ayrımcılık uyguladı. Getto kararı alındıktan sonra Belediye Meclisi özellikle Gellerup ve Bispehaven bölgelerine yönelik çok sayıda girişimler başlattı.

2014’ten bu yana Århus Belediye Meclisinde sözde getto bölgelerinde daha fazla binanın yıkılması gerektiği noktasında tartışmalar yapılıyor. Derneklerin konut payı, Gellerup bölgesindeki toplam planın yüzde 40’ından daha azdır. Ancak sakinler onaylamadığı için o zaman uygulanamamıştı. Zira planın uygulanması için sakinlerin rızası şarttı. O zamanlar bu konuda parlamentoda hiçbir yasa kabul edilmemişti. Sakinlerin güçlü bir muhalefeti söz konusuydu. Eğer Gellerup bölgesinin merkezinde büyük bir cami inşa etme sözü verilmiş olmasaydı, planın başarısızlığa uğraması kaçınılmaz olurdu. Århus şehrinin batısında yer alan Gellerup bölgesindeki sakinlerin büyük çoğunluğu Müslümanlardır, İslami fikir ve duygular sahiptirler. Bu yüzden pek çoğu cami yapımını dört gözle bekliyordu ve Belediyenin getto bölgesi projesini desteklediler. Ancak Belediye Meclisi, Danimarka TV2 kanalının (perde arkasındaki camiler) programından sonra cami projesini iptal ettiğinde, Müslümanlar sahnede yoktu.

Azınlık Toplulukları Yasası gereği, önceden yıkılmış olanlara ek olarak dokuz blok ile Bispehaven kompleksinde altı blok yıkıldı. Bunun, binlerce ailenin yanı sıra zaten taşınmış yüzlerce aile üzerinde etkisini olacaktır. Öte yandan Århus il meclisinin imzaladığı 30 sayfalık sözleşmeyi okuyan herkes, bu iki bölgenin cami, ibadet yeri veya özel okullar inşa etmek amacıyla kullanıma uygun olmadığını fark edebilir. Bu nedenle Belediye Meclisi, özel İslami okul ve cami karşıtı mücadelesini konut politikasına entegre etti. Müslüman karşıtı politikacıların, bin ailenin büyük bir kısmına hizmet etme mesajı yollaması yeterli gelmemiş olmalı ki ülkelerine geri dönmeye karar verenlere 100.000 kron ödeme olasılığı hatırlatıldı. Århus il meclisinin yolladığı bu küstah mesajı kimse yanlış anlayamaz. Mesaj şu, “Konutlarınızı yıkacağız çünkü bu bölgelerde çok fazla insan var. Ülkenize nihai olarak dönmeye karar verdiğinizde, para alacaksınız.”

Bu ülkede Müslümanlara karşı yapılan ayrımcılık ve ırkçılığın ulaştığı boyutu görmek için daha fazla açıklama yapmaya gerek var mı? Politikacıların iddia ettiği gibi Århus sakinleri eşit değildir. Århus Belediyesinde sıradan insanlar var. Gellerup ve Bispehaven bölgesi sakinleri de var. Onlara karşı ayrımcılık yapıldığı besbelli.

Örneğin Belediye Meclisi, demiryolu hattı inşa etmek için Solbjerg’deki bazı binaları istimlak olasılığını, bunun sakinleri rahatsız edebileceğini, bu durumda altı Danimarkalı aileni etkileneceğini ele aldığında, belediye demiryolu hattı inşa etme önerisini reddetti. Belediyenin 17 Nisan 2018’de Ulaştırma, İnşaat ve İskân Komitesine verdiği yanıt bu şekildeydi. Reddetmesini insanlar üzerinde olumsuz etkisi bırakması olarak gerekçelendirdi. Sakinleri ağırlıklı olarak Müslüman olan Bispehaven ve Gellerup bölgelerine gelince, 1000’den fazla aile evlerinin yıkılacağı ve akıbetlerinin meçhul olduğu mesajını aldı. Bölgede uygulanan politika çifte standarttır, camilerin veya İslami okulların kurulmasına izin vermiyor. Sözde getto bölgelerindeki sakinler, ikinci sınıf vatandaşlardır. Bütün bunlar, paralel toplumdan kurtulmak için oluyor!

Sevgili Århus Müslümanları! Politikacıların Århus’taki Müslümanların ezan veya namaz gibi küçük gösterilerine yönelik öfkeli tepkileri, kalplerindeki İslam karşıtı nefreti ortaya koyuyor. Nefret siyasetlerinde de açıkça görülüyor. Uzun bir süredir bu ülkede adaletsizliğe ve suçlamalara maruz kaldınız. Bütün bunların nedeni, değerlerinize ve İslami kimliğinize karşı hoşgörüsüzlüktür. Aşırılıkla mücadelede sözde ünlü Århus modeli takip edilmesi nedeniyle sözde önleyici tedbirler adına Müslüman gençlerin davranışları ve tutumları izleniyor. Yetkililer, İslami kimliklerinin ilk işareti beliren Müslüman gençleri korkutmak için her türlü çabayı gösteriyorlar. Ayrıca sosyal kontrolle mücadele kisvesi altında ailelerin İslami değerleri ile mücadele ediliyor. Müslümanlara yönelik bu politika dizisi, sözde getto yasasının bir silah gibi nasıl kullanıldığını, onun üzerinden ayrımcılık politikası uyguladıklarını bize kanıtlıyor, doğruluyor.

Ancak ey Müslümanlar! Üzülmeyin. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلا تَهِنُوا وَلا تَحْزَنُوا وَأَنْتُمُ الأَعْلَوْنَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.” [Ali İmran 139]

Ey özelde Århus genelde Danimarka Müslümanları! Hizb-ut Tahrir kardeşleriniz olarak biz, sizinle birlikteyiz ve sizden bir parçayız, sevinciniz sevincimiz, üzüntünüz üzüntümüzdür. Sizi İslami kimliğinizin koruyucuları olmaya ve İslami değerlerinize sımsıkı sarılmaya, bu konuda Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve sahabesini örnek edinmeye davet ediyoruz. Allah’ın izniyle hangi boyutta olursa olsun baskıya asla boyun eğmeyeceğiz.

Hizb-ut Tahrir, her zaman İslam karşıtı politikaları deşifre edecek ve İslami kimliğimizi hedef alan saldırılar karşısında duracaktır. Sizi bu ülkede İslami değerleri korumak için bizimle birlikte çalışmaya ve durmaya çağırıyoruz. Müslüman ülkelerde Raşidi Hilafeti kurarak tüm dünyaya İslam’ı yaymak için dünya çapında çalışmaya davet ediyoruz. Hilafet, dünyada adalet ve doğruluğu restore edecek, sadece Müslümanlardan değil, aynı zamanda tüm insanlardan adaletsizlik ve zulmü def edecektir.

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ * لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “Şüphesiz bu, büyük bir başarıdır. Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!” [Saffat 60-61]

H. 2 Zilhicce 1441

 

Hizb-ut Tahrir

23.07.2020
 

Danimarka

 


...:-
  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  • “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” [İsra 1]

  •