Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Hizb-ut Tahrir / Ukrayna’dan Bir Beyan

Ukrayna Güvenlik Servisi Genel Sekreteri Marino Ostapenko, 12.05.2009’daki basın toplantısında şöyle dedi: “Ukrayna Güvenlik Servisi tarafından yürütülen özel operasyonlar sonucunda, ilk defa Ukrayna toprakları üzerinde dünyanın 29 ülkesinde yasaklı olan devletlerarası bir terör örgütüne -ki o, Hizb-ut Tahrir’dir- ait bir hücre inşa edilmesine yönelik yabancı girişimler açığa çıkarıldı.”

Genel Sekreter’in ifadesine göre: Ukrayna Güvenlik Servisi, açıkça bir terör hiyerarşisi kurmaya teşebbüs etmekle birlikte üyeleri arasında görev dağılımı yapan derin bir komplo esasına dayalı belirli bir suç örgütüne işaret eden belgeler ele geçirmiştir. Bu gurup, 9 kişiden oluşmakta olup bunlar, muhtelif zamanlarda Ortadoğu bölgesi devletlerindeki eğitim kamplarında askerî eğitim almışlar ve geçmişte Müslüman olan Ukrayna vatandaşlarının dikkatini çekmeyi başarmışlardır. Planlandığı üzere hücrenin faaliyeti, bu terör örgütünün ilk hücresini inşa etmenin yanı sıra Hizb-ut Tahrir’in ideolojisinin propagandasına, yayılmasına ve teröristlerin yetiştirilmesine ve eğitilmesine yönelmesidir.

Şu anda, özel operasyonun yapıldığı esnada ele geçirilen mühürlenmiş tüm malzemeler için hukukî değerlendirme yapılmakta olup bu değerlendirme sonuçlarına göre de hukukî düzenleme doğrultusunda genel tedbirler alınacaktır.

Ostapenko şöyle dedi: Güvenlik Servisi’nin önceki uyarıları, bu hücrenin oluşumuna izin verilmemesi ve Ukrayna toprakları içerisinde terör örgütü kurulmasının boşa çıkarılması göz önüne alındığında onların örgütlenmesi yasaklanmıştır. Bunun içindir ki bu cemaatin üyelerinin, onu organize edenlerin ve yabancılardan ona katılan diğerlerinin Ukrayna’ya girmelerinin yasaklanmasına yönelik Güvenlik Dairesi adına resmî bir uyarı yayınlanmıştır.

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Ukrayna, şunları ilan eder:

Birincisi: İslamî ve siyasî bir Hizb olan Hizb-ut Tahrir, 1953 yılından bu yana Ukrayna da dâhil dünyanın dört bir tarafında fikrî ve siyasî faaliyetlerini sürdürmekte ve defalarca tekrarladığı gibi hedefini gerçekleştirmek için kesinlikte şiddet kullanmamaktadır.

Hizb-ut Tahrir, siyasî bir Hizb olup ideolojisi İslâm ve çalışması da siyasîdir. Hizb- ut Tahrir, pek çok dünya ülkeleri tarafından da bilinmektedir.

Hizb-ut Tahrir’in hedefi; içeride İslâm’ı tatbik edecek ve onun risâletini dünyaya ve tüm beşeriyete taşıyacak olan İslâmî Hilâfet Devleti’nin ikamesi yoluyla İslâmî beldelerde İslâmî hayatın yeniden başlatılmasıdır.

Hizb-ut Tahrir, hedefini gerçekleştirmek ve devleti ikame ederken hiçbir şiddet eyleminde bulunmayan Rasûl [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in metoduna bağlı kalmak için fikrî çatışma ve siyasî mücadeleyi metot olarak belirlemiştir. Kaldı ki bu, herkes tarafından bilinmektedir.

Hizb-ut Tahrir, Hilâfetin ikamesi için çalışmasını İslâmî beldelerde yoğunlaştırmakta olup diğer ülkelerde ise fikrî ve kültürel faaliyette bulunmaktadır.

Hizb-ut Tahrir, Kapitalizm ile onun dışındaki diğer ideolojiler ve nizamların yerine İslâm’ı bir ideoloji olarak koymak için çalışmakta olup hedefini gerçekleştirmek için de; İslâmî ideoloji insanlık indinde açık bir hale gelsin diye siyasiler, düşünürler ve toplumun diğer kesimlerinden olanlarla fikrî tartışmalar içerisine girmektedir.

İkincisi: Hizb-ut Tahrir / Ukrayna, ilk defa Ukrayna toprakları üzerinde Hizb-ut Tahrir’e ait bir terör hücresi inşa edilmesine yönelik yabancı girişimlerin açığa çıkarıldığının kesinlikle doğru olmadığını duyurur.

Hizb-ut Tahrir’e ait olarak Ukrayna topraklarının ilk defa terörist bir hücre yapılandırmak isteyen yabancı girişimlere maruz kaldığının kesinlikle doğru olmadığını ilan eder. Zira bu vakıa ile örtüşmemektedir; çünkü Hizb-ut Tahrir, terörist değildir ve Ukrayna’daki faaliyetlerini 10 yıldan beri sürdürmektedir. Ayrıca Genel Sekreter’in dediği gibi Hizb-ut Tahrir üyelerinden hiç biri son senelerde resmî bir uyarı almamıştır ve hiç biri de Ukrayna’dan sınır dışı edilmemiştir.

Hizb-ut Tahrir’in Ukrayna’daki faaliyetleri açıktır ve derin komplo esasına dayanmamaktadır. Örneğin Ukrayna’daki yetkililer onun faaliyetleri hakkında şöyle bir duyuruda bulunmuştur:

...Kırım’daki kanun uygulayıcılarının raporlarına göre, Hizb-ut Tahrir’in üyeleri ile onun fikirlerine sempati duyanların sayısı 7 ila 10 bin kişiye ulaşmıştır…

Diyanet İşleri Kurulu’nun raporuna göre ise, Kırım’daki Hizb-ut Tahrir üyelerinin sayısı 5 ila 6 bin kişiye ulaşmıştır. Bununla birlikte o, Yarımada’daki Hizb’in destekçilerinin geometrik diziye göre neredeyse giderek arttığını itiraf etmektedir.

Bunun yanı sıra Kurul Başkan Vekili Haydar Bulatov “el-Ahdes” Gazetesine şöyle demiştir: “Tüm bölgelerdeki sayıları her yıl artış göstermektedir.” [el-Ahdes Sayı: 11 (113) / 21.03.2008]

Hizb-ut Tahrir, 29 ülkede yasaklıdır şeklindeki “çarpıtılmış” iddiaya ilişkin olana gelince; burada kayda değerdir ki Hizb, resmî olarak yönetime muhalif olan her türlü örgütün takip edildiği diktatör rejimlerin olduğu pek az ülkede yasaklıdır. Ancak Hizb-ut Tahrir, İslâmî ülkelerin büyük çoğunluğunda, aynı şekilde Avrupa’da ve Birleşik Devletler’de terörist bir örgüt olarak görülmemektedir ve yasaklı da değildir. Buna ek olarak Hizb-ut Tahrir, bazı İslâmî ülkelerde resmî olarak kayıtlıdır ve onun resmî sözcüleri vardır. Yine Hizb-ut Tahrir’in dünyanın dört bir tarafında faaliyetleri bulunmakta ve devletlerarası düzeyde konferansları olmaktadır. Buna ilişkin örnekler şunlardır:

2007 yılında Endonezya / Jakarta’da, Olimpiyat Stadyumu’nda düzenlenen ve 80 binden fazla kişinin katıldığı “Hilâfet” başlıklı küresel konferans.

03.01.2009 Sudan / Hartum’da “İslami Ekonomik Sistemin Gölgesinde İtminanlı ve Güvenli bir Dünyaya Doğru” başlıklı düzenlenen küresel konferans.

G-20 zirvesinden sonraki gün Nisan 2009’da Hizb-ut Tahrir’in Londra ile Beyrut’ta düzenlediği iki basın konferansı. Bu iki konferansta “İslami Ekonomik Sistemin Gölgesinde İtminanlı ve Güvenli bir Dünyaya Doğru” başlıklı yeni bir kitap da takdim edilmiştir. Ayrıca Hizb-ut Tahrir’in dünyanın dört bir tarafında yaptığı etkinlikler vardır.

Hizb-ut Tahrir’in Resmî Sözcüleri, gazetecilerle görüşmeler yapmaktalar ve BBC, CNN, Kanal 4, el-Cez,ra, Kanal İslâm ve Press TV gibi meşhur televizyon kanallarındaki tartışmalara katılmaktadırlar.

Bunlar; Ukrayna Güvenlik Servisi Genel Sekreteri tarafından yayınlanan beyanatın saçmalığının anlaşılması için yeterlidir. Zira onun içeriği şu sonuçları çağrıştırmaktadır: Ya Güvenlik Servisi, şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bir daire haline gelmiştir, ya da Ukrayna, diktatöriyal bir rejime geçiş yapma yolundadır. Ukrayna, şu ana kadar muhalefete yönelik muamelede Andican cellâdı İslam Kerimov tarafından sergilenen despotik uygulamalarda Özbekistan’ın tavrını takınmaya mı hazırlanıyor? Bu, Hizb-ut Tahrir’in çalışmasını asla durduramaz. Bilakis Kerimov rejimi, devletlerarası toplumun gözünde dışlanmış bir duruma gelmiştir.

Kişi şu soruyu sormaktan kendini alıkoyamıyor: Neden Ukrayna Güvenlik Servisi, tamamen vakıaya ve açık donelere aykırı olan ve vakıada da hiçbir yeri olmayan hayalî olaylara dayandırılmış bir beyanat ileri sürüyor? Ancak kesin bir şekilde söylemek gerekir ki güvenlik yetkililerinin bu gibi açıklamaları asla ülkedeki güvenliği artırmayacak aksine istikrarın sarsılmasına yol açacak, toplumda tehlikeli duyguları ortaya çıkaracak ve üçüncü güçlerin kirli politik oyunlarda bu faktörleri kullanmalarına meydan verecektir.

H. 18 Cumâde’l Ûlâ 1430

 

Hizb-ut Tahrir

13.06.2009
 

Ukrayna

 


...:-
  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  • “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” [İsra 1]

  •