Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Ürdün’deki Bölgeler Projesi..!!

Ürdün menşeli “ed-Dustûr” Gazetesi, 09.04.2009’da, bölgelere ilişkin Kraliyet Komisyonunun raporunu yayınladı. Bu Komisyon, İleri Gelenler Meclisi Başkanı Zeyd el-Rıfâî liderliğinde 26.01.2005’te yayınlanan Kraliyet iradesine istinaden oluştu. Bu raporda Kral İkinci Abdullah’ın şöyle bir ifadesi geçti: “...Demokratik gidişatımızı güçlendirmek, siyasî, ekonomik, sosyal ve idarî reform sürecini tamamlamak amacıyla… Krallıktaki idarî paylaşımları tekrar gözden geçirmeyi düşündük.” Bu projenin detayında ise idarî olarak Krallığın şu bölgelere taksim edileceği geçmiştir: a-Merkezi İrbid olan Yermuk Bölgesi b- Emânetu Amman el-Kubrâ dışında Merkezi es-Selat olan Reğdân Bölgesi, c-İki özel bölge olan el-Betrâ ile el-Akabe dışında Merkezi el-Kurk olan Mute Bölgesi. Her bölgeye, idarî olarak merkezdeki başbakana bağlı olacak bakan düzeyinde genel bir temsilci atanacaktır ve bölgedeki resmî organları denetlemek üzere her bölgede temsilci liderliğinde bir yürütme ofisi oluşturulacaktır.

Sunulan bu bölgeler projesinin, siyasî ve ekonomik olarak Ürdün’deki bozuk vakıayı ıslah etmesi imkânsızdır. Bu da şu sebeplerden dolayıdır:

Birincisi: Ürdün, Birinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkarılmasından bu yana devlet dinamiklerine sahip olmamıştır. Hilâfet Devleti’ndeki Şam Vilâyeti’nin bir parçasıydı. Bundan sonra siyasî ve iktisadî olarak özellikle İngiltere, sonra da Yahudiler olmak üzere başka kâfir devletlere bağlı kalmıştır. Dolayısıyla onun gidişat çizgisini belirleyenler onlardır ve kuvvetle muhtemelen çıkarlarına ve planlarına hizmet etmesi gerekliliğinden dolayı sunulan bölgeler projesinin arkasında da onlar vardır. Bu proje, her zaman olduğu gibi bizlere zarar ve kötülük olarak dönecektir.

İkincisi: Bu proje, Ürdün ile Yahudiler arasındaki Vadi Arabe Anlaşması‘nın hazırlandığı sırada 1993 yılında Kral Hüseyin yönetimi zamanında adem-i merkeziyetçilik adı altında sunulmuş, ardından da 2005 yılında Kral İkinci Abdullah onu canlandırmıştır. İşte bugün bu tasarı, özellikle Ürdün olmak üzere Arap yöneticilerinin Filistin’de iki devletli çözümü talep ettiklerine dair seslerini yükselttikleri bir atmosfer altında 2009 yılında tekrar su yüzüne çıktı. Ardından Ürdün yönetimi, bölgeler projesini ele almak ve görüşmek üzere haftalık toplanan İçişleri Bakanı başkanlığında bir bakanlık komisyonu oluşturdu. Nitekim Bakan, proje bağlamında şöyle dedi: “Tarihimizde önemli bir vatanî süreç ile karşı karşıyayız.” Enformasyon işlerinden sorumlu Devlet Bakanı ise, projenin etkin politikacılar ile vatandaşlara açıklanması gerektiğini açıkladı. O halde sorarız: Bu proje, -Kralın dediği gibi- reform, modernizasyon ve geliştirme amaçlıysa tüm bu yavaşlama ve gecikmeler nedendir?!

Üçüncüsü: Ürdün’ün yüzölçümü ve nüfusuyla özellikle hızlı iletişim araçlarının geliştiği ve çoğaldığı bir çağda gelişmesi, ilerlemesi ve modernleşmesi amacıyla böylesi bir projeye ihtiyacı yoktur. Zira bugün dünyada Ürdün’ün tüm nüfusundan daha fazla nüfusa sahip nice şehirler vardır ki Batı Amman’a sağlananlardan daha güzel ve çeşitli kamu ve bakım hizmetleri sağlanmıştır!!

Ey Müslümanlar!

Ürdün’ün mevcut vakıası devlet dinamiklerine sahip olmadığından dolayı çözüm, şubenin aslına döndürülmesi ile olur. Yine mücavir devletler de Ürdün’den daha iyi bir durumda olmadığından dolayı çözüm, Hilâfet’in kurulması ve onun gölgesindeki vahdetle bu devletlerdeki mevcut beşerî nizamların değiştirilmesindedir. Sorun, kolay yada zor çözümde değildir. Bilakis sorun, sahih çözümün varlığındadır ve İslâm’ı tüm hayat işlerine hâkim kılınması dışında bugün Müslümanların yaşadığı vakıanın çözümüne yönelik sahih bir çözüm yoktur. Bunun içindir ki bu çözümün hedef alınması, onun için çalışılması ve bölgeler projesi gibi şüpheli projelerin reddedilmesi kaçınılmazdır.

Hizb-ut Tahrir, dünyada izzete, âhirette de sevaba nail olasınız diye sizleri, Ürdün’deki ve diğer yerlerdeki beldeler ile insanları küfür nizamından ve projelerinden kurtarmak amacıyla Râşidî Hilâfet’i kurmak için şer’î metot uyarınca kendisiyle birlikte çalışmaya davet ediyor ey Müslümanlar!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ ءَامَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey îmân edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat verene dâvet ettiği zaman icâbet edin!” [el-Enfâl 24]

H. 18 Rabî-us Sâni 1430

 

Hizb-ut Tahrir

14.04.2009
 

Ürdün Vilâyeti

 


...:-
  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  • “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescidi Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” [İsra 1]

  •