Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Ey Şam Halkı: Amerika, Zehirli Geçiş Hükümetini Hazırlamaktadır
Sakın Onu Ülkenize Sokmayın
Onu Kabul Etmeniz İçin de Katliamları Tırmandırmaktadır
O Halde Onların Tuzaklarını Reddedin
Allah’a Nusret Verin ki Allah da Size Nusret Versin ve Ayaklarınızı Sabit Kılsın

Gizli olarak dönenlerin, şimdi açık bir şekilde döndüğü iki gözü olan herkes için gün gibi ortaya çıkmıştır… Şimdi Amerika, 13.03.2013’de Dışişleri Bakanı John Kerry’nin lisanıyla geçiş hükümetini oluşturmak için muhalefetten tagut Beşar ile diyalog kurmasını talep etmektedir! Zira Amerika, gerek dışarıdaki gerekse fetva sayesinde elleri kana bulaşmamış, dahası ellerini fazla kana uzatmayıp sadece ellerini hafifçe daldırmış olan rejim içindeki kuklalarından geçiş hükümetini oluşturmak için ciddi bir şekilde çalışmaktadır! Böylece bu hükümet, daha önceden olduğu gibi duruma göre gerekli “rötuşların” yapılmasıyla birlikte Laik bir Cumhuriyet ile sonuçlanacaktır! İşte şimdi onlar, gizli ve açık bir şekilde Kahire ve İstanbul’da toplanmaktalar, sonra da karşılıklı görüşüp ertelemektedirler…     

Amerika, meselenin oluşumda olmadığı gibi hükümetin “çömleğini” dolduracak kuklalarını bir araya getirmenin zor bir iş olmadığını, ancak meselenin bu kişilerin Şam topraklarında ayakları üzerinde durabilmeleri ya da onların orada kabul edilmeleri meselesi olduğunu fark etmiştir. Yine o, içerideki ayaklanmacıların ister aydın derin fikirleriyle olsun ister derin olmayan ve daha düşük fikirleriyle olsun İslam duygularına sahip olduklarını da fark etmiştir. Zira Şam halkı, dışarıdaki Amerikan kuklalarını görmekte ve onların Laik Cumhuriyetçi sivil bir devlete çağrıda bulunduklarını işitmektedirler. Nitekim “Beşar’ı” ve diğerlerini üreten bizzat bu rejimlerdir. O halde buna çağıran inanları nasıl kabul edebilirler ki? Zira insanlar, bu tagut rejimlerden çok büyük acılar tatmışlar ve onların hayatlarını karanlıklara çevirmiştir… Bu yüzden insanlar, sadece kendisiyle mutlu olacakları ve sadece kendisiyle izzet bulacakları akidelerinden kaynaklanan İslamlarını istemektedirler.   

Amerika liderliğindeki Batı’nın, İslam’dan ve hükümlerinden ürperdiği gizli bir sır değildir. Dolayısıyla o, Suriye için Beşar’ın daha az karanlık yüzlü, daha az zalim ve insanları kendisiyle aldatıp saptıracakları bir alternatifinin yönetime geleceği Laik bir sistem istemektedir! Ancak Amerika, her tarafından çıkmaza girmiştir. Zira içerideki insanlar, dışarıdaki kuklaları kabul etmiyorlarken rejimin içindeki kuklaları nasıl kabul edecekler ki?! Dolayısıyla Beşar’ın alternatifinin dili ve eli ne kadar uzun olursa olsun dışarıda oturan biri Şam’a asla hükmedemeyecektir. Dolayısıyla da geçiş hükümeti imkansız olduğu gibi içeride Amerika’nın eşlik ettiği uluslararası güçlerin koruması olmadıkça onun talep ettiği rolünü yerine getirecek bir kararı da olmayacaktır. Zira bu durum, belli aralıklarla ortaya çıkarılmış olup hala da tedavülden kaldırılmamış ancak sonuçları, Amerika’nın zannettiği hesabın dışına çıkmış ve Allah’ın izniyle Amerika’nın zannı da yok olup gitmiştir. Nitekim Dâr-ul İslam’ın merkezi Şam topraklarındaki ayaklanmacılara yapılan zulüm ve yıkım, onları bu kuklaları kucaklayarak, hatta göklere çıkararak karşılamaya sevketmek içindir!... Hakeza Amerika; Rusya, İran rejimi, taraftarlar ve takipçiler gibi ön hatları ve Türkiye, Irak, Lübnan rejimleri ile Mısır rejimindeki uzantıları gibi arka hatları sayesindeki mal ve silahlarla tagut “Beşar” rejiminin hayat nedenlerini uzatmaktadır! Hatta bazı insanlar şaşkın bir şekilde birbirlerini şunu sormaktadırlar: Neden Rusya ve İran rejimi Amerika’nın ön hatları ve Türkiye, Irak ve Lübnan rejimleri ile Mısır rejimindeki uzantıları Amerika’nın arka hatları olmaktadırlar? Ancak mevcut vakıayı tedebbür eden bir kişiye, sorunun cevabı için makalenin ayrıntıları yeterli olacaktır! Avrupa’ya ve özellikle Katar olmak üzere tabilerine gelince; onlar, ön ve arka hat yönlerinde yürümekteler ve buradaki paydan bir şeyler elde edebilmek amacıyla bir giriş yapmak için pencereden gözetlemektedirler… Tabi bu olursa!

Ey Dâr-ul İslam’ın Merkezi Şam Topraklarındaki Ayaklanmacılar: Bu, sömürgeci kafirler ile taraftarları ve takipçilerinin bir tuzağı olup Allah’ın izniyle onların bu tuzakları yok olup gidecek, onların tuzakları hüsrana uğrayacak ve onların hezimetleri olacaktır. Zira tüm bunlar, Allah’ın kendisine kolaylık verdiği, Subhânehu’nun ayetlerinin hakimiyetini ve Resulü [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in siretini idrak eden ve Subhânehu’nun şu kavline kalbi ve tüm uzuvlarıyla inanıp iman eden bir kimse için çok kolay bir iştir:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a [Dinine] nusret verirseniz Allah da size nusret verir ve ayaklarınızı [Dini üzere] sabit kılar.” [Muhammed 7]   

Ancak soru, Allahu Subhânehu’ya nasıl nusret vereceğimizdir?

Laik ve Demokratik Cumhuriyet yönetimine çağrıda bulunmak, bağımsızlık bayrağı olarak adlandırılan Sykes-Picot bayrağını kaldırmak, genelde Batı’yı özelde ise Amerika’yı hoşnut etmek Allahu Subhânehu’ya nusret vermek midir? Hilafet’e çağrıda bunmaktan kaçınmak, Batı’nın tahrikinden ve onların kinlerinden korkulduğu bahanesiyle Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in râyesi olan el-Ukab Râyesini, yani [لا إله إلا الله محمد رسول الله] râyesini kaldırmamak Allahu Subhânehu’ya nusret vermek midir? Sömürgeci kafir Batı’ya silah ve para yardımında bulunmak ve Müslümanlarla savaşan bu ülkeleri dost edinmek Allahu Subhânehu’ya nusret vermek midir? Hükümlerde tedriciliği konuşmak, içkiyi bir yıl helal bir yıl haram kılmak, hadleri yıllarca devre dışı bırakmak ve faizi bankalarda ve ekonomik hayatta yaygınlaştırarak Allah’a savaş açmak Allahu Subhânehu’ya nusret vermek midir? Rejimi kökünden söküp atmaksızın ve Hilafet’i kurmaksızın canları ve malları bir ajanı başka bir ajanla değiştirmek için feda etmek Allahu Subhânehu’ya nusret vermek midir?

Tüm bunlar, Allahu Subhânehu’ya nusret vermek değildir. Allah katından nusret gecikse de bu, kendi ellerimizle kazandıklarımızdan dolayıdır ve Allah asla vaadine muhalefet etmez. Zira hak ve doğru olan sadece O’dur: وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللّهِ حَدِيثًا “Allah’tan daha doğru (sözlü) kim vardır!” [Nisa 87] O halde olması gerektiği gibi Allah’a nusret verin. Zira sömürgeci kafirler ile ajanlarının güçleri sizin karşınızda dursalar da asla size zarar veremeyecektir. Çünkü onların kalpleri zayıf ve korku doludur. Dolayısıyla onların tuzak ve hileleri asla size zarar veremez. Zira hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar tuzaklarını kurmuşlardı. Halbuki onların hileleriyle dağlar yerinden gidecek değildir! 

Ey Sadık Ayaklanmacılar: Bir öncü halkına asla yalan söylemez. İşte Hizb-ut Tahrir sizleri, sizin Allah’a doğru bir şekilde nusret vereceğiniz ve O’nun da sizlere hakkıyla nusret vereceği şeye davet ediyor: 

O halde her yapmış olduğu amelinde saf ve berrak bir şekilde Allah’a sadık olan ve amelini sadece Allah’a has kılan muhlis bir liderliğin arkasında birlik olup hep birlikte Allah’ın ipine sarılarak Subhânehu’ya nusret verin. Zira Allahu Subhânehu, Kendisine başkasının ortak kılındığı bir ameli asla kabul etmez. Nitekim Ebi Hureyra [Radıyallahu Anh]’dan Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى: أَنَا أَغْنَى الشُّرَكَاءِ، مَنْ أَشْرَكَ بِي كَانَ قَلِيلُهُ وَكَثِيرُهُ لَهُ “Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır: Ben, Bana şirk koşanlardan beriyim. Her kim Bana şirk koşarsa, onun azı da çoğu da ona aittir.” [Ebu Davud et-Tayâlisî, müsnedinde tahriç etti] O halde Allah’ın öfkelendiği insanlardan razı olmayarak, Amerika’nın ilan ettiği Demokratik Laik bir devletten razı olmayarak ve Amerika ile Batı’nın tahrikinden ve onların kinlerinden korkarak Amerika’nın yüzleri Hilafet’ten çevirmesinden razı olmayarak Subhânehu’ya nusret veriniz ki böylece kinlerinden geberip gitsinler. Zira Allah’ın öfkelendiği insanlara rıza gösterenin akıbeti zillet ve aşağılanmadır. Nitekim İbn-u el-Ca’di’nin, müsnedinde Aişe [Radıyallahu Anhe]’den rivayet ettiği hadiste SallAllahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmaktadır: مَنْ أَرْضَى النَّاسَ بِسَخَطِ اللَّهِ، وَكَلَهُ اللَّهُ إِلَى النَّاسِ، وَمَنْ أَسْخَطَ النَّاسَ بِرَضَا اللَّهِ كَفَاهُ اللَّهُ النَّاسَ “Her kim Allah’ı öfkelendirmek pahasına insanları hoşnut ederse, Allah ona insanları kefil kılar. Her kim de Allah’ı hoşnut etmek pahasına insanları öfkelendirirse, insanlara karşı Allah ona yeter.” O halde Allah’ın, وَأَقِيمُوا الصَّلاةَ “Namaz kılınız” şeklinde ve Subhânehu’nun, وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ “Onların aralarında Allah’ın inzal ettikleri ile hükmet” şeklinde buyurduğu gibi muamelatlar, ukubatlar, hadler, cihat ve ibadetler olmak üzere büyük küçük her şeyde Allah’ın şeriatını tatbik etmek amacıyla Raşidî Hilafet’in olduğu tek bir devleti kurmak için azmederek el-Kavîyy-ul Aziz’e nusret veriniz. Zira Allah’a itaat etmek, parçalanmayı değil, bilakis Subhânehu’nun emrini indirdiği şekilde uygulamayı gerektirir. Zira bizim örneğimiz olan SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yapmış olduğu, iner inmez hükümleri tatbik etmek olduğu gibi Raşid Halifelerin de yaptıkları, parçalamaksızın ve tedricilik yapmaksızın fetih halindeki hükümleri tatbik etmeleri olmuştur. O halde Hizb-ut Tahrir’e nusret vermek yoluyla Celle ve Âla’ya nusret veriniz. Zira o, Allah’ın izniyle Hilafet’i olduğu gibi kurmaya ve hizbin İslam’dan istinbat ederek hazırlamış olduğu ve bunun dışındaki hiçbir şeye izin vermediği taslağa göre Allah’ın hükümlerini tatbik etmeye muktedirdir. Ayrıca siyasî uyanıklığa sahip olan hizib, Allah’ın yardımıyla sömürgeci kafirlerin komplolarını boşa çıkarmaya ve açık bir fethe kadar onları kendi içlerinde meşgul etmeye muktedirdir.     

Ey Şam Topraklarındaki Ayaklanmacılar: Sizin önünüzde üçüncü bir yol yoktur. Zira sizler, Allah’a nusret vereceğinize dair söz verdiniz ve bu azim hak üzere sabit kalacağınıza dair Allahu Subhânehu’nun önünde yemin ettiniz. İşte o zaman dünyada ve ahirette mutlu olabilirsiniz. O halde sömürgeci kafir devletleri kendinizden uzak tutunuz, hain ajanları kabre gömünüz ve akıtılan zeki kanlarınızın ve göstermiş olduğunuz azim fedakarlıklarınızın hayrını hatırlayınız… Şayet bunları yapmaz da Cumhuriyetçi, Laik ve Demokratik sivil bir devlet üretmek için Amerika’nın geçiş hükümeti şeklindeki türetmesini kabul ederseniz kanlarınız sizleri yaratıcısına şikayet edecek ve sizler de şunlar gibi olacaksınız: كَالَّتِي نَقَضَتْ غَزْلَهَا مِن بَعْدِ قُوَّةٍ أَنكَاثًا “İpliğini sağlamca büktükten sonra çözüp bozan (kadın) gibi.” [en-Nahl 92]! Dolayısıyla bizler sizlere, olması gerekenleri gösterdik. Şüphesiz Allah, salihlerin velisidir.

إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ “Şüphesiz bunda, aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [el-Kâf 37]
Ey Allah’ım, biz tebliğ ettik! Ey Allah’ım, sen şahit ol! Ey Allah’ım, biz tebliğ ettik! Ey Allah’ım, sen şahit ol! Ey Allah’ım, biz tebliğ ettik! Ey Allah’ım, sen şahit ol!

H. 01 Cumade’l Ûlâ 1434

 

Hizb-ut Tahrir

13.03.2013
   
 


...:-
  • Ey Şam Halkı: Amerika, Zehirli Geçiş Hükümetini Hazırlamaktadır Sakın Onu Ülkenize Sokmayın Onu Kabul Etmeniz İçin de Katliamları Tırmandırmaktadır O Halde Onların Tuzaklarını Reddedin Allah’a Nusret Verin ki Allah da Size Nusret Versin ve Ayaklarınızı Sabit Kılsın

  •