Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Hizb-ut Tahrir Emirinden Dava Erlerine Bir Mektup

Hamd Allah’a mahsustur. Salat ve selam Allah’ın Rasûlü’nün, onun ailesine, ashabına ve onu dost edinenler üzerine olsun.

Değerli kardeşlerim, ey kıymetli dava erleri!
Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Kardeşlerim size daha önce şöyle yazmıştım: “Bu şaibeli sayfalarda sörf yapmayın demek istemiyorum, aksine ne yapın ne de yapmayın diyorum. Bilakis üstüne basa basa vurgulamak istediğim şu ki bu şaibeli sayfaları bana yollamayın. Zira ben, hüsnü seyir ve dosdoğru gidişatla uğraşıp kervanı aydınlıktan Allah’ın takdir edip belirlediği ecelde Raşidi Hilafet yurduna sağ salim ulaştırmak istiyorum. Çünkü her ecelin bir yazgısı vardır… Umarım bu yazgı uzak değildir.

إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا  “Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.” [Talak 3]”

Bu güruha cevap vermekle meşgul olmayın. Zira onlar, süprüntü gibidir, o süprüntüleri didik didik ettikçe ve baktıkça, ihya etmiş ve çok daha hayırlı işten geri kalmış olursunuz… Ama çokça cevap verdiğinizi de biliyorum!

Gerçeği açıklamak, faydalarına sunmak ve sapıklıklarından geri döndürmek için iftira ve yalanlarına cevap verdiğinizin de farkındayım. Atılan iftiralar bilinçli değil, cahillikten olsa bu doğru. Ancak bilinçli ve kasıtlı bir şekilde iftira atılıyor. Nitekim daha önce yandaşları da aynısını yapmış, iftira atmıştılar… Bizden yanıt ve cevap beklemiştiler, biz de onlara o zaman demiştik ki: “Bu tür iftiraları atanlar şu iki kategoriden birisidir: Ya kasten ve bilinçli şekilde iftira atar ki amacı, iftiralarına cevap almak ve ondan yararlanmak değil. Zaten bunun için de iftira atmamıştır. Ya da basiret ve ferasetini kaybetmiştir ki böylesi insanlara zaten cevap da fayda etmez.” Bunların durumu, öncül yandaşlarına benzer…

İftiralarının Hizbi etkilemesi, zarar vermesi ya da karanlık sayfalarında sörf yapanlar nazarında Hizbin liderliğinin imajının zedelenmesi korkusuyla cevap verdiğinizin de bilincindeyim. Ama Allah’ın izniyle bunun hiçbiri olmayacaktır:

- Hizbe olan etkilerine gelince, onlardan çok daha kuvvetli ve daha çok mal biriktirmiş kimseler, sömürgeci kâfirler, zorba ajanları, güvenlik birimleri ve istihbarat teşkilatları da benzer şeyleri yapmaya çalıştılar. Ama hepsi de hüsrana uğradı ve kinlerinden geberip gittiler. Oysa Hizb hâlâ dimdik ayakta. Yüzüstü bırakanlar ve kervandan ayrılanlar ona asla zarar veremez. Kervan, zayıflamadan ve alçalmadan, seyir ve yürüyüşünde olduğu gibi yol alıyor. Hem de Aziz ve Hâkim olan Allah’ın izniyle dosdoğru çizgisinde. O çizgide zerre kadar eğrilik yok.

-Hizbin liderliğine gelince, Allah’ın izniyle hak üzerindeki sebatı devam etmektedir. Ne kararlılığında bir zayıflama ne de azminde bir yumuşama olmamıştır. Yüceler yücesine doğru yol almaktadır. Düşenler ya da bağırıp çağıranlardan etkilenmez. Zaferin kendisine geleceğinden emin. Ancak zafer, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sahabesi gibi hayır sahipleri, özü ve sözü doğru olanlar eliyle gelecektir. Çünkü zafer, o güzide sahabenin eliyle kurulan ilk Hilafet gibi Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Buna göre kalplerinde maraz olanlar, kervandan ayrıldıkça Allah’ın izniyle zafer bir o kadar yakınlaşacaktır…

Onun için Hizb ve liderliğine karşı ne büyüklerinin bağırıp çağırmasından ne de küçüklerinin melemesinden sakın korkmayın. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e şöyle buyurmuştur:
إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ  “Şüphesiz biz, alaycılara karşı sana yeteriz.” [Hicr 95]
Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın, alaycılara, iftiracılara ve sahtekârlara karşı mümin kullarına kâfi geleceğine eminiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, güçlü ve azizdir. Salih kimselerin dostudur…
Değerli kardeşlerim, ey kıymetli davet erleri!

Şu iki ayeti her daim hatırlayın:
إنَّ اللَّهَ يُدَافِعُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ خَوَّانٍ كَفُورٍ  “Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah hiçbir haini, nankörü sevmez.” [Hacc 38]

İntikam sahibi, güçlü kuvvetli Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın savunması karşısında hangi savunma durabilir?
إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُ  “Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.” [Mümin 51]

Allah Subhânehu ve Teâlâ, sadece Rasûllerine değil, “iman edenlere” de yardım eder. Zafer, sadece “şahitlerin şahitlik edecekleri günde” (ahiret günü) Firdevs cenneti değil, “dünya hayatında” da izzet ve hâkimiyet olacak… Onun için ey kardeşlerim! Zorluk ve şiddet hangi boyuta varırsa varsın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü şiddet ve zorluk, sevincin, karanlık günler de aydınlığın doğuşunun bir habercisidir.

فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا * إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا  “Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” [İnşirah 5-6]

Bir zorluk iki kolaylığa üstün gelemez.
Başa dönersek dediğim gibi “Bu karanlık sayfaları sakın bana yollamayın.” Onlara yanıt vermekle meşgul olmanızı istemiyorum. Yanıt vermenize değmezler. Davet işiyle ve daveti yüceltmekle uğraşın. Bırakın onları sapıklıklarında boğulsunlar…

Sayfalarınızı davetin şan ve şöhretini yücelten şeylerle doldurun… Sayfalarınızı çalışmayı ileri götüren şeylerle süsleyin… Sayfalarınızı insanların faydasına olan şeylerle doldurun… Sayfalarınızı sömürgeci kâfirlerin, zorba ajanların ve Allah’ın mümin kullarını kovuşturan istihbarat teşkilatlarının entrikalarını deşifre eden şeylerle doldurun… Süprüntülerle uğraşmayın. Zira uğraşmaya değmezler. Sayfalarındaki beğeni rakamlarına aldanmayın. (1) koyuyorlar, sonra bir daha (1) koyuyorlar ve böylece 11 ya da 111 gibi görünüyor! Ne olursa olsun aralarında Hizbin aktif bir üyesi olmadığı için Allah’a hamdediyoruz. Ya nakisidir, ya tariktir ya cezalıdır ya da münafıktır. Hem Hizbi sevdiğini söyler ve methiyeler dizer hem de yetim malı yer. Hizbe, liderliğine ve tüm sorumlularına tuzak kurar… Bütün bunlar, Hizbin saflık ve berraklığının, liderliğinin de Allah ve Rasûlü’ne itaat yolunda sapasağlam yürüdüğünün kanıtıdır. Biz kimseyi Allah Subhânehu ve Teâlâ adına tezkiye edecek değiliz.

Sonuç olarak akıbetlerinin ne olacağını bilen şu iki kesime de bir çift sözümüz var:
Birincisi: Sömürgeci kâfirlere, ajanlarına ve onların istihbarat teşkilatlarına: Oluşan bu fitneye sevinmeyin. Sizin de bu fitnede bir parmağınız ve tezgâhınız var. İster bizzat dokuyup tezgâhlayan ve kuranlar siz olun isterse olmayın. Basiret ve ferasetini kaybedenler attığınız o ağ ve örgünüzü tutunsunlar. Sonra da olanlar olsun… Diyorum ki fitnenize sevinmeyin. Zira intikam sahibi güçlü kuvvetli Allah Subhânehu ve Teâlâ, kötülere pusu kurar.

حَتَّى إِذَا فَرِحُوا بِمَا أُوتُوا أَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَإِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ  “Sonra kendilerine verilenle sevinip şımardıkları sırada, onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar.” [Enam 44]

Eğer kötüler, akletselerdi, Nakisiler olayından ders alırlardı. Nakisiler olayından sonra Hizbin gücü ve desteği giderek artmıştır. Ama akletmezler ki.
İkincisi: Fitnecilere: Çevrelerindeki bazı arkadaşlarımla konuştuğumda, onların fasıl cezasını hak ettiklerini söylediler. Doğru, ama fasıl cezası vermemeyi yeğledim ve sadece tam ihmal ve tamim ile yetindim. Olur ki pişman olurlar ya da tövbe edip af dilenirler de ihanet ettikleri yetim malını geri sahibine iade ederler… Ancak ne yazık ki bu, fitne ve sapıklık üzerinde inat edenler için uzak bir ihtimaldir. Ama olsun,

مَعْذِرَةً إِلَى رَبِّكُمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ  “Rabbinize mazeret beyan edelim diye bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz).” [Araf 164]

Sözün özü bir kere daha yineliyorum “Onlara yanıt vermekle uğraşmayın. Onlar, süprüntü gibidir, o süprüntüleri didik didik ettikçe ve baktıkça, ihya etmiş olursunuz ve çok daha hayırlı işten geri kalırsınız…” Umarım Allah Subhânehu ve Teâlâ, olmasına hükmettiği şeylerin ve bütün yaratıklarının şerrinden bizi korur. Bizi izzetiyle izzetlendirir de kalplere huzur veren, gönülleri ferahlatan ve bakanları sevindiren bir fetih bize nasip eyler. Bu, Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya hiç de zor değildir.
ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

H. 13 Cumâde’s Sânî 1439

 

Kardeşiniz Şeyh Ata b. Halil Ebu Raşta

01.03.2018
   
 


...:-
  • Hizb-ut Tahrir Emirinden Dava Erlerine Bir Mektup

  •