Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Salâhuddîn, Haçlılardan Kurtardıktan Sonra Aksâ‘ya Minberini Koydu,

Müslümanların Başındaki Yöneticiler ise İşgâl Mızrakları Altında Aksâ‘ya Minberini Koyuyorlar!

Salâhuddîn -Rahimehullah-, ilk olarak H. 583 yılının Rabi-ul Âhir ayına beş gün kala başlayıp H. 583 yılının Recep ayının 27’sinde Beyt-ul Makdis’in kurtuluşu ile sonuçlanan Hıttîn Savaşı‘nda Salâhuddîn’in eliyle Allah Subhânehu’dan bir Nusret sayesinde başarı ile taçlanıncaya kadar, Müslümanların azametli komutanlarının onlarca yıl boyunca Livâsını (sancağını) taşıdıkları Cihâd sayesinde en feci bir hezimet ile hezimete uğrattığı Haçlıların pisliğinden temizledikten sonra Mescid-il Aksâ‘ya girmiş, Salâhuddîn’in elçisi, Bağdâd’daki Abbâsî Halîfesi en-Nâsır’a bu müjde ile ulaştığında, ona Mısır ve Şam vilâyetlerinin Livâsını bağlamış, Müslümanlar da bu haberi tekbirler, tehliller ve Haçlıların kökünü kestiği, Kudüs’ü ve Aksâ‘yı Diyâr-ul İslâm’a iade ettiği için Azîz ve Cebbâr olan Allah’a Hamd ile sevince boğulmuşlardı.

Müslümanlar da Aksâ‘nın kurtarılmasından sonraki ilk hafta, Mescid’in ve Sahrâ‘nın Haçlıların pisliğinden temizlemek ile uğraşmışlardı. Bu ikisini yıkamışlar, içlerine güzel koku dökmüşler, Aksâ‘yı görkemine ve zarafetine yeniden kavuşturmuşlar, uzun bir ayrılıktan sonraki çevresinde ilk ezanı okumuşlardı.

Ertesi gün, H. 583 yılının Şaban ayının dördünde, bu azim çalışmanın tamamlanmasının ardından Cuma’dan hemen önce, Salâhuddîn Haleb’e, yaklaşık yirmi sene önce Salâhuddîn’den önceki Mısır ve Şam Vâlîsi Nuruddîn zamanında Halebli bir marangoz tarafından yapılan ve Allah’ın yardımı ile Aksâ‘nın kurtuluşunu mağrur bir halde bekleyen minberi getirmesi için bir elçi gönderdi… Böylece minber getirildi ve Mescid’e konuldu. İslam’ın gölgesinde azîmz ve kerîm bir halde Mihrâb’ın kenarına yerleştirildi. Sonra Cuma namazı kılındı. Dimeşk Kadısı Muhyiddîn b. Zekî, Salâhuddîn’in emri ile minbere çıktı. Sonra o Cuma günü meşhur hutbesi ile hitap etti. İlk söylediği şu idi:

فَقُطِعَ دَابِرُ الْقَوْمِ الَّذِينَ ظَلَمُوا وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ Artık zulmeden toplumun kökü kesildi, ve’l Hamdulillahi Rabb-il Âlemîn. [el-En’âm 45]

Bu, H. 492 yılının Şaban ayına yedi gün kala Haçlıların Kudüs’ü işgâllerinden beri, doksan seneden fazladır Aksâ‘da irad edilen ilk hutbe idi.

Ey Müslümanlar!

İşte onlar, ilk olarak Aksâ‘yı kurtaran, sonra minberi azîz ve kerîm bir halde oraya koyan İslam’ın askerleri ve azametli komutanları idi. Bugün ise, 1967 işgâllerinin ardından Yahudilerin 1969 senesinde Mescid-il Aksâ‘daki Salâhuddîn Minberi’ni yakmalarından sonra, Müslümanların başındaki yöneticiler, Salâhuddîn’in minberine benzer bir minber yapmak için hırs gösterdiler ama Salâhuddîn yaptığı gibi Aksâ‘yı kurtarmaya hırs göstermediler! Bilakis Yahudinin Aksâ‘yı işgâline sessiz kaldılar. Bir de çıkıp minberi yaparak ve Yahudinin mızrakları altında oraya koyarak “onu îmar etmeleri” ile övündüler. Oysa o sırada işgâl altındaki Mescîd, lisân-ı hâli ile âdeta şöyle inliyordu: “Mihrâbı süsleyen, upuzun, koskoca, gepgeniş, gösterişli bir minberin ne ağırlığı, ne değeri vardır ki? Düşmanlıkta insanların en azılısının, Yahudinin elinde esir isem, tutsak isem?”

Ey Müslümanlar!

Mekkeli Kâfirler de Mescid-il Haram’ı “îmar etmeleri” ile övünüyorlardı. Oysa Mescîd şirklerinin mızrakları altında, çevresi de çirkin âyinleri, tavaf ederlerkenki bağırışları ve hayâsızlıkları ile dolu idi… Kaldı ki onlar tüm bunları yaparken güzel bir iş yaptıklarını zannediyorlardı. Bunun üzerine Allah Subhânehu, muhkem âyetlerde, Allah’ın mescidlerinin nasıl îmar edileceğini ediyordu ki bu, İman ve Cihâd iledir, İslam’ın yönetimi ve otoritesi iledir. Allah Subhânehu’ya mütevâzi yapılarda ibâdet edilsin, gökyüzündeki yıldızlar çatılarından içeri süzülsün, bereketli yağmur damlaları içini ıslatsın, çakıl taşları ile veya yıpranmış paçavralar ile döşensin… Ne olursa olsun, yeter ki İslam’ın Sultânı ile gölgelensin, üzerinde el-Ukâb Râyesi, «لا إله إلا الله  محمد رسول لله» Râyesi yükselsin! İşgâl mızrakları altında esir, tutsak olduğu bir vakitte üzerinin zarif süsler ile donatılmasındansa, altının rahat döşemeler ile kaplanmasındansa, içine azametli minberler konulmasındansa, işte bu sade, gösterişsiz ve derme-çatma hal, bir mescid için binlerce kat, on binlerce kat daha hayırlıdır. Şüphesiz Allah Subhânehu doğru söylemiştir:

أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ ءَامَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لاَ يَسْتَوُونَ عِنْدَ اللَّهِ وَاللَّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ  Yoksa sizler, hacılara su vermeyi ve Mescid-il Harâm’ı îmar etmeyi, Allah’a ve Âhiret Günü‘ne îman edip Allah yolunda Cihâd edenler ile bir mi tuttunuz? Bunlar Allah katında denk değillerdir. Şüphesiz Allah zâlimler topluluğunu hidâyete erdirmez. [et-Tevbe 19]

Ey Müslümanlar!

İşte Hizb-ut Tahrir sizleri, Aksâ‘yı kurtarıp Yahudi pisliğinden temizleyecek, gururlandıracak ve minberini tekrar yükseltecek Hilâfet’i ortaya çıkarmak için kendisi ile birlikte çalışmaya dâvet etmektedir. İşte o zaman Salâhuddîn’in minberi, azîz, kerîm ve emîn bir halde mekânına konularak hakkını alacak, Allah’ı hamd ile tespih edecektir:

وَإِنْ مِنْ شَيْءٍ إِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ  Hiçbir şey yoktur ki O’nu hamd ile tespih etmesin. [el-İsrâ’ 44]

Muhakkak ki esir düşmüş Aksâ, minber istemiyor, bilakis kurtuluş istiyor… en-Nâsır gibi bir Halîfe, Salâhuddîn gibi bir Komutan, bakışlarını iki güzellikten birine [ya Şehâdete, ya Ölüme] yöneltmiş olan askerler istiyor! İşte bundan sonradır ki Nusret, Zafer ve apaçık bir Fetih olur, işte o zaman mü‘minler de Allah’ın nusreti ile ferahlarlar… İşte Allah’ın mescidlerini îmar etmek böyle olur, Ey Müslümanlar!

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ، لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ  İşte bu, muhakkak bu, azim bir kurtuluştur. Çalışanlar işte böylesi (bir kurtuluş) için çalışsınlar! [es-Saffât 60-61]

H. 13 Muharram-ul Harâm 1428

 

Hizb-ut Tahrir

02.02.2007
   
 


...:-
  • Salâhuddîn, Haçlılardan Kurtardıktan Sonra Aksâ‘ya Minberini Koydu, Müslümanların Başındaki Yöneticiler ise İşgâl Mızrakları Altında Aksâ‘ya Minberini Koyuyorlar!

  •