|
|
|
 |
 |
|
 |
|
Siyasi Tahliller |
|
|
Soru:
Salaams Şeyh
My question is on an article in the Constitution. In article 7, clause 4 or clause D from the English translation of the second edition 2010, it is stated: The non-Muslims will be treated in matters related to foodstuffs and clothing according to their faith and within the scope of what the Shari’ah rules permit. My question is related to clothing. Will Non-Muslim women be allowed to wear any clothing as long as it covers the bodies and is modest, such as long dresses or trousers and a shirt? Or will they be required to wear Khimar and Jilbaab like the Muslim women? How was the non-Muslim women’s dress was dealt with throughout Islamic history? i.e. were they allowed ot wear what they wanted or was the Islamic dress enforced upon them. May Allah reward you From your Brother Adnan from the UK
|
|
H. 22 Şevvâl 1435
|
19.08.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Son günlerde haber ajansları, Amerikan savaş uçaklarının Kuzey Irak’ta IŞİD örgütüne yönelik hava saldırıları düzenlediğini bildirdiler. Obama ve bazı Amerikan yetkilileri, insani gerekçelerle ve soykırım korkusuyla böyle bir eylemde bulunulduğunu ifade ettiler. Suriye’de meydana gelen katliamlar, daha şiddetli ve daha korkunç olduğu halde Amerika müdahale etmedi. Irak’ın el-Anbar ve Felluce’de meydana gelen katliamlar da böyledir. Ama müdahale etmedi. Amerika’nın insani ve benzeri gerekçeler ile Amerikan savaş uçaklarının Kuzey Irak’a saldırılar düzenlemesi için bunlar ikna edici sebep değildir. Bu, olayların takibinden anlaşılabilir. Soru şudur: Bu, doğru bir anlayış ise ve saldırıların nedeni bu değilse, o zaman gerçek nedeni açıklayabilir misiniz? Siz, mevcut olayları nasıl okuyorsunuz? Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.16 Şevvâl 1435
|
12.08.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
28 Temmuz 2014 tarihli medya organları, Yemen’in eski Başkanı Ali Abdullah Salih ile yeni Başkanı Abid Rabbo Mansur Hadi’nin Ramazan bayramı namazını iki sıcak dost gibi yan yana kıldıklarını bize gösterdi! Hâlbuki yeni Başkan Hadi, yönetimi ele aldığı günden beri Salih’in otuz yıllık yönetimi boyunca, kurduğu her şeyi yıkan işler gerçekleştirdi. Nitekim ordunun komuta kademesini çocuklarından, kuzenlerinden ve akrabalarından İngiliz dostlarını yerleştirerek bina etmişti. Hadi icraatlarıyla onların kanatlarını kopardı! Tıpkı bunun gibi bir ay önce hükumetin yürüttüğü reformlar adı altında bakanlık, askeri ve güvenlik alanlarında tadilatlar gerçekleştirdi. Artı çocukları ve akrabaları dâhil komuta kademesinin azli ve kendine bağlı Bakanların atanmasında Amerika’nın etkisi vardı. Bu kararların alınmasında Amerika’nın etkisi olduğu açıktır. Dahası, Hadi Hutilere karşı yumuşak bir tavır almıştır. Bu durum Hutilerin 09 Temmuz 2014 tarihinde Amran işgali sırasında tugay komutanını öldürdüklerinde apaçık kendini gösterdi. Bütün bunlar Savunma Bakanlığına karşı gerçekleştirilen ve Hadi’ye yönelik bir darbe girişimi olduğunu söylenen, arkasında Ali Salih’in olduğu bilinen ve dolayısıyla Hadi ve Salih’in aslında iki sıcak dost olmadıklarını, aksine iki can düşmanı olduğunu gösteren olaylara ek olarak olup bitmektedir.
Bunu nasıl anlamalı? Özellikle şunu vurgulamak gerekir ki Hadi, Salih’in yardımcısı idi. Onun gibi değil miydi? Salih’in yardımcısı olarak aynı şekilde İngilizlerle beraber hareket etmiyor muydu? Bütün bunlar zihin karışıklığına neden oldu. Sizden şu konuların aydınlatılmasını rica ediyorum.
Mansur Hadi, İngiltere ile beraber mi yürüyor? Yoksa Amerika ile beraber mi yürümektedir? Ayrıca Savunma Bakanlığı‘na saldırı bir darbe girişimi midir? Yoksa değil midir?
|
|
H. 06 Şevval 1435
|
02.08.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Anayasa Mukaddimesinin birinci bölümünde 36. Maddenin D bendinde şöyle denilmektedir: “Şu da var ki muavin sultasını ancak halifeden aldığına ve onun naibi mesabesinde olduğuna göre vekilin vakıasına kıyasen onu azletmek Halifenin hakkı olur. Çünkü müvekkil, özel hallerde azlinin yasaklanmasına ilişkin nassın varit olması dışında vekilini azletme hakkına sahiptir.” Halife tarafından muavinin azledilmesinin yasak olduğu bu özel durumları açıklamanızı rica ediyorum. Şimdiden vereceğiniz yanıttan dolayı Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi mükâfatlandırsın ve O’nun koruması altında olduğunuz sürece de size selam olsun.
|
|
H. 20 Ramazan 1435
|
19.07.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Bazı sitelerde bir takım yorumlar geçmektedir. Bunlar, kısaca şöyledir: “Hizb-ut Tahrir’e göre Hilafetin kurulmasının metodu nusret talebidir. Ve Hizb ona sıkı sıkıya bağlıdır. Onun dışında başka şeri bir metodu kabul etmiyor. Hâlbuki burada mütegallibe otoritenin metodu, yani zorla ve savaş yoluyla devleti kurmak gibi başka bir metot daha var. Ayrıca partizanlıktan dolayı Hizb-ut Tahrir, sadece kendi tarafından kurulan Hilafeti meşru gördüğü için el-Bağdadi tarafından ilan edilen Hilafeti de kabul etmiyor.” Bu söylemlere yönelik yeterli ve şifa verici bir cevap mı? Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.14 Ramazan 1435
|
12.07.2014 |
|
|
|
|
|
|
Hizb-ut Tahrir Emiri Şeyh Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin Sorularına Verilen Cevaplar
Soru Cevap
1- Taklit ve Bir Müçtehitten Başka Bir Müçtehide Geçmek 2 - Bir Amelde Birden Fazla Değer Gerçekleştirmek
Hijazi Shaheen
|
|
H. 10 Ramazan 1435
|
09.07.2014 |
|
|
|
|
|
|
IŞİD tarafından ilan edilen Hilafet hakkında açıklama isteyen tüm kardeşlere… İsimlerinizi yazamadığım için özür dilerim. Çünkü isimler listesi bayağı uzun.
|
|
H.04 Ramazan 1435
|
02.07.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Değerli kardeşim Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun,
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Kadınların hâkim olması ve yargı makamını üstlenmeleri birçok genç tarafından ele alındı. Ama bu konu tekrardan değerlendirilmesi gerekir. Tarih boyunca ümmet, bu meseleyle karşılaşmadı. İlk İslam Devletinin kuruluşundan Osmanlı Devletinin sonuna kadar kadının yargı makamını üstlendiği görülmemiştir. Kadının yargı makamını üstlenip üstlenmeyeceği ile ilgili hüküm çıkarılırken, yargı ve genel hayatın vakası, kadının genel hayattaki yeri dikkate alınmalıdır. Çünkü kadın, kocasının izni olmadan evden dışarı çıkamaz. Yabancılar ile yalnız baş başa [halvet] kalamaz. Dolayısıyla da hâkim olamaz.
|
|
H.20 Şa’bân 1435
|
18.06.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Janata Partisi ve lideri Modi’nin zaferini kutlayan Amerikan Başkanı Obama, onu Washington’u ziyarete davet etti. 05 Haziran 2014 günü yapılan açıklamada Modi’nin Eylül ayında bu ziyareti yapacağı bildirildi. Devlet Başkanı tarafından seçilen iki sandalye dışında 545 sandalyeli parlamento seçimlerinde, 282 sandalyeyi alarak mutlak çoğunluğu Bharatiya Janata Partisi’nin elde ettiği açıklandı. Sonuçların açıklanmasından sonra 26 Mayıs 2014’de yeni Hindistan Başbakanı Modi, yemin töreninin ardından resmen göreve başladı. 44 sandalye kazanan Kongre Partisi de tarihi yüz kızartıcı bir yenilgi elde etti. Modi tarafından yapılan davet ve görüşme talebinin ardından ilk kez bir Pakistan Başbakanı‘nın yemin töreninde hazır bulunması tarihe geçti. Bunun göstergeleri nedir? Bu iki ülke ve bölgeye ilişkin Amerikan politikası ve planları kapsamında iki ülke arasındaki ilişkiler ve bunun Çin ve Afganistan üzerindeki yansımaları nasıl olacak?
|
|
H.13 Şa’bân 1435
|
11.06.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Moadh Seif Elmi
Değerli Şeyhimiz, es-Selamu Aleykum
Bir tarafta Ömer, diğer tarafta Hamza’nın olup, Müslümanların iki saf halinde dışarı çıkmaları ile ilgili hadis zayıf mı? Teşekkür ediyorum.
Soru:
Andalusi Maqdisi Andalus
Değerli Şeyhimiz, es Selamu Aleykum
Gösteriler hakkındaki soru cevabınızda şu hadisle delil getirdiniz: “Ebu Nuaym Ahmed ibn Abdullah ibn Ahmed ibn İshak ibn Musa ibn Mihran el-Esbehânî [ö: H.430] Hilyetu’l Evliyâ ve Tabakatu’l Esfiyâ adlı eserinde İbn Abbas’tan rivayet ettiğine göre
سَأَلْتُ عُمَرَ رَضِيَ اللهُ تَعَالَى عَنْهُ: “لِأَيِّ شَيْءٍ سُمِّيتَ الْفَارُوقَ؟ قَالَ: أَسْلَمَ حَمْزَةُ قَبْلِي بِثَلَاثَةِ أَيَّامٍ، ثُمَّ شَرَحَ اللهُ صَدْرِي لِلْإِسْلَامِ... قلت: أَيْنَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم؟، قَالَتْ أُخْتِي: هُوَ فِي دَارِ الْأَرْقَمِ بْنِ الْأَرْقَمِ عِنْدَ الصَّفَا، فَأَتَيْتُ الدَّارَ... فَقُلْتُ: أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ، قَالَ: فَكَبَّرَ أَهْلُ الدَّارِ تَكْبِيرَةً سَمِعَهَا أَهْلُ الْمَسْجِدِ، قَالَ: فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ أَلَسْنَا عَلَى الْحَقِّ إِنْ مُتْنَا وَإِنْ حَيِينَا؟ قَالَ: بَلَى وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، إِنَّكُمْ عَلَى الْحَقِّ إِنْ مُتُّمْ وَإِنْ حَيِيتُمْ، قَالَ: فَقُلْتُ: فَفِيمَ الِاخْتِفَاءُ؟ وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لَتَخْرُجَنَّ، فَأَخْرَجْنَاهُ فِي صَفَّيْنِ، حَمْزَةُ فِي أَحَدِهِمَا، وَأَنَا فِي الْآخَرِ، لَهُ كَدِيدٌ كَكَدِيدِ الطَّحِينِ، حَتَّى دَخَلْنَا الْمَسْجِدَ، قَالَ: فَنَظَرَتْ إِلَيَّ قُرَيْشٌ وَإِلَى حَمْزَةَ، فَأَصَابَتْهُمْ كَآبَةٌ لَمْ يُصِبْهُمْ مِثْلَهَا، فَسَمَّانِي رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَئِذٍ الْفَارُوقَ، وَفَرَّقَ اللهُ بَيْنَ الْحَقِّ وَالْبَاطِلِ “Ömer’e hangi nedenden dolayı el-Faruk adını aldın diye sordum.” O da “Hamza benden üç gün önce Müslüman oldu. Sonra Allah Subhânehu ve Teâlâ benim kalbimi İslam’a açtı” cevabını verdi. Ömer “Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem nerede? Diye sordum. Bunun üzerine kız kardeşim “Safa’da Erkam ibnu’l Erkam’ın evinde” dedi. Ben de eve gittim ve “Allah’tan başka ilah olmadığına şahadet ederim. O birdir ve eşi benzeri yoktur. Muhammed de O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim.” Dedim. Bunun üzerine “Evdekiler öyle bir tekbir getirdiler ki cami halkı duydu.” dedi. Dedim ki: Ey Allah’ın Elçisi, biz ölürsek ve yaşarsak hak üzerinde değil miyiz?” “Evet, nefsim elinde olana yemin ederim ki ölürseniz de yaşarsanız da hak üzeresiniz.” buyurdu. Dedim ki: “O zaman bu gizlenmek niye? Seni hak ile gönderene yemin ederim ki çıkacağız. Ardından iki sıra şeklinde evden dışarı çıktık. Birinde Hamza, diğerinde ben vardım. O, öyle bir ses çıkarıyordu ki! Nihayet mescide girdik. Bir Kureyş‘e bir de Hamza’ya baktım. Kureyş‘i daha önce benzeri görülmemiş şekilde tasa ve kaygı sardı. İşte o gün Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bana el-Faruk ismini verdi. Allah Subhânehu ve Teâlâ hak ile batıl arasını ayırdı.”
Bu hadisten bahsederken Albani, hadisin münker olduğunu ve hadis âlimlerinin çoğunun bu hadisi zayıf gördüklerini söyledi. Benim sorum, iki şıktan oluşuyor: Birincisi: Zayıf hadisle delil getirmek caiz midir? Cevap, evet ise, öyleyse ne zaman delil getireceğiz ve ona nasıl hüküm vereceğiz? Eğer cevap hayır ise, o zaman soruda belirtilen rivayet dışında başka bir rivayet var mı? Allah Subhânehu ve Teâlâ bizi sizin ilminizden faydalandırsın, sizi korusun ve size fetih nasip eylesin.
Abdullah eş-Şâmî
|
|
H.10 Şa’bân 1435
|
08.06.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
02 Haziran 2014 günü meşruiyeti ihtilaflı Başbakan Ahmed Maytik’in başkent Trablus’taki Başbakanlık konutuna Misrata Kartalları Tugayına bağlı yoğun askeri takviye eşliğinde girebildiği açıklandı. Genel Ulusal Kongre, 25 Mayıs 2014’te Trablus oturumu sırasında yeni Başbakan Ahmed Maytik’e güvenoyu verdi. Eski başbakan Abdullah es-Seni ise görevi yeni başbakana teslim etmeyi reddetti. Eski başbakan, 29 Mayıs 2014 günü başbakanlık konutunda kabine toplantısı yaparken, yeni başbakan da bakanlar kurulunu bir otelde topladı. Ve parlamento seçimlerinin 25 Haziran 2014 tarihinde yapılacağını açıkladı. Emekli Albay Halife Hafter de 16 Mayıs 2014’te Kongre’ye isyan ederek hükümeti tanımadığını açıkladı ve parlamentonun feshedilmesi çağrısında bulunarak seçimlerin öne alınmasını istedi. ABD ve Avrupa’nın da Libya’da olup bitenlere ilişkin bir hareketlilikleri gözlemlendi. Bu hareketliliğin orada olup bitenler ile ne ilgisi var? Ve bu olup bitenlerin emekli albay ile ilgisi nedir? Albay neyi amaçlıyor?
|
|
H. 05 Şa’bân 1435
|
03.06.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Bismillahirrahmanirrahim
Sadece Allah’tan yardım isterim. Celil Âlim, es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Benim iki sorum var, yanıtlarsanız size minnettar olurum. Allah Subhânehu ve Teâlâ sizin ve İslami hayatı başlatmak için çalışanların adımlarını sağlam kılsın.
Anayasa Mukaddimesi veya Esbabı Mucibe Kitabının Birinci Bölümü‘nde s. 211 Madde 33. B. şıkkında şöyle geçmektedir: “Halife, bir geçici emir tayin edilmeden önce ölürse veya istifa ederse veya hilafet mansıbı ölüm veya istifa haricinde bir sebeple boşalırsa, muavinlerden [tefviz muavinlerinden] en yaşlı olanı geçici emir olur.” Bu maddenin delili nedir? Ve neden ondan genç olan değil de en yaşlı muavin geçici emir oluyor?
|
|
H.02 Şa’bân 1435
|
31.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Maliye Kitabı‘nın Türkçe baskısının 193-194.ci sayfasında şöyle geçmektedir: “Öte yandan, yılın başında kişinin elindeki altın veya gümüş miktarı, nisap miktarını tamamlıyorsa ve sene içerisinde de artış söz konusu ise ve artış ticaret yoluyla elde edilmiş ise artış, asla katılır ve artışın süresi aslın süresinden sayılır. Çünkü artış, malın geliştirilmesinden elde edilmiş ve aynı cinstendir. Dolayısıyla da asla tabi olur.
Ancak artış, nisabın cinsinden olmakla beraber maldaki çoğalma miras veya bağış gibi başka yoldan sağlanmış ise, bu artışın üzerinden bir sene geçmesi gerekir. Bu artış, başlangıçta elde var olan miktarla birleştirilmeyeceği gibi, başlangıçtaki malın sene hükmünü de almaz. Kökeni içermez.”
İlk paragraf anlaşılıyor. İkinci paragraf ise, şu anlama mı geliyor, sahip olduğum nisap bu yılın Muharrem ayında zekât miktarına ulaşır ve dört ay sonra da Cumâde’l Ûlâ‘da mirastan bin dinar alırsam, sahip olduğum paranın üzerinden bir yıl geçmiş oluyor mu? Yani asli nisabın zekâtını önümüzdeki Muharrem ayında, mirasın zekâtını da gelecek yıl Cumâde’l Ûlâ ayında mı vereceğim? Yani burada her sene zekâtın farklı iki tarihi mi olacak? Ya da mirasın zekâtını asli nisabın üzerinden bir yıl geçtikten sonra vermem caiz mi? Yani hepsinin zekâtını önümüzdeki yıl Muharrem ayında verebilir miyim?
|
|
H.01 Şa’bân 1435
|
30.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Selamun Aleykum değerli Emirimiz: Biz, Hilafet ve cihadın farz olduğunu, ama cihadın, Hilafeti kurmanın metodu olmadığını söylüyoruz. Bunu açıklar mısınız?
Allah Subhânehu ve Teâlâ Salih amellerinizi kabul eylesin ve size ümmetin liderliğini nasip eylesin.
|
|
H. 28 Receb 1435
|
27.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Faziletli Şeyhimiz, benim kesinlikle cevaplanması gereken tıbbi bir sorum var. Ben bir doktorum, Kadın ve Doğum Hastalıkları hastanesinde çalışmaktayım. Kadın veya çocuğun hayati tehlikesi olunca, kadına sezeryan ile doğum yaptırılıyor.
Burada öyle hamile kadınlar var ki maruz kaldıkları hastalıklar nedeniyle gebelik dönemleri zor geçiyor ve zor anlar yaşıyorlar. Bu yüzden hamile kalmamaları veya 3-4 yıl ara vermeleri gerekiyor. Onun için de doğum kontrol hapları kullanmak zorundalar. Ama bazı kadınlarda kontraseptif işe yaramıyor. Dolayısıyla kısa aralıklarla üst üste hamile kalıyorlar. Bu da kısa aralıklarla birçok kez sezeryan doğumu yaptıkları için yaşamlarını tehdit ediyor. Kimi bayanlar, bel ağrılarına kimileri de şiddetli kanamaya maruz kalıyorlar. Bunun için doktorlar, çocuk doğurdukları zaman bir daha hamile kalmasınlar diye kadınların kalıcı olarak fallop tüplerini bağlıyorlar. Bu yüzden doğum kontrol hapı kullanmak istemeyen ama hamile kalmak da istemeyen 32-36 yaş arası kadınlar, hastaneye gelip fallop tüplerini kalıcı olarak bağlatıyorlar. Kadınlar, kalıcı olarak fallop tüplerini bağlatmak üzere tüp ligasyonu [Sezeryan] ameliyatı için uzman doktora yalvarıyorlar.
Soru şudur: Hamilelik dönemlerinde kadının durumunu takip edin ve kadının zor bir gebelik geçireceğini gören ve bu yüzden ameliyat ile fallop tüplerinin bağlanması gerektiğini söyleyen doktor hakkındaki İslami hüküm nedir? İnceleme ve araştırma yapmadan sadece kadının sözüne uyan doktorun hükmü nedir? Çünkü kadın doğru söylemeyebilir?
|
|
H.23 Receb 1435
|
23.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun. Ben, size bir soru sormak istiyorum. Murabaha helal mi yoksa haram mı? Yani birisi arazi satın almak ister, ama parası yoksa bir başkasına başvurarak ben arazi satın almak istiyorum, ama param yok der, o kişi de ben araziyi alıp, üstüme geçiririm, sonra da “bir süre sonra onu sana daha yüksek fiyata satarım.” yanıtını verse, bu anlaşma caiz mi yoksa değil mi? Arazinin bedelini aşan miktar faiz mi olur, kâr mi olur? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.18 Receb 1435
|
17.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Saygıdeğer Celil Âlim, Allah Subhânehu ve Teâlâ ilim ve bilginizi artırsın.
Ben şunu sormak istiyorum, işveren, iş esnasında hastalandığında işçinin tedavi masraflarını üstlenmek zorunda mı?
İşveren, ister işçinin ihmalinden kaynaklansın, isterse inşaat işçisi ve diğer tehlikeli işlerden kaynaklansın iş esnasında kaza meydana geldiğinde işçinin tedavi masraflarını işveren karşılamak zorunda mı?
İşveren, işçinin işini sigortalaması ve sigorta şirketine de belli bir meblağ ödemesi durumunda işçinin onu tazminat olarak alma hakkı var mıdır? Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H. 13 Receb 1435
|
12.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Faziletli Şeyhimiz, Allah’ın selamı sizin üzerinize olsun.
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Benim sorum, ticaret mallarında zekâtın nisabı ile ilgilidir. Maliye kitabının 198. sayfasında şöyle geçmektedir: “Zekâtın nisabı 200 dirhem gümüş, yani 595 gram gümüş ya da 20 dinar altın, yani 85 gram altındır. Bugün ticaret mallarının hesaplanmasında hangi nisaba göz önüne alacağız? Bilindiği üzere gümüş ile altın fiyatı arasında önemli farklılıklar var. Bir dinar altın, yaklaşık yüz gümüş dirheme eşittir. Eğer biz, beş dinar altını hesaplasak, gümüşün nisap fiyatını geçiyor. Onun için hangi nisabı göz önüne almamız gerekiyor? Allah mükâfatınızı artırsın ve bizi ilminizden faydalandırsın.
|
|
H. 08 Receb 1435
|
07.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
Güvenlik Konseyi, 29 Nisan 2014’de, 10 Nisan 2014’de Genel Sekreter tarafından hazırlanan rapor ışığında Batı Sahra sorunu için “2152” sayılı bir karar yayınladı. Genel Sekreter tarafından hazırlanan rapor, Genel Sekreter’in özel elçisi Ross’un 28 Ocak 2014 tarihinde Kuzey Afrika ziyareti sırasında yapılan girişimler ve Kral Muhammed VI. Afrika ülkelerine, özellikle Fransa’nın uydu devletlerine yaptığı ziyaretlerden sonra yayınlandı. Dostça gerçekleşen ziyaretler sırasında çeşitli anlaşmalar imzalandı. Genel Sekreter tarafından hazırlanan raporda, “MINURSO’nun [Batı Sahra Referandum için Birleşmiş Milletler Misyonu] görev süresinin 30 Nisan 2015 yılına kadar uzatılması” önerildi.
Soru şudur: 26 Şubat 1976 yılında İspanya’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra yaklaşık 40 yıl boyunca Batı Sahra sorunu neden karardan karara çözümsüz yuvarlanıp duruyor? Ross’un ziyareti ile Kralın ziyareti arasında ve Güvenlik Konseyi’nin 2152 sayılı karar arasında bir ilişki var mıdır? Sonra İngiltere yanlısı Kralın, Fransa yandaşı Afrika devletlerine ziyaretini ve onlarla anlaşmalar imzalamasını nasıl açıklarız? İngiltere ile Fransa’nın çıkarları aynı mı? Özellikle Ross’un bölgeye ziyaretinden sonra Kralın dört Afrika ülkesine ziyaretinin belirli bir amacı var mıdır? Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.07 Receb 1435
|
07.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
Soru:
İslam ile hükmetmeyen mevcut yönetim sistemine Müslümanın katılmasının haramlığı hakkında bahsedilirken bir kimse, şeyhlerden birinin, Yusuf Aleyhisselatu ve’s Selam’ın Mısır’da kralın şeriatı ile hükmettiğiyle delil getirerek küfür sistemine katılmaya cevaz verdiğini duydum dedi. Müslüman olduğu bilinen ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem tarafından cenaze namazı kılınan Necâşî‘nin yıllarca küfürle hükmettiği söylendi. Sonra şeri delil olan maslahat, bunu gerektirir. Çünkü yönetimde olan bir Müslüman, Müslümanların maslahatlarını laik birinden çok daha iyi gözetir, dendi.
Soru şudur: Böyle bir istidlalin doğruluk payı nedir? Sonra gerçekten böyle söyleyen şeyhler var mıdır? Yanıtlayacağınızı umuyorum ve Allah sizi hayırla mükâfatlandırsın.
|
|
H. 05 Receb 1435
|
05.05.2014 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|