Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

Siyasi Tahliller
Konu
İndir

Soru:

Değerli Şeyh, es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh,
Zaruretler yasakları mubah kılar şeri kaidesi hakkında soru sormak istiyorum. Zaruretler sözcüğünden şeri amaç nedir? Amacımı açıklamak adına iki durumu sadece bir örnek olarak vereceğim:

Birincisi: Şeyh Yusuf Kardavi, eğitim amacıyla yabancı okullarda başörtünün çıkarılmasına izin verdi ve bunu zaruretler bölümünden addetti.

İkincisi: Erkek doktorların kadın doğumuna girmesi.
Eğer zaruretler sadece ölüm ve yok olma anı ile sınırlı dersek, o zaman neden erkek doktorlar hamile kadınların avret yerlerine bakıyorlar hatta bazen kadın doğumuna giriyorlar. Örneğin bu, kadın doktorun yokluğunda zaruretler kapsamına girer…
Zaruretler, ölüm anı ile sınırlı dersek, o halde bu iki durumda, eğitim ve doğum anında zaruret hali tahakkuk etmiyor. Bunu nasıl açıklarız?
Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun ve sizi cennet ile mükâfatlandırsın

H.16 Rabiu’s Sânî 1437

26.01.2016

Soru:
17 Aralık 2015 tarihinde imzalanan Suheyrat anlaşmasında öngörülen tarihten iki gün sonra bu sabah Libya hükümetinin kurulduğu açıklandı... Daha önce de birçok anlaşma olmuştu. 5 Aralık 2015’de Tobruk Temsilciler Meclisi ile Trablus Milli Genel Kongre üyeleri Tunus’ta bir araya geldiler. Toplantı sırasında “Libya krizinin çözümü için Ulusal Anlaşma ilkeleri konusunda anlaşmaya” varıldı. 13 Aralık 2015’de de Amerika, Roma Konferansı’na davet etti ve toplantıda Libya krizi ele alındı... Açıklanan bu hükümetin, ömrü uzun olur mu? Libya’ya istikrar gelebilir mi? Malum, hükümetin kurulması için temel teşkil eden Suheyrat Anlaşması’nın imzalanmasını uluslararası güçler istedi. Bir diğer husus da Libya’ya askeri müdahale çığırtkanlıkları ayyuka çıktı. Bu uzlaşı hükümeti, askeri müdahaleye engel olacak mı? Ya da müdahaleye ivme mi kazandıracak? Allah mükâfatınızı artırsın.

H.09 Rabiu’s Sânî 1437

19.01.2016

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh,
Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan sağlık, esenlik ve iyi olmanızı temenni ediyorum. Umarım Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesinin zamanı gelmiştir.
Benim sorum şudur: Peşin olmadan [elden ele] para bozdurmak ve başka bir yere havale etmek caiz midir? Örnek: Ben, dövizciden 1.000 dinar satın almak istiyorum. Her konuda anlaştık ve kararlaştırılan meblağı orada ona ödedim ve dedim ki 1000 dinarı [elime almadan] filan yere gönderiver. Bu caiz mi, yoksa parayı almak şart mı? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın. Yar ve yardımcınız olsun. Sizi zaferle desteklesin.

H.09 Rabiu’s Sânî 1437

17.01.2016

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Tabi ya da uydu devletler, aynı büyük devletlere tabi oldukları zaman aralarında çatışma olabilirler mi? Olursa, o zaman bunu aynı büyük devlete tabi oldukları sürece nasıl açıklayabiliriz? Bu çatışma, o büyük devletin çıkarlarını etkilemez mi? Eğer böyle bir çatışma olmazsa, o halde örneğin Irak ile Türkiye, İran ile Suudi Arabistan ya da Türkiye ile İran arasında olanları nasıl açıklayabiliriz? Teşekkür ederim.

H.02 Rabiu’s Sânî 1437

12.01.2016

Soru:

Petrol fiyatlarındaki düşüş devam ediyor. Şu an itibariyle 40 doların altına bile düştü. OPEC ülkeleri arasında en büyük üretici konumunda olan Suudi Arabistan, fiyatları stabilize etmek için üretim kısıntısına gitmedi. 4 Aralık 2015 tarihli OPEC toplantısında bu açıkça görüldü. Ayrıca Amerika da düşük fiyatlar ile mücadele etmek yerine üretim artışına gitti… Petrol fiyatlarındaki bu düşüşün nedeni nedir? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.

H.12 Rabiu’l Evvel 1437

23.12.2015

Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh,
Bayramınız mübarek olsun değerli Emirimiz. Nice mutlu yıllara, Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun
Benim sorum şudur: Mağaza ve sokaklarda kullanılan güvenlik kameralarının hükmü nedir? Bir kişi hırsızlık yaparken kameraya yakalanırsa, kamera kayıtları delil kabul edilir mi?

H.11 Rabiu’l Evvel 1437

22.12.2015

Soru:

Benim sorum, Rus savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesinin yankıları hakkında olacaktır: Bu, Suriye hava sahasında hava kuvvetlerinin operasyonlarının artmasına yol açar mı? Operasyonlar Türk hava sahasına kadar uzanır mı? Teşekkür ederim.

H. 13 Safer 1437

25.11.2015

Soru:

Suriye hava sahası, özellikle acımasız Rus hava saldırılarından sonra, Rusya, Suriye, Amerikan ve diğer ülkelerin uçaklarının askeri sahası haline gelmiştir. Buna ek olarak karada da askeri çatışmalar devam etmektedir… Diğer yandan Viyana 1-2-3 gibi siyasi görüşmeler yönünde de atmosfer artmıştır…

Benim sorum şudur: Farklı ülkelerden olan bu uçaklar arasında niçin çarpışma olmuyor? Sonra askeri hareketlilik ile eş zamanlı olarak neden siyasi hareketlilik de arttı? Son olarak Suriye sorununa ilişkin muhtemel çözüm nedir? 14 Kasım 2015’deki Viyana 3 görüşmelerinden bir kaç saat önce 13 Kasım 2015 Cuma günü gerçekleşen Paris saldırılarının Suriye sorununa ilişkin muhtemel çözüm üzerinde herhangi bir etkisi var mıdır? Ya da bu saldırıların Suriye ile hiçbir ilgisi yoktur ve senkronizasyon sadece bir tesadüf müdür? Ben bu sorunun, siyasi analiz içinde boğulmadan cevaplandırılmasını rica ediyorum. Daha doğrusu, ben de dâhil diğer insanların anlayabileceği şekilde kolay ve basit olarak yanıtlanmasını istiyorum. Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı kat be kat artırsın.

H. 06 Safer 1436

18.11.2015

Sorular:

Sameh Reyhan Ebu Meysera,

Es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh,
Kadınlar salonda iken ve yüzleri çevrik bir şekilde damat, düğün salonunda gelinin yanına varıp masasına oturabilir mi? Yabancı kadınlar masalarda otururken ve tebrik anında da kadın erkek karışık bir şekilde olmadığı halde damadın etrafındaki mahremleri damadı tebrik edebilirler mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.

H.08 Muharrem 1437

20.10.2015

Soru:

Es-Selamu Aleykum,

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, evla olanın aksine hareket etmesi, içtihat mıdır? Yoksa başka bir şey midir? Açıklamanızı rica ediyorum. Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun, adımlarınızı sağlam kılsın ve sizi katından bir zaferle desteklesin.

H. 26 Zilhicce 1436

10.10.2015

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh.

Karıştırdığım bir mesele hakkında açıklama istiyorum… Hayızlı bir kadının internet ve akıllı telefonlardan Kur’an okuması caiz midir?

Cevaplayacağınızı umuyorum…

ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

H.17 Zilhicce 1436

01.10.2015

Soru:

Benim sorum Kuzey Afrika hakkında olacaktır. Çok yönlü bir soru olacağı için şimdiden özür dilerim. Ama gördüğüm kadarıyla hepsi birbiriyle ilintili sorulardır:

1- Ben, Kuzey Afrika, özellikle Libya konusunu nedense hep karıştırıyorum. Leon, Fas’ın Suheyrat kentinde bir araya gelen müzakere tarafları arasında varılacak çözüm için nihai tarih olarak 20 Eylül 2015’i belirledi. Ama bundan bir gün önce Hafter, 19 Eylül 2015’de sanki çözüme engel olmak -ki bilfiil de öyle oldu- ve şantaj yapmak amacıyla Bingazi’ye bir askeri operasyon düzenledi. BM Libya Özel Temsilcisi Leon, bu operasyonu şiddetle eleştirdi. Ardından Leon, çözüm için 20 Ekim 2015’i nihai tarih olarak verdi. Hafter ve Tobruk hükümetinin Amerika tarafından desteklendiği, müzakereci tarafın da Tobruk hükümeti olduğu biliniyor. Dolayısıyla Hafter, müzakereye engel oluyor. Bu çelişki nasıl açıklanabilir?

2- 07 Eylül 2015’de İspanya Senatosu, ülkenin güneyinde Amerikan askeri üssünün [AFRICOM] kurulmasına yeşil ışık yaktı. Amerika, Kuzey Afrika’da askeri üs kurmaya çalışmış, fakat kabul görmemişti. İspanya Senatosu’nda yapılan yeni değişiklik ile bu yeni gücün temel misyonu, “Afrika kıtasında çıkacak çeşitli krizlere, kara, hava ve denizden müdahale etmek.” olarak tanımlandı. Bu, Amerika’nın Kuzey Afrika’da sömürgecilik köklerine olan Avrupa ile özellikle İngiltere ve Fransa ile çatışacağı anlamına mı geliyor? Bunda ne kadar başarılı olabilir?

3- Öncesinde Amerikalılar, Kuzey Afrika, özellikle Tunus’a yoğun ziyaretlerde bulundular. Bu yoğun Kuzey Afrika ziyaretleri, yukarıda ikinci soruda belirttiğim Amerika’nın Avrupa ile çatışma gerçeğini teyit eder mi? Kuzey Afrika’daki “Fas, Cezayir, Tunus ve Libya” bu çatışmayı, ana hatlarla da olsa, açıklamak mümkün mü? Sorular, özellikle mevcut koşullar için geçerlidir? Teşekkür ediyorum. Soru biraz uzun olduğu için tekrar özür dilerim.

H. 08 Zilhicce 1436

23.09.2015

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh,

Ben, kamusal alanda kadının, ayaklarını açıp açamayacağı hakkında bir soru sormak istiyorum. Ayakların gözükmesinin haram olduğunu biliyoruz. Ancak bunun haramlığı, kadının diğer avret yerlerinin gözükmesinin haramlığı gibi midir? Özel hayatın sınırları nelerdir? Sadece evin içi mi özel hayattan sayılır, yoksa evin civarı da özel hayat kapsamına girer mi? Cilbab ayetinde geçen aşağı doğru salıvermek ifadesi, cilbabın ayaklara kadar ulaşmasını kapsar mı? Ayakların gözükmemesi ile ilgili daha detaylı bilgi var mı? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.

H.30 Zilka’de 1436

15.09.2015

Soru:

27 Ağustos 2015 tarihinde, Amerika Dışişleri Bakanı‘nın Orta Asya İşlerinden Sorumlu Yardımcısı Özbekistan’ı ziyaret etti. Tam bir ay önce 27 Temmuz 2015’de ABD Silahlı Kuvvetler Merkez Komutanlığı Komutanı ziyaret etmişti. Birkaç ay önce de 12 Haziran 2015’de BM Genel Sekreteri ziyaret etmişti. Art arda gelen bu ziyaretler, ABD-Özbekistan ilişkilerinin güçlü olduğuna dair güvenilir bir kanıt mıdır? Yahut zayıflık belirtisi ve güven eksikliğinin bir göstergesi midir? Ya da Amerika, Rusya bu zafiyeti istismar ederek Özbekistan’a sızar korkusuyla bu ilişkileri güçlendirmek için mi bu ziyaretleri yoğunlaştırıyor? Bu sorunun bir yönü. Diğer yönü ise tiran Kerimov’un kızının Rusya ile bir bağlantısı var mıdır? Söylentilere bakılırsa babasının halefi olacaktı. Ancak zalim Kerimov’un iktidarı yeniden uzatıldığı için kızı da ev hapsine alındı. Bu, onun Rusya ile bir bağlantısının olduğu, bu ilişki deşifre olunca da ya da başka nedenlerden ötürü ev hapsinde tutulduğu anlamına mı geliyor? Böyle soru içinde sorudan dolayı özür dilerim. Belki Ortadoğu’daki olaylar çok daha sıcak, ancak soru, bölgemize nazaran önemli ve etkili olduğu için cevaplandırılmasını rica ediyorum. Allah mükâfatınızı artırsın.

H.22 Zilka’de 1436

06.09.2015

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Bir kaç sorum olacak. Bu soruları Değerli Âlim’e -Allah korusun- sormak istiyorum. Sorular, İslam Şahsiyeti Kitabı‘nın üçüncü cüzü ile ilgilidir.

Birinci soru: “Vacibin ancak kendisiyle tamamlandığı şey de vaciptir” kaidesi hakkındadır. İslam Şahsiyeti Kitabında şöyle geçmektedir: “Vacipliği bir şeyde şart kılınmış olana gelince; bu şartı yerine getirmenin vacip olmadığı konusunda ihtilaf yoktur. Vacip olan, vacipliğini delilin getirdiği şeydir. Örneğin belli bir namazın vacipliği gibi. Çünkü namaz, abdestin varlığına bağlıdır…” Bu cümle, anlaşılır bir cümledir. Ama örnek, biraz karışık geldi. Çünkü abdest, namazın farz olmasının bir şartı değildir. Sadece edasının bir şartıdır. Buna bazı usul kitaplarında, hacca güç yetirmek ve zekât nisabının üzerinden bir yıl geçmesi misallerinin bir örnek olarak verildiğini görüyoruz. Ben, bu örneklerin daha anlaşılabilir olduğunu düşünüyorum. Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.

İkinci soru: Meşhur hadis hakkındadır. Zira Şahsiye Kitabının ikinci baskısında meşhur hadis şöyle tanımlandı: “Sahabe döneminde tevatür derecesine ulaşmayan, ama daha sonra tabiin ve tebeut tabiin döneminde tevatür derecesine ulaşmış hadistir.” Sonra üçüncü baskıda bu ifade şöyle olarak düzeltildi: “Bütün tabakalarda râvileri üçten fazla olan, ama tevatür sınırına ulaşmayan haberdir.” Bana göre, bu tanımdan sonra yapılan açıklamalar hâlâ karışıktır. Ayrıca meşhur hadis için verilen örnek, daha çok ikinci baskının tanıma ile örtüşüyor. Yapılan açıklama ve verilen örnek, yeni tanımdan ziyade daha çok eski tanıma uygun düşüyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın ve sizi korusun.

H.19 Zilka’de 1436

03.09.2015

Soru:

Yunanistan mali krizi Avrupa’daki yerel sahada ve dünya sahasında büyük bir yer işgal etti. Bununla birlikte geniş tartışmalar, tahliller, sorular ve beklentiler başladı. Daha sonra ise Yunanistan Avrupa’nın kurtarma planına muvafakatini ilan etti.

Şimdi biz soruyoruz: Bu krizin vakıası nedir ve nasıl ortaya çıktı? Bu krizde etkili devletlerin rolü nedir? Son olarak bu plan Yunanistan krizini çözecek mi? Sorunun uzun olması nedeniyle özür dilerim. Allah mükâfatınızı versin.

H. 08 Şevval 1436

24.07.2015

Soru:


Güvenlik Konseyi, 2 Nisan 2015 günü İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalanan Çerçeve Anlaşması‘na göre 30 Haziran 2015 tarihinde imzalanması gerektiği halde iki kez ertelendikten sonra, 14 Temmuz 2015 günü İran ile 5+1 Grubu arasında Avusturya’nın Viyana şehrinde imzalanan nükleer anlaşmayı 20 Temmuz 2015 günü onayladı. O halde bu anlaşmanın içeriği nedir? Bölgenin durumu üzerindeki sonuçları ve yansımaları nelerdir? Bu anlaşma kimin çıkarınadır? Allah sizi hayırla mükâfatlandırsın.

H. 06 Şevval 1436

22.07.2015

Soru:

09 Temmuz 2015 Perşembe günü, Cumhurbaşkanlığı Sarayı‘nda akrediteye sahip yabancı büyükelçilere verilen iftar yemeğinin ardından konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı, biz bölgedeki demografik yapının değişmesine göz yummayacağız diye konuştu. [haber7.com] Site, daha önce Anadolu Ajansı‘nın 26 Haziran 2015 tarihinde aktardığı Erdoğan’ın açıklamasına atıfta bulundu. Erdoğan yaptığı konuşmada, “Suriye’nin kuzeyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun buna engel olacağız. Türkiye’nin güney bölgesinde yeni bir “Sykes-Picot” düzeninin adım adım inşa edilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Suriye ve Irak’ta yaşanan olaylar, sadece bu olayların ve içinde cereyan ettiği bu ülkelerin kendi iç dinamikleriyle değerlendirilemez. Burada hem ülkemizin hem tüm bölgenin geleceğini şekillendirecek mühendisliklerin uygulamaya çalışıldığını görüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Ardından Türkiye’nin, savunma potansiyelini güçlendirmek için bir takım girişimlerde bulunduğu basına yansımıştı.

Soru şudur: Gerçekten neler oluyor? Gerçekten Türk askeri, Kuzey Suriye’ye bir askeri müdahalede bulunacak mı? Yoksa amaç farklı mı? Askeri müdahale konusunda Amerika’nın gerçek tavrı nedir?

H.26 Ramazan 1436

13.07.2015

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Celil Âlim Şeyh Ata ibn Halil Ebu Raşta Allah sizi korusun.

Umarım, şu sorulara cevap verecek kadar vaktiniz bol, gönlünüz geniş olur.

“Ürdün Evkaf ve İslami İşler Bakanı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in takiyye yaptığını söyledi. Takiyyenin, Kuran ve hadisi şerifte geçtiğini iddia etti. Takiyyenin Şii mezhebinden olduğuna dair yanlış bir kanaatin olduğunu belirtti. Bakan,

إلا من أُكره وقلبه مطمئن بالإيمان “Kalbi iman ile dolu olduğu halde zorlanan müstesna.” [Nahl 106] ayeti ve

إن في معاريض الكلام لمندوحة عن الكذب “Tevriyeli, kinayeli ifadelerle yalandan kurtulup rahatlama vardır.” hadisini delil gösterdi. Ayrıca Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e “Kimlerdensin” diye soran bir Bedevi’ye, “Sudan” cevabını vererek Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in takiyye yaptığını, bununla dayanıksız suyu kastettiğini ifade etti. Bakan, hâkimlere “Bu takiyye değil mi?” diye sordu. Bakan, Şiilerin Müslüman olduğunu, La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah dedikleri sürece de tekfir edilemeyeceklerini ifade etti.

Devamla bakan, “Şeri takiyye ile Şiilerin takiyyesi arasında fark var. Şiiler, takiyyeyi dinin temellerinden ve akidenin gereklerinden sayarlar. Hatta takiyye yapmayanın dini ve imanı yoktur derler. Oysa şeri takiyye, dinin temellerinden değil feri meselelerdendir. Müslümanın, takiyye yapmaması ve takiyyeyi benimsememesinin hiçbir sakıncası yoktur.” diye konuştu.

Şimdi soru şudur:

Bakanın takiyye konusuna ayet ve hadisle delil getirmesi ne kadar doğrudur?

Şeri takiyye ile Şiilerin takiyyesi arasında bir farkın olduğu iddiası doğru mudur?

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللَّهِ فِي شَيْءٍ إِلَّا أَنْ تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقَاةً “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır.” [Ali İmran 28] İbn Cerir dedi ki:

“Bu ayette Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın sözünü ettiği takiyye, Müslümanlar karşısında değil, kâfirler karşısındaki takiyyedir.” Said ibn Cubeyr de dedi ki: “İslam’da takiyye diye bir şey yoktur. Takiyye, sadece harp ehline mahsustur.”

Ayeti kerimeden amaç takiyye midir?

Kuranın tahrif edildiğini söyleyen, Raşidi Halifelere lanet okuyan ve Ali’yi ilahlaştıran Şiilerin Müslüman olduklarını söyleyebilir miyiz? Size sonsuz teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.

H.29 Şa’bân 1434

08.07.2015

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Allah Subhânehu ve Teâlâ size sağlık ve sıhhat versin…

Benim iki sorum olacak.

Birinci soru: Bilindiği üzere efendimiz Ömer ibn el-Hattab RadiyAllahu Anh Irak arazilerini elinde tutarak savaşçılara dağıtmadı.

Soru şudur: Efendimiz Ömer ibn el- Hattab RadiyAllahu Anh’ın bu görüşü bir içtihat mı? Bir kişi bu görüşe muhalefet ederek başka bir şeri görüşü alabilir mi? Yoksa bu, Sahabenin icması mı? Dolayısıyla muhalefet etmek caiz olmaz mı?

İkinci soru: İslam Devletinde araziler öşür ya da haraca tabidir. Hilafet Devletinde Maliye kitabında da geçtiği gibi haraç, Müslümanlar için bir haktır. Savaş veya sulh yoluyla kâfirlerden ganimet olarak alınan araziye konur. Haraç, ya savaş ya da sulh yoluyla alınan arazilerden alınır. Öşür ise Müslüman bir kişinin arazisinin mahsulü için farz olan bir haktır ve zekât mallarından sayılır. Şeriat tarafından belirlenen mahsullerden alınır.

Soru şudur: Örneğin Endonezya gibi halkı kendiliğinden Müslüman olan arazi sahibi Müslüman ise devlet öşür alır. Arazi sahibi kâfirse yine alır. Ama devletin kâfirden aldığı bu mala ne denir? Bu, öşür kapsamına girmediği gibi haracın tanımına da uygun düşmez. Size zahmet vermişsem özür diliyorum. Teşekkürler.

H. 08 Receb 1436

27.04.2015

Page 10 of 24 pages « First  <  8 9 10 11 12 >  Last »