Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Ey Suriye’deki Müslümanlar: Ulusal Koalisyonun Yeni Seçimlerinin Arkasında, Tehlikeli ve Ölümcül Hedefler Gizlidir

2. Cenevre Konferansına Göre Amerika’nın Siyasî Çözümünün Seyri, “Hilafet Devleti’ni Kurma Projesinin” Sahiplerini “Yok Etmektir.”

Allah, Resulü ve Müminler Bundan Razı Olur mu Hiç?!

Geçen Mayıs ayının son günlerinden bu yana Amerikan ajandasına göre genişlemesinden ve laiklerin ve demokratların ona katılmasından beri başarısız Ulusal Koalisyon, İstanbul’da muhtemelen iki gün sürecek bir toplantı yapılması için görevine devam etmektedir. 04.07.2013 Perşembe günü yapılacak olan bu toplantı, yeni bir başkanı, yeni bir liderliği ve Gassan Hitto’ya alternatif olacak yeni bir geçici hükümet başkanını seçmek için olacaktır. Dolayısıyla bunun ardından da geçici hükümetin oluşturulması ve ortaya atılan siyasî çözümler, yani 2. Cenevre Konferansı hakkındaki siyasî tutumun yeniden belirlenmesi meselesi tartışılacaktır. Nitekim 06.07 tarihinde yapılan aşağılık seçimleri, laik ve demokratik Kiylo kitlesinden olan yeni başkanı Ahmed Asi el-Cebra’nın doğması, onun 3 yardımcısının ve genel bir sekreterin seçilmesiyle sonuçlanmıştır…

Amerika’nın 2. Cenevre’ye göre olan çözümünü pazarlamak amacıyla rejimin diğer tarafıyla diyalog kararının alınabilmesi için bu koalisyon genişletilmiş, oluşumu tamamlanmış ve başkanlığı da seçilmiştir. Dolayısıyla onun liderliği, İslamî Hilafet Devleti’nin kurulmasını ve İslamî Yönetimi istediklerini ilan eden Müslüman halkının iradesini ifade eden herhangi bir İslamî çözümden uzaklaştırabilmek için Kiylo’nun takipçilerinden olan laiklere verilmiştir. Bu yüzden siyasî ve askerî birimleriyle bu koalisyon, laik Suriye rejimini ortadan kaldırmak, onu köklerinden söküp atmak ve rejimin mücrimlerinden intikam almak için değil, bilakis müzakere masalarında mücrim Suriye rejimi ile bir tür askerî denge oluşturmak amacıyla onlardan silah elde etmek için Batı‘nın, özellikle de Amerikanın hoşnut olacağı bir şekilde oluşturulacaktır. Nitekim bunun, Askerî Konseye, ayaklanmacıların gerçekleştiremediği bazı şeklî propagandasal zaferler verilmesi yoluyla olacağı görünmektedir. Bu ise başka bir rejim, başka bir Beşar ve başka bir mücrim güvenlik birimi üzerinde aralarında bir anlaşma yapmak içindir.

Bir aydan daha fazla zamandan beri koalisyonda yapılan değişiklikler ile bu son seçimlerin arkasında, ayaklanmaya yönelik tehlikeli ve ölümcül hedefler gizlidir ki biz bunlardan iki hedefi sayacağız. Birincisi: Yukarıda zikrettiğimiz gibi 2. Cenevre Konferansına göre Amerikan siyasî çözümünün gidişatı. El-Cebra başkanlığındaki siyasî koalisyon heyetinden yapması talep edilen işte budur. İkincisi: Hilafet Devleti’ni kurmayı hedefleyen İslamî çözüm projelerini taşıyan İslamcıları “yok etmek.” Bu ise sekiz şer ülkelerinin karar hükümlerine göredir. Selim İdris’in başkanlığı ve onunla işbirliği yapan bazı askerî güçlerin katılımıyla oluşan Askerî Konsey’den yapması talep edilen de işte budur. Bu da mücrim Suriye rejiminin de katıldığı kirli bir süreç yoluyla yapılmaktadır. Zira insanlar, kendileri için bir nusret gerçekleştirmeyen muhlis ayaklanmacıların çevresinden dağılmasının ardından onun etrafında sarmalansınlar diye bu Askerî Koalisyonun bazı zaferler gerçekleştirmesine ve sonra Amerika’nın çizdiği çözümle birlikte yürümeyen radikaller oldukları gerekçesiyle muhlis ayaklanmacıları “yok etmek” için çalışmasına izin verilmektedir.

Ey Dâr-ul İslam’ın Merkezi Şam-Suriye’deki Sadık ve Sabırlı Müslümanlar!

Bu koalisyon, Batı ülkelerinin kucağına düşmek için daha da ileri gitmekte ve genişlemesi, başkanının isminin ve hedeflerinin belirlenmesi noktasında Batı ülkelerinin emirlerini yerine getirmektedir. Dolayısıyla buna yönelik şerî tutumun açıklanması gerekmektedir; o, iradesi ipotek edilmiş ajan bir koalisyondur ve ondan talep edilen, ayaklanmanın mücrim Suriye rejimiyle olan müzakereyi ve ona benzer müzakereleri kabulünü benimsemesi ve almış olduğu kararların ayaklanma için bağlayıcı olmasıdır. Sonra onun üyeleri, vakıa olarak tüm trajedileriyle içeriden ayrılarak üzerine oturmuş oldukları ve aynı şekilde üzerine oturacakları sandalyelerle meşgul olmaktalar, Büyükelçilerin ve prenslerin emirlerini dinlemek için telefonlarının kulaklıklarını açmayı alışkanlık haline getirdikleri gibi çok lüks otellerde oturmayı da alışkanlık haline getirmişlerdir. Buna karşılık onlar, koalisyona taleplerini iletmek için Humus’tan gelen savaşçı ayaklanmacıların yüzüne kapılarını kapatmışlar ve onların bunu yapmasına izin verilmemiştir. Dolayısıyla bu koalisyon, Müslümanlara hükmeden ajan ve hain iktidar rejimlerindeki parlamento ve Bakanlık Meclisleri şeklindedir.

Ey Allah ve Resulünü Seven ve Kafirlerin Dışında Müminleri Dost Edinen Mümin Müslümanlar!

Ayaklanmanın karşı karşıya kaldığı ve çözülmesi gereken ikilem, karalarının kendisinin ve dininin düşmanlarının elinde değil de kendi elinde olmasıdır. Bu ise nefsinden, ailesinden ve malından büyük bedeller ödeyen bir cephede olacaktır. Sonra muhteşem yemeklerinden ve kaliteli yataklarından faydalandıkları lüks otel köşelerinde yaşayanlar ve kendisi, ailesi ve malı güven içinde olanlar bu cepheyi temsil ettiklerini iddia edebilir mi? Sonra eğiliminin İslamî olduğu ve sevabı da sadece Allah’tan umduğu bir sırada kim onlara, eğilimlerinin düşmanı ve İslam düşmanı olmasının yanı sıra terör olması vasfıyla gece gündüz İslam’a saldıran kurnaz Batı ajandalarla irtibatlı laikleri temsil etmelerini dayatabilir ki? Bundan dolayı onun yapması gereken, dizginleri eline alarak bunun İslamî bir ayaklanma olduğunu, sadece Allah’ın yardımına güvendiğini, lideri Resulünün çizgisinde yürüdüğünü ve başkalarını değil de müminleri dost edindiğini ilan etmesidir. Binaenaleyh onun yapması gereken, koalisyonun kendisini temsil etmediğini, bilakis onu ortaya çıkaranları ve onun hedeflerini çizenleri temsil ettiğine dair açık ve cesur tutumunu geciktirmeksizin ilan etmesidir. Ayrıca insanlar, insanlık dışı vahşî rejime karşı tüm imanları, samimiyetleri ve güçleriyle ayaklandılar. O halde onların yapması gereken, ayaklanmayla ilgili bu saçmalığı isteyen ve hem kendi çıkarları hem de Allahu Teâlâ‘nın Batılı kafirlerden oluşan düşmanlarının çıkarları için ayaklanmayı zayi eden koalisyonun üyelerinden oluşan bu aptallara karşı güçlü bir tutum sergilemeleridir. Zira bu kişiler, ayaklanma için vahşî Esed rejiminden daha tehlikeli olup şu anki görevleri de otoriteyi diğer bir Amerikancı ele transfer etmek ve Batı‘nın onayladığı Esad’ın bir alternatifinin olması için çalışmaktır. Dolayısıyla bu iğrenç Batı nezdinde bunu kabul etmenin şartlarından ilki, bu kişinin Batı‘nın ajanı olmasıdır. O halde buna razı mı olacaksınız? Dahası Allahu Subhânehu ve Teâlâ, Resulü ve müminler bundan razı olurlar mı? Nitekim Allahu Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُواْ لِلّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُّبِينًا “Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” [Nisâ 144]

Ve şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey iman edenler Yahudileri ve Nasranileri dost edinmeyin. Çünkü onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Şayet sizden her kim onları dost edinirse o onlardandır. Muhakkak ki Allah zalimler toplumunu hidayete erdirmez.”[Maide 51]

Ve şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَ إِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ  “Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları, sevgi göstererek dost edinmeyin! Oysa onlar size gelen hakkı inkar etmişlerdir.” [el-Mumtehine 1]

Ve şöyle buyurmuştur:

وَمَن يَفْعَلْهُ مِنكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاء السَّبِيلِ “Ve sizden kim bunu yaparsa, o taktirde doğru yoldan (Allah’a ulaştıran yoldan) sapmış olur.” [Mumtehine 1]

Ve Allahu Teâlâ, şöyle buyurmuştur:

وَالَّذينَ كَفَرُواْ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاء بَعْضٍ إِلاَّ تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌ فِي الأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ “Kafir olanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz onu (Allah’ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.” [Enfal 73]

Ey Allah’ım, bize doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna, gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! Ey Allah’ım, gücümüzden, kuvvetimizden ve kudretimizden sadece Senin gücüne, kuvvetine ve kudretine sığınıyoruz. Ey Allah’ım, göz açıp kapayıncaya kadar bile bizi nefsimizle baş başa bırakma. Ey Allah’ım, bizimle birlikte ol, bize karşı olanlarla olma. Bizleri tercih et, bize karşı olanları tercih etme. Bizlere zafer ver, bize karşı olanlara zafer verme. Ey Allah’ım, bizlere ikram et, bizleri rencide etme. Bizlere ikram et ve bizleri mahrum etme. Bizlerden razı ol. Ey Allah’ım, bizleri dinini yaşatan, dinine nusret veren ve dinini yayanlardan kıl. Ey Allah’ım, Amin. Ey Allah’ım, Amin. Bizim dualarımızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamddir.

H. 29 Şaban 1434

 

Hizb-ut Tahrir

08.07.2013
 

Suriye Vilayeti

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •