|
27 Şubat günü kimliği belirsiz silahlı kişiler, hükümet binalarını ele geçirdiler. Kırım Yarımada’sının her tarafına Rus askerleri konuşlandırıldı. Sürekli ve kesintisiz olarak askeri karargâh ve sivil yerleşim yerlerinin işgal edildiği haberleri geliyor. 28 Şubat’ta Kırım Parlamento üyesi Orgeneral Gennady Muskal, “Rusya tarafından yönlendirilen ve desteklenen Hizb-ut Tahrir’in, Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesine gerekçe oluşturmak için askeri saldırılar yapma niyetinde olduğunu” söyledi. Milli Fırka lideri Vasfi Abdurrahimov “Hizb-ut Tahrir’in 26 Şubat’ta meydana gelen çatışmalara karıştığını” ifade etti. Medya da Kırım’daki yeni istihbarat müsteşarı Peter Zimmi’nin dünyanın birçok ülkesinde yasak olan Hizb ut-Tahrir adındaki terör örgütüne karşı savaş ilan ettiğini bildirdi.
Bu gelişmelere binaen Hizb-ut Tahrir / Ukrayna aşağıdaki hususları kamuoyunun bilgisine sunar:
1- Hizb-ut Tahrir, İslami siyasi bir partidir. Asla fiziksel eylemleri metot olarak benimsemez. 60 yıldır dünyada ve 20 yıldır da Ukrayna’da herhangi bir fiziksel eyleme kalkışmamıştır. Hizb-ut Tahrir, sadece otoriter diktatörlük ile yönetilen devletlerde yasaktır. Hizb-ut Tahrir’in Ukrayna’daki stratejisi, insanlara İslam’ı tanıtmak ve onları İslam ile kültürlendirmektir.
2- Gerek Kırım gerekse Ukrayna’da olsun, mevcut iktidar çatışmasında Hizb-ut Tahrir’in hiç bir rolü ve müdahalesi yoktur. Bunun için biz, son olaylar da dâhil olmak üzere hangi kesim olursa olsun ondan beriyiz.
3- Son olaylar, Rusya tarafından Ukrayna’daki yeni rejime karşı bir provokasyondur. Amaç Ukrayna’yı, Rusya, Avrupa ve Amerika’nın elinde esir tutmaktır. Bu devletlerin, çıkarlarından başka dertleri yoktur. İnsanların hayatları onlar için hiçbir şey ifade etmez.
4- Devletin birlik ve bağımsızlığını korumak, insanların değil, devlet ve kurumlarının görevidir.
5- Eğer devlet görevini yapmaktan aciz kalırsa, can, mal ve ırzı savunmak, her bireyin bir hakkıdır. Şeriat, gelenek, akıl, tüm kanun ve sistemler bunu böyle kabul ederler. Umarız olaylar bu duruma varmaz!
6- Biz, ister güvenlik güçlerine isterse vatandaşlara, kimliği belirsiz kişiler tarafından yapılan saldırıların provokasyon olduğunu düşünüyoruz. Sonra yalan ve yanlış yere bu eylemleri Hizb-ut Tahrir’e yamamak, Rusya’nın Kırım’daki varlığını haklı göstermek içindir. Biz Hizbe atılan tüm bu iftiraları açıkça ve kesin olarak reddediyoruz. Böyle bir şey olursa da bunun sorumluluğunun Kırım’ı işgal edenlere ait olduğunu söylüyoruz.
|
