Hizb-ut Tahrir / Filistin, 27.11.2007’de Annapolis konferansının tehlikelerini açıklamak, Müslümanları bunlara karşı uyarmak, Filistin’in kurtarılması için harekete geçilmesi sağlamak amacıyla Beyt-il Makdis’in eteklerinden Ümmet’e ve Müslümanların ordularına çağrıda bulunmak üzere “Filistin’i, Müzâkerecilerin Atılımı Değil, Orduların Atılımı Kurtarır” sloganı altında biri Gazze’de, beşi de Batı Şeria’da olmak üzere altı barışçıl yürüyüş düzenledi. Batı Şeria’daki güvenlik birimleri, bu barışçıl yürüyüşlere, baskıcı bir taktik izleyerek, gerçek mermiler kullanarak, acımasızca tartaklayarak ve göz yaşartıcı gazlar sıkarak karşılık verdi, yaralılar da dâhil birçok kişiyi tutukladı. Ardından Hizb’in şebâbı, hem bu olaylar hakkında, hem de Annapolis Konferansı‘nın Ümmet’i uğratacağı ağır tahribatların engellenmesi, ifşâ edilmesi ve aydınlatılması hakkında neşriyat yayınlayıp dağıttı.
Farklı zamanlarda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Hizb’in şebâbından güvenlik birimlerinin tutukladığı kişilerin toplamı, beş yüzü (500) aştı. Ayrıca Filistin Otoritesi, bunun ardından çoğu Cumâ günü olmak üzere şebâbtan on kişiyi daha tutuklayıp sırf [ربنا الله] (RabbunAllah) “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri, İslâm’ın kendilerine farz kılmasına binâen Kâfirlerin komplolarını, plânlarını ifşâ ettikleri ve şer’î ahkâm gereğince barışçıl yolla siyâsî görüşlerini açıklamaları esnasında Filistin Otoritesi’nin işlediği cürümleri gözler önüne sererek haykırdıkları gerekçesiyle işkenceye uğrattı. Tutuklama ve gözaltı kampanyası, halen aralıksız sürmektedir.
Bu beyânın hazırlandığı ana kadar tutuklananlardan bir kısmının isim listesi ve tutuklulukları sırasında mâruz kaldıkları uygulamalardan bazıları şöyledir:
1. Mu’âz Muhammed Kâsım; 38 yaşında, Tûlkerim’den, inşaat müteahhidi, evli ve beş çocuk sahibi; kardeşlerinin mahkemeye getirilmesini beklerken mahkeme kapısında tutuklandı, astım hastasıdır, hakkındaki soruşturmadan sonra tutuk odasına nakledildi ve hastaneye sevk edilmeyi gerektirecek şekilde sağlık durumu kötüleşti.
2. Muhammed Cemîl Ğabş; 42 yaşında, Tûlkerim’den, dikim atölyesinde çalışır, evli; evinden alınarak tutuklandı ve tartaklandı.
3. Muhammed Es’âd AbdulFettâh; 43 yaşında, Tûlkerim’den, çiftçi, evli ve dört çocuk sahibi; mezkûr yayını dağıtırken tutuklandı, acımasızca tartaklandı, bedeninde ve gözünde morartılar oluştu, avukat bu durumu yargıca bildirerek tıbbî tedaviye sevk edilmesini talep etti.
4. Hâlid Muhammed Hâlid; 43 yaşında, Tûlkerim’den, mescit imamı, evli ve beş çocuk sahibi; hakkında adlî soruşturma açıldı, ardından polise sevk edildi.
5. Muhammed Akl; 26 yaşında, Cenîn’den, plastik malzemeleri satar, evli ve iki çocuk sahibi.
6. Sâmir el-Behlûl; 42 yaşında, Nâblus’tan, pazarlama temsilcisi, evli ve beş çocuk sahibi; 30.11.2007 Cumâ günü evinden alınarak tutuklandı.
7. Firâs el-Hayyât; 30 yaşında, Nâblus’tan, belediye mezhabasında ziraat mühendisi, evli ve bir kız çocuğu sahibi; 30.11.2007 Cumâ günü mezkûr yayını dağıtırken mescit çıkışından alınarak tutuklandı.
8. Firâs el-Ubva; 26 yaşında, Nâblus’tan, bir mühendislik bürosunda mîmar, evli ve bir kız çocuğu sahibi; 30.11.2007 Cumâ günü mezkûr yayını dağıtırken mescit çıkışından alınarak tutuklandı.
9. Durâr es-Sammâdî; 24 yaşında, Nâblus’tan, öğretmen ve yüksek lisans öğrencisi, bekâr; 30.11.2007 Cumâ günü evinden alınarak tutuklandı ve ailesine ait bilgisayara el konuldu.
10. Edîb Nevfel; 40 yaşında, el-Halîl’in İznâ kazasından, öğretmen, evli ve iki çocuk sahibi; bugün, 04.12.2007 günü hakkında soruşturma açıldı, şu anda gözaltında.
Bizler, Hizb-ut Tahrir / Filistin olarak, Filistin Otoritesi ile birimlerinin davranışlarına temel aldıkları bu mantaliteyi reddediyor ve ayıplıyoruz. Onların geçen Salı günü Batı Şeria çapında ve bilhassa Hizb-ut Tahrir üyesi, Şehîd Hişâm el-Berâda’î‘yi yakın mesâfeden soğukkanlılıkla katlettikleri el-Halîl’de işledikleri cerîme üzerinde düşünmeye çalışmaktansa, deriz ki “onlar bu cerîme hakkında düşünebilirler mi hiç?!” Görüyoruz ki onlar, cürümde haddi aşmakta, Allah’a, Rasulü‘ne ve Nübüvvet Minhâcı üzere İkinci Râşidî Hilâfet Devleti’ni kurarak Ümmetlerini birleştirip Allah’ın bulunmalarını arzuladığı izzetli konumuna geri döndürmek için çalışan muhlis dâveti taşıyanlara karşı savaşmaktadırlar.
Muhakkak ki bu Filistin Otoritesi’nin, Sömürgeci Kâfire, Yahudi’ye ve Amerika’ya, küfür cephesinin “işte bu bir Haçlı Savaşı‘dır” diyen liderine sunduğu bu hizmetten, ne bu Otorite, ne de efendileri bir fayda görecektir. Allahu Te’alâ şöyle buyurmuştur:
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يُنْفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ لِيَصُدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ فَسَيُنْفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ وَالَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ “Şüphesiz ki kâfirlik edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar, daha da harcayacaklardır. Sonra bu onlar için hasret (yürek acısı) olacak ve sonra (nihâyetinde) mağlup olacaklardır. Kâfirlikte ısrâr edenler ise Cehenneme toplanacaklardır.” [el-Enfâl 36]
Hiç kuşkusuz Hilâfet kâfilesi, gâyesine doğru süratle ilerlemektedir ve Allah’ın izniyle hiçbir şey onu durduramayacaktır. Tâ ki el-Kuds ezanlarının Roma ezanlarına icâbet edeceğine dair Rasul-il Kerîm’in müjdesi gerçekleşinceye kadar… Muhakkak ki yarın, bekleyeni için yakındır.
وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ “Zulmedenler, nasıl bir yıkılış ile yıkıldıklarını çok yakında bileceklerdir.” [eş-Şu’arâ 227]
|