Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Fransa’da Peçenin Yasaklanması, Tüm İslâmî Tezahürlerin Yasaklanmasına Zemin Hazırlamaktadır

Daha önce tavizler vermenin akıbetine, bir akîde, nizam ve süluk olarak İslâm’ı yok etmeyi hedefleyen Batılı ülkelerin kanunlarına boyun eğmenin tehlikesine karşı Müslümanları uyarmıştık. Nitekim başörtüsünün yasaklandığı günlerde demiştik ki bu kanuna karşı sesiz kalmak, beraberinde diğer kanunları getirecektir. Batı, İslâmî kimliği yok etme hususunda Müslümanlar olarak bizlere karşı aşamalı bir politika takip etmektedir.

İşte Fransa, peçeye karşı azgın bir kampanya yürütmekte ve daha önce başörtüyü yasakladığı gibi onu da yasaklamaya çalışmaktadır. Ancak bu kez peçenin yasaklanmasının tehlikesi, o zamanki başörtüsünün yasaklanmasından daha büyüktür. Çünkü başörtüsünün yasaklanmasının dile getirilmesi, devlet kurumları içerisindeki İslâmî tezahürlere ilişkindi. Bugün peçenin yasaklanmasının dile getirilmesi ise bu İslâmî görüntünün genel alanlardan, yani bir bütün olarak toplumdan yasaklanmasına ilişkindir. Bu da demektir ki Fransa, devlet kurumlarındaki İslâmî tezahürleri bitirip Müslümanların olumsuz tepkileri karşısında mutmain olduktan sonra bu kez toplumdaki İslâmî tezahürleri bitirmeye karar vermiştir.

Ey Batı Ülkelerindeki Müslümanlar!

Fransa, başörtüsünün Fransız toplumunun kabul etmediği radikal tezahürlerden bir tezahür olduğu gerekçesiyle onu yasaklamayı başardığına göre bunun manası, diğer tezahürleri de yasaklayacak demektir. Zira başörtüsünü tamamen yasaklayacak, sakalı yasaklayacak, ardından bayramları, ezanları, mescitleri ve İslâm ile ilişkisi olan diğer tezahürleri yasaklayacaktır.

Fransa, bu politikasında başarılı olduğuna göre bunun manası, tüm Avrupa, onun çizgisini takip edecek ve onun politikasını uygulayacak demektir.

Bu da olduğunda diyecekleri ki: Batıdaki Müslümanlara düşen barış yapmaktır.

Ey Batıdaki Müslümanlar!

Yöneticileriniz ve saltanat âlimleri, Fransa’nın ve zalimane kanunları karşısında durmaktan daha ödlektirler. Bunun içindir ki meselenize yardım etmek için bizzat sizlere çağrıda bulunuyoruz: Bu zulmü kabullenmeyiniz, fert ve cemaat olarak her türlü meşru üslup ve araçlar çerçevesinde bu kanunları reddetmek ve dininiz savunmak için harekete geçiniz. İyi biliniz ki Allah, sizlerle beraberdir, asla amellerinizi zayi etmeyecektir ve iman edenleri savunacaktır. Allahu Te’alâ, şöyle buyurmuştur:

وَلَيَنصُرَنَّ اللَّهُ مَن يَنصُرُهُ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ Muhakkak ki Allah, kendisine (dînine) nusret edene, nusret verecektir. Şüphesiz Allah Kaviyy’dir, ‘Azîz’dir. [el-Hacc 40]

H. 01 Receb 1430

 

Hizb-ut Tahrir

23.06.2009
 

Avrupa

 


...:-
  • Ey Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Ümmeti! Sizden Başka Kim Rasûlullah’ın İsra Topraklarını Yahudilerin Pisliğinden ve Ayak Takımlarının Saldırganlıklarından Temizleyebilir?

  • Mezhepsel Fitneyi Körüklemek, Yahudilerin, Katliamlar ve Zorla Göç Üzerinden Baskı Kurmak İçin İzlediği Kirli Bir Yöntemdir

  • Seçim Yanılsaması: Laik Sistemde Oy Kullanmak Müslümanları Neden Hayal Kırıklığına Uğratıyor?

  • Katliam, Yıkım, Yakma, Aç Bırakma, Kuşatma, Peki Siz Neredesiniz Ey İslam Ümmeti?

  • Ey Sevgili Alimler! İslam’ı Bir Yaşam Biçimi Olarak Yeniden Canlandırmak İsteyen Hizb-ut Tahrir Gençlerinin Yanında Kararlı Bir Şekilde Durun

  •