Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

سَيُصِيبُ الَّذِينَ أَجْرَمُوا صَغَارٌ عِنْدَ اللَّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا كَانُوا يَمْكُرُونَ

“Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.” [Enam 124]

Koalisyon, Kerry ve Ford’un Komutuyla Boğazına Kadar Cenevre Bataklığına Batacaktır

Koalisyon Başkanı el-Carba, bu gece 18-19 Ocak 2014 Pazar gecesi, Koalisyonun Kerry ve Ford’un emriyle Cenevre 2 konferansına katılacağını duyurdu. Koalisyonun daha önce Beşşar rejimi ile müzakere yapmayacağı söylemlerini ve Koalisyonun tüzüğünde belirtilen 121 üyenin üçte ikisi tarafından onaylanmış olması gerekir maddelerini çiğnedi. Tüm bunları görmezden geldi. Daha doğrusu efendilerinin baskısı bunları unutturdu. Seksen bir üyenin onayı olması gerekirken, elli sekiz üyenin onayı ile kabul edildiğini bildirdi. Sayısı ne kadar az olursa olsun zelil ve itaatkâr Koalisyon, Amerika’nın emrini asla reddedemez. Çünkü Koalisyon, Amerikan yapımıdır. Hiç memur amirine, köle efendisine muhalefet edebilir mi?

Koalisyon Başkanı, sabitelerinden taviz vermediklerini söyledi. Sabiteleri kaldı mı ki! Beşşar rejimi ile müzakere edilmeyeceği, herkesçe bilinen bir gerçektir. Beşşar’ın yönetimi bırakması koşulu ile müzakere yapılacağını söylemek, tükürdüğünü yalamaktır. Amerika ve müttefiklerine teslim ve itaat dışında, hiçbir garanti ve sabitleri yoktur. Çünkü daha önce olduğu gibi Amerikan nüfuzunun devamını sağlayacak yeni bir yönetim kurulacak, eski Beşşar’ın yerine yeni Beşşar gelecektir. Kurulduğu günden beri bu Koalisyon, Allah’a, Rasûlü‘ne ve müminlere ihanet içindedir. Zira Koalisyon, demokratik laik cumhuriyet gibi zorba Beşşar’ın takip ettiği hedeflerin aynısını dile getirmektedir. Zalim Beşşar’ın sadakati gibi Amerika’ya sadakat göstermektedir. Basiretini kaybeden bazı kimseler, Koalisyon kurulurken bunu fark edememiş olsalar da, şimdi bu, gün ışığı kadar açıktır. Daha önce akan kanlar, verilen kurbanlar Koalisyon tarafından örtülse de, artık bu mızrak bu çuvala sığmıyor. Dolayısıyla Koalisyon gerçeğini, körler bile fark edebilir. Füzeler, varil bombaları hatta kimyasal silahlar ile kanlar akıtıldı, evler yıkıldı, canlar katledildi, taş taş üstünde bırakılmadı, yanı sıra kundaklama, yağmalama ve tecavüzler oldu. Buna rağmen Koalisyon, bunları istismar ederek, zalim rejim ile yönetimin paylaşılmasını kabul etti.

Ey Şam diyarındaki sadık Müslümanlar! Ey kanları akıtılan, ırzları çiğnenen, malları yağmalanan ve evleri yıkılan Müslümanlar! Bu koalisyon sizi sırtınızdan vurdu. İhanetini hiç gizlemedi hatta günden güne artırdı. Artık ayıplarını örtme gereksinimi bile duymuyor. Çünkü hayâ edilecek ve utanılacak bir şey bırakmadı. İşlediği bu suçtan dolayı Koalisyonun yüzü bile kızarmıyor. Zira suçu, yüzünden bellidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ böyle insanlar hakkında şöyle buyurmuştur: يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ “Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.” [Rahman 41]

Koalisyona engel olun, kaldırıp onu bir kenara atın. Ona İslam’ın kalbi Şam diyarına giriş ve çıkış imkânı vermeyin. “Hiye Lillah Hiye Lillah” ile başladığınız çığlıklar ile Şam diyarını inletin. Bilin ki Cenevre 1 ve 2 konferansı, Amerika’nın örüp dokuduğu bir ağdır. Mevcut sistemin sadakati gibi yeni sistemin sadakatini de güvence altına almak için Cenevre 2 konferansını, Amerikan mamulü askeri müdahale takip edecektir. İşte bu ağ ve dokuyu kesin, uluslararası müdahaleye direnin. Bu müdahale, içinizden muhlis ve sadık insanlara karşı olacaktır. Amerika ve müttefiklerini dost edinmeyin. Çünkü onu, ancak dünyadan az bir paha uğruna hatta başkasının dünyası çabasına ahiretini satan nankör ve hainler dost edinir. Ama sonunda dünyadan ona, sadece rezil rüsva kalır. Daha öncekilerin başına gelen onun da başına gelecek, bu dünya hayatında onun alnına zillet ve alçaklık damgası vurulacaktır. Kıyamet günü ise azabı daha çetin ve şiddetlidir. وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَخْزَى وَهُمْ لَا يُنْصَرُونَ “Ahiret azabı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.” [Fussilet 16]

Ey Şam diyarındaki sadık Müslümanlar Ey kanları akıtılan, ırzları çiğnenen, malları yağmalanan ve evleri yıkılan Müslümanlar! Üç yıldır Amerika ve müttefiklerinin uluslararası entrikaları, karış karış uluslararası entrikanın peşinden giden Arap ve Acemlerin bölgesel komploları altında zalim Esed ile çatışıyorsunuz. Hatta size yardım etmek için seslerini yükselten, orada burada bağırıp çağıran Arap ve Acemlerin haykırışları bile, tantanadan ve esip gürlemekten öteye geçmedi. Tüm bunlara rağmen sabrettiniz, kararlılık gösterdiniz. Yer ve göğü tekbir sesleri ile inlettiniz. Zalim Esed’in her türlü saldırganlığına maruz kaldınız. Bununla birlikte kararlılığınız zayıflamadan, direnciniz kırılmadan düşmanın kolunu kanadını kırdınız. Mümin hakkında ne bir yakınlık ne de bir zimmet gözetmeyen Koalisyon, hangi cesaretle iktidarı paylaşmak için zalim Esed rejimi ile müzakere yapacaktır? Nasıl hiç bir şey olmamış gibi davranabilir? Ey Suriye halkı! Siz, Amerika ve müttefiklerinin komplolarını boşa çıkarabilir, Cenevre konferansı ve Koalisyonunu dondurabilirsiniz. Siz içeride kararlı ve sabırlısınız. Siz, urvetül vüskasınız. Suriye’nin kaderi sizin elinizdedir. Sırça köşkte yaşayan Koalisyonun ihaneti ne olursa olsun, suçu ne kadar büyük olursa olsun, eğer onun karşısında hak üzerinde sapa sağlam durur, Allah Subhânehu ve Teâlâ‘ya halis, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e sadık olursanız, size hiç bir şey yapamaz. O zaman koalisyon, aciz ve bitkin halde geri dönecektir. Ama asıl felaket, koalisyonun sizin saflarınız arasına sızabilmesidir. Daha da kötüsü, bazı grupların arasına nüfuz etmesidir. Çünkü o zaman onlara galip gelerek, eski ajan yönetim yerine yeni ajan yönetim oluşturmak için onları kendisine dayanak edinecektir. O zaman akıtılan kanlar, verilmiş kurbanlar, yapılmış fedakârlıklar bu gruplara lanet edecektir. O zaman bu gruplar ve onlara bağlı Koalisyon yandaşları [Rejimden ayrılanlar gibi] hem dünya hem de ahiretlerini kaybedecektir. İşte gerçek hüsran budur.

Ey Şam diyarındaki sadık Müslümanlar Ey kanları akıtılan, ırzları çiğnenen, malları yağmalanan ve evleri yıkılan Müslümanlar! Lider, halkına yalan söylemez. Hizb-ut Tahrir, hem sizi bir şeyden sakındırıyor hem de size bir şeyi müjdeliyor. Sizi Cenevre’nin cehennem ateşine düşmekten sakındırıyor. Çünkü Koalisyonun, rejimle müzakeresinin yol haritası bellidir. Bunu geçemez, aşamaz. O yol haritası da yeni zalim rejim üretmektir. Bunun öncekinden isim ve yüzler dışında pek farkı olmayacaktır. Amerika, nasıl eski rejim üzerinde söz sahibi ise bunda da tek söz sahibi olacaktır. Daha sonra yine sıkıntı ve sefalet boyunlarınıza dolanacaktır. Pişman olacaksınız, ama pişmanlık fayda etmeyecek. Sakın sizlerden biri, günah ve vebal Cenevre’ye gidenler üzerinedir, size ne oluyor demesin. Sakın ha böyle söylemesin. Çünkü bir kavim içinde kötülük işlenir de onlar o kötülük karşısında durmazlarsa, musibet ve ceza genele yayılır. Ebu Davud, Süneninde Ebu Bekir RadiyAllahu Anh’dan rivayet ettiğine göre Allah’a hamdı sena ettikten sonra dedi ki: “Ey insanlar! Ben Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle derken işittim: مَا مِنْ قَوْمٍ يُعْمَلُ فِيهِمْ بِالْمَعَاصِي، ثُمَّ يَقْدِرُونَ عَلَى أَنْ يُغَيِّرُوا، ثُمَّ لَا يُغَيِّرُوا، إِلَّا يُوشِكُ أَنْ يَعُمَّهُمُ اللَّهُ مِنْهُ بِعِقَابٍ “Günah işleyen bir kavmin içinde o günahları yasaklayacak güç ve kuvvette bir kimse varsa buna rağmen yasaklamazsa, Allah Teâlâ‘dan bütün onları kapsayan bir azabın gelmesi onlar için pek yakındır.” Bu yüzden kendinizi azaptan koruyunuz.

Şunu da müjdeliyoruz ki Allah Subhânehu ve Teâlâ‘ya halis, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e sadık olur, sözlü ve fiili olarak Raşidi Hilafet Devleti kurmak için ısrar eder, Amerika ve müttefiklerinin kökünü kazımak için azim gösterirseniz, şüphesiz ki Allah Subhânehu ve Teâlâ size yardım ederek düşmanlarınızı yok edecektir. وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنِينَ “Müminlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.” [Rum 47] Allah’tan daha doğru sözlü kim vardır?

إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ
“Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [Kâf 37]

H. 18 Rabiu’l Evvel 1435

 

Hizb-ut Tahrir

19.01.2014
   
 


...:-
  • Koalisyon, Kerry ve Ford’un Komutuyla Boğazına Kadar Cenevre Bataklığına Batacaktır

  •