Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Suriye Rejimi, İşini Bitireceğini Zehâbına Kapılıp Hizb-ut Tahrir’e Karşı Baskıcı Kampanyalarına Devam Ediyor, Yine de Kaybediyor, Yine de Hüsrana Uğruyor

Baskıcı kampanyalar ve süregelen bir zorbalık ile Hizb-ut Tahrir şebâbının peşine düşmek, Suriye rejimi için “günlük ekmek” oldu. Bu rejim zannediyor ki bu kampanyalar ile, Hizb’in bu rejimin cürümlerini, zulümlerini ve fücurlarını, Yahudi ile müzâkereye can atışını ve sürekli tekrarlanan bir biçimde Amerika’ya Irak’ta yardım etme önerisini açığa çıkarmada, onun kafasını çatlatırcasına beyân ettiği Hak sözü susturabilecek! Bu kampanyaların sonuncusu, 06.08.2007 günü güvenlik birimlerinin açtığı kampanya idi. Yani Amerika’nın Irak’taki bataklığından kurtarılmasına ve konferansın kılıfı haline getirilen Irak’ın güvenliğini korumaktan evvel Amerika’nın oradaki güvenliğinin korunmasına destek konusuna hasredilen 08.08.2007’deki Dimeşk [Şam] Konferansı‘nın düzenlenmesinden hemen önce.

Nitekim emniyet birimleri, Suriye’de her ne zaman Hizb’in şebâbına karşı bir tutuklama kampanyası yapsa, hemen ardından üstlerine bir rapor sunup Hizb’in bittiğini söylerler. Sonra çok geçmez, anlarlar ki Hizb, çalışmasını kesintisiz bir biçimde sürdürmekte, daha hızlı ve daha sağlam adımlar ile ilerlemektedir. Böylece bu emniyet birimleri ve üst düzey yetkilileri, sersemleyip dengelerini kaybederler. Bir eve baskın düzenlediklerinde hiçbir şâbı bulamadıkları zaman çılgına dönüp ailesine musallat olurlar. Kapılarını çalıp emniyet müdürlüğüne çağırırlar, saatlerce, hatta günlerce alıkoyup çapraz sorgulamaya ve tahkîkâta tâbî tutarlar.

Ey Müslümanlar!

Şâm’daki otoriteyi gasp etmiş bu rejimin, [رَبُّنَا الله] “Rabbimiz Allah’tır” diyenlere karşı, böylesi acımasız ve baskıcı kampanyalar açması tuhaf ve şaşırtıcı değildir. Bilakis tuhaf ve şaşırtıcı olan, uzun yıllardan beri bu rejimin hâlen insanların boyunların musallat halde kalması ve cürümlerini insanların gözleri ve kulakları önünde birbiri ardınca işlemesidir. Kaldı ki o, Yahudiler ile müzâkere masasına oturmak ve onunla kalıcı teslimiyet akdi imzalamak için gece-gündüz çırpınmaktadır. Hatta bu rejim, işgâl altındaki Golan’da kırk seneden beri Yahudi’nin güvenliğini sağlamaktadır ki bu, Yahudi’nin işgâl altındaki Filistin’de 1948’den beri kendi güvenliğini sağlamasının da ötesindedir.

Artık Ard-ur Ribât [Müslüman süvarilerin nihâî karargâhı] ve Allah’ın izniyle gelecekte Akru Dâr-ul Hilâfe [Dâr-ul Hilâfet merkezi] olan Şâm beldesi için ve bilhassa kuvvet ehli için zulmü ve zâlimleri silkip atmanın vakti gelmiştir. Böylece hak ehline ve iş lâyığına döner ve Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in eş-Şâm beldesinin Akru Dâr-ul Hilâfe olacağına dâir müjdesinin tahakkuku kazanılır. Böylelikle Allah’ın, Rasulü‘nün ve mü‘minlerin sevdikleri arasına nûrdan sâhifeler yazdırılır.

Hizb-ut Tahrir’e gelince; o, Allah’ın izniyle ayaktadır, zirveden zirveye yükselmektedir. Onun içini bitirebileceklerini vehmedenlere gelince; onların kötü tuzakları ancak onların başına geçer. Dünya alçalmaktan başkasını da elde edemezler. [وَلَعَذَابُ الآخِرَةِ أَكْبَرُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ] “Âhiretin azâbı mutlaka daha büyüktür, keşke bilselerdi!” [ez-Zumer 26] Sonra şüphesiz ki Hizb, zâlimler yüzünden uğradığı zorluklar, tutuklamalar, işkenceler, hatta istişhâdlar ne kadar artarsa artsın, gevşemeden azim ile ilerleyecektir. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın yardımını dileyerek, tâ ki Hilâfet ikâme edilinceye, İslâm ve ehli azîz, Küfür ve ehli de zelîl oluncaya kadar… işte o gün mü‘minler de Allah’ın nusreti, zaferi ile sevinirler, zâlimler de işlerinin vebâlini tadarlar.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنقَلَبٍ يَنقَلِبُونَ “Zulmedenler çok yakında nasıl bir yıkılış ile yıkıldıklarını öğreneceklerdir.” [eş-Şu’arâ 229]

H. 02 Şa’bân 1428

 

Hizb-ut Tahrir

15.08.2007
   
 


...:-
  • Suriye Rejimi, İşini Bitireceğini Zehâbına Kapılıp Hizb-ut Tahrir’e Karşı Baskıcı Kampanyalarına Devam Ediyor, Yine de Kaybediyor, Yine de Hüsrana Uğruyor

  •