Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا “Her kim de zikrimden yüz çevirirse, şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olur.” [Tâ-hâ 124]

2012 Mayıs ayının sonunda öngörülen Pakistan ulusal bütçesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Ferhatullah Bâbâr 08. Şubat’ta şöyle demiştir: “Normal vatandaşlara sübvansiyonların sunulması politikasında nitelikli bir değişim olmalıdır.” Bu hükümetin, insanların acılarıyla ilgilenmediğini bilmemiz bizim açımızdan yeterli değildir. Bilakis mevcut kapitalist rejimin altındaki her hükümetin, geçmişte de yapamadığı gibi refahı gerçekleştirmesinin imkansız olduğu yada bir 60 yıl daha geçse dahi en küçük bir rahatlığı bile gerçekleştiremeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.

Pakistan’ın kurulmasında bu yana; ister askerî isterse de siyasî liderliktekiler olsun bir biri ardına gelen yöneticiler, sadece Batılı sömürgecilerin çıkarlarına hizmet eden kapitalist sömürgeci rejimi tatbik etmişlerdir. Nitekim bugüne kadar hainler ve Batılı efendileri, geçen on yıllar boyunca ümmetin servetlerinden milyarlarca dolar gasbetmişlerdir. Buda Batı dünyası da dahil her yerde olduğu gibi insanlardan küçük bir azınlığın elindeki servetin pekiştirilmesi için tasarlanmış mevcut kapitalist rejimin kullanılması yoluyla olmuştur. Nitekim nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olandan daha fazla olan bu servet güzel bir şekilde kullanılsaydı, Pakistan’ı yoksulluktan yada herhangi bir kredi ihtiyacından hali zengin bir devlete dönüştürebilirdi. Gelecek açısından olana gelince; mevcut yöneticilerin yerine yeni yöneticilerin geçmesi, gerek siyasi tabakanın ifraz ettiği seçimler gerekse askeriyedeki emeklilik ve terfi yoluyla olsun Washington yada Londra tarafından onaylanmaktadır. Dolayısıyla bu hain yöneticilerin tutumu hakim olmaya devam ettiği ve kapitalist küfür rejimi aynen uygulandığı sürece acılar daha da artacaktır.

Ama Hizb-ut Tahrir’in gerçek muhlis siyasileri, Hilafet Devleti’ni kurmak için Silahlı Kuvvetler içerisindeki muhlis subaylardan nusreti aldıklarında; işte sadece o zaman Müslümanlar, İslam’ın tatbik edilmesi ve ekonomik sisteminin uygulanması yoluyla rahat bir nefes alabilecekler ve ekonomik refahın keyfini çıkarabileceklerdir.

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Herkese verilmesi gereken kamu kaynaklarını, bireysel karların gerçekleşmesi için istismar etmeleri amacıyla hainlerden, tabilerinden ve akrabalarından oluşan birtakım kapitalistlere teslim eden kapitalist rejimin altında elektrik, doğalgaz, dizel, gazyağı ve benzin eksikliğinden dolayı katlanılmaz acılarınız asla hafiflemeyecektir. Bu nedenle enerji fiyatları, bol miktarda oldukları halde birkaç yıl içerisinde birçok kez katlanmıştır. Buda sanayiyi felce uğratmış, işsizlik oranlarının yükselmesine yol açmış ve milyonlarca genci, geleceğinden umutsuz işsiz bir şekilde sokaklarda dolaşmaya terk etmiştir. Ancak Hizb-ut Tahrir Hilafet’i kurduğunda, rahat bir nefes alacak ve enerjiyi makul ve uygun fiyatlarla elde edeceksiniz. Çünkü Hilafet Sistemi’nde, kamu mülkiyetleri özelleştirmeye, özel mülkiyetler de kamulaştırmaya tabi tutulmayacaktır. Dolayısıyla kamu mülkiyetlerinin gerçek sahipleri insanlar olacağı gibi devlet de halk adına sadece onun işlerini gözetecektir. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

الناس شركاء في ثلاث: الماء والكلأ والنار “İnsanlar şu üç şeyde ortaktırlar: Su, ateş ve mera.” [Ahmed]

Buna göre petrol kuyuları, doğalgaz, kömür madenleri ve tüm enerji santralleri de dahil enerji kaynakları, özelleştirmeye tabi tutulamazlar. Zira Hilafet, bu kamu mülkiyetlerini kesinlikle siyasî bir tabaka ve nüfuz sahiplerinin çıkarları için istismar etmeyecek bilakis toplumun tamamının faydalanmasını sağlayacaktır. Buda enerji ve yakıt fiyatlarındaki yükselişi önemli ölçüde azaltacak, insanların ihtiyaçları karşılanacak ve felce uğrayan sanayi ile tarım sektörüne yeni bir soluk aldıracaktır. Ayrıca İslam, bu kaynaklarının ihracat gelirlerinin Hilafet’in hazinelerine konulmasını ve bunların ırkına veya diline veya cinsine veya dinine bakılmaksızın Hilafet Devleti’nin tüm tebasına harcanmasını vacip kılmıştır. Dolayısıyla şu anda sizler, Hizb-ut Tahrir’in bu tür konuları idrak ettiğini ve bunların uygulanmaları için ciddi bir şekilde çalıştığını bilmektesiniz.

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Şüphesiz sizler, mevcut rejim ile kapitalizmin altında size dayatılan vergilerden dolayı çektiğiniz acının hafiflemesine asla tanık olamayacaksınız. Zira yetki sahibi zalim yöneticiler, istedikleri gibi ve diledikleri şekilde vergiler koymaktadırlar. Aslında geçen altmış yıl boyunca ordu ve siyasî tabaka içerisindeki yöneticiler ve sömürgecilerin ajanları, devletin toplam gelirinin yarısından fazlasına ulaşacak derecede satış vergisi ve diğer dolaylı vergileri artırmışlardır. Buda on milyonlarca insanın sefaletine yol açmıştır. Ancak Hizb-ut Tahrir Hilafet’i kurduğunda, vergilerden dolayı acılar çekmeyeceksiniz. Zira bu, şeran haramdır. Nitekim Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

لا يدخل الجنة صاحب مكس “Meks (gümrük vergisi) sahibi cennete giremez.” [Ahmed]

Bu nedenle devletin, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun taleplerine icabet ederek insanlara vergi koymasına izin verilmeyecektir. Nitekim Hilafet Devleti’nin hazine gelirleri, sadece Allahu [Subhânehu ve Te’âla] tarafından belirlenmiştir. Zira İslam’da, halkın mülkiyetinin özel bir kutsallığı vardır ve Hilafet Devleti bunları, “vergi” gerekçesi altında vatandaşlardan çalamaz. Çünkü adil bir devletin gelirlerini belirleyen sadece Allahu [Subhânehu ve Te’âla] olup bunları yalnızca harcamaya muktedir olanlara tevdi etmektedir. Ayrıca İslam, doğalgaz, petrol, bakır, altın, tarımsal üretim, öşür ve harac gibi kamu mülkiyetleriyle ticaret malları üzerindeki zekat yoluyla elde edilen sanayi gelirleri de dahil gelirlerin harcanması hususunda nevine münhasır bir sistemdir. Dolayısıyla bu gelirleri devlet, baskı ve kısıtlama yapmaksızın insanların işlerinin gözetimi için harcamalıdır. Nitekim şu anda sizler, Hizb-ut Tahrir’in bu tür konuları idrak ettiğini ve bunları uygulamaya hazır olduğunu bilmektesiniz.

Sizler, mevcut rejimin altında gıda, giyim ve barınak fiyatlarının yüksekliğinden dolayı çektiğiniz acıların hafiflemesine asla tanık olamayacaksınız.  Zira mevcut yöneticiler, kağıt para ve bunların daha fazla basılmasını benimseyen kapitalist bir politikayı tatbik etmektedirler. Buda bunların değerlerinin azalmasına ve fiyatlarının katlanılamaz boyutlara yükselmesine yol açmaktadır. Nitekim İngiliz işgali öncesinde 11 gram altından daha fazlasına denk düşen Rupi, kapitalist rejimin tatbik edilmesinden ikiz yüz (200) küsur yıl sonra, yani şu anda bir gram gümüşün %9’dan daha azına denk düşer bir hale gelmiştir! Küfür yönetiminin altındaki her geçen ayla birlikte onun değeri daha da düşecektir. Ancak Hizb-ut Tahrir’in Hilafet’i kurmasının ardından, fiyat artışının bertaraf edilmesiyle birlikte rahat bir nefes alacaksınız. Çünkü İslam, paranın altın ve gümüşle desteklenmesini farz kılmıştır. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem] Müslümanlara, devletin parası olarak 4.25 grama denk düşen altın dinar ile 2.975 gram ağırlığındaki gümüş dirhemler oluşturmalarını emretmiştir. Zaten Hilafet’in bin küsur yıl sabit fiyatların keyfini çıkarmasının nedeni de budur. İşte şu anda sizler, Hizb-ut Tahrir’in bu tür konuları idrak ettiğini ve bunların uygulanması için muhlis bir şekilde çalıştığını bilmektesiniz.

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Sizler, mevcut rejimin altında kitlesel işsizlikten kaynaklanan sefaletin ve ümitsizliğin hafiflemesinin keyfini çıkaramayacaksınız. Zira Pakistan nüfusunun büyük çoğunluğunun kırsal bölgelerde olmasına ve onlardan bir kısmının da mükemmel tarımsal kaynaklara sahip olmasına rağmen sömürgeci rejiminin altındaki toprak mülkiyeti, onları buraları ekmekten yoksun bırakmaktadır. Hatta onlar, sahibi olmadıkları toprakları ekmekteler dahası çiftçiler buraları kiralamaktadırlar. Dolayısıyla onlar, nafakalarını karşılayamadıklarından dolayı şehirlerde iş aramak zorunda kalmışlardır. Ancak Hilafet kurulduğunda sizler, tarımsal üretimde büyük artış göreceksiniz. Zira İslam, tarım arazilerinin mülkiyeti ile bunların ekilmesinin arasını rapdetmiştir. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:

مَنْ عَمَّرَ أَرْضًا لَيْسَتْ لأَحَدٍ فَهُوَ أَحَقُّ “Her kim birine ait olmayan bir araziyi imar ederse o ona daha müstahaktır.” [Buhari rivayet etti]

Ayrıca İslam, art arda üç yıl ekilmeyen tarım arazilerinin sahibinden alınmasını belirtmiştir. Buda tarım arazilerinden tam bir şekilde istifade edilmesini sağlayacağı gibi tarım üretimini de artıracaktır. Bunun yanı sıra Hilafet Devleti, topraklarını ekmeye muktedir olamayanlara faizsiz hibe yada krediler verecektir. Böylece aylar içerisinde, bütün toprakların işlenmesinde bir artış olacağı gibi kırsal alanlarda yaşayanların girişinde de bir artış olacaktır. İşte şu anda sizler, Hizb-ut Tahrir’in bu tür konuları idrak ettiğini ve bunların uygulanmasında samimi olduğunu bilmektesiniz.

Ey Pakistan’daki Müslümanlar!

Dünyanın, kapitalizmin zulmünden dolayı yanıp tutuştuğu bir sırada burada sizlere, Hizb-ut Tahrir’in Allah’ın izniyle yakında kurulacak Hilafet Devleti’nin altında pratik olarak uygulamayı taahhüt ettiği İslam’ın bazı mübarek çözümlerini sunduk. O halde Hizb-ut Tahrir’in muhlis siyasetçilerinin etrafında toplanın ve Pakistan Silahlı Kuvvetleri içerisindeki babalarınızdan ve evlatlarınızdan acilen Hilafet Devleti’ni kurması amacıyla Hizb-ut Tahrir’e nusret vermelerini talep edin. İşte sadece o zaman petrol, doğalgaz,  altın ve ziraat arazileri gibi muazzam servetler ümmetin olacak, yakıtlarda ekonomik bir devrim gerçekleşecek ve daha önce bin küsur yıl olduğu gibi Hilafet Devleti ekonomide lider bir hale gelecektir. Nitekim Subhânehu ve Te’âla hak kavlinde şöyle buyurmaktadır:

كَيْ لا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الأَغْنِيَاء مِنكُمْ “İçinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir güç olmasın diye.” [el-Haşr 7]

H. 07 Cumâde’l Ulâ 1433

 

Hizb-ut Tahrir

30.03.2012
 

Pakistan Vilayeti

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •