|
Hamd ancak Allah’a mahsustur. Salât ve selâm Rasûlullah’ın, O’nun A’li ve Ashabının ve de Kıyamet’e kadar onların yoluna ittiba edenlerin üzerine olsun.
Sözlerimize sizin hayrınıza olacak cümleler ile başlıyor, hem size hem de kendimize Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın şu sözlerini hatırlatıyoruz: قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır, senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” [Ali İmran 26]
Güçlü ve Yüce olan Allah Subhânehu ve Teâlâ, sizin Müslüman dünyasının [Pakistan ordusu] en büyük ordusunun komutanı olmanızı nasip eyledi. Bu yüzden size, bu Müslüman ordusuna komutanlık etmenizin bir emanet olduğunu hatırlatırız. Bu, Muktedir bir Hükümdarın huzurunda, doğruluk meclisinde olmanız, hem Rasûl hem de müminleri razı etmeniz için muazzam bir fırsattır.
Allah’ın Nebisi Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem, İslam ordusunun ilk komutanıdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bu konuda bütün nesiller tarafından uyulacak bir örnektir. Köklü ve derin İslami tarihimiz, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i örnek edinmiş yiğit ve kahraman Müslüman ordularının komutanları ile doludur. Bunlar, hayırlı ümmetin hayırlı selefleridir. Örneğin Halid ibn Velid, Selâhaddin Eyyubi, Muhammed ibnu’l Kasım gibi. Emaneti hakkıyla eda edene müjdeler olsun! İhanet edene de yazıklar olsun, Maazallah
Ey Orgeneral Rahil! Siz, dünyanın en güçlü ve en büyük savaşçı silahlı kuvvetlerinin komutanısınız. Oysa Pakistan, şuan sıkıntılı ve sancılı bir dönemdedir. Çünkü Pakistan ordusu, yıllardır aşiret bölgelerinde savaş içindedir. Bununla eş zamanlı olarak patlamalar ve barbarca suikastlar, ülkenin her tarafında kol geziyor. Hizb-ut Tahrir, bu felaketin Amerikan dış politikasının doğrudan bir sonucu ve doğası olduğuna dikkatinizi çeker. Daha da sınırlandırmak gerekiyorsa kirli çatışma politikasının ürünüdür. Bu çatışma iç istikrarı yok ediyor, olanaklarımızı tüketiyor, sık sık Amerikan müdahalesine olanak sunuyor. Ardından bizden kendisine yardım etmemizi talep ediyor. Aynı zamanda gizli ve örtülü operasyonlar politikasının da bir sonucudur. Bu tür operasyonlar, ABD istihbarat kurumları tarafından çatışmanın ateşini, alevgir ve ateşnak tutmak için Latin Amerika’dan Güneydoğu Asya’ya kadar tüm dünyada uygulanıyor. Ülkeyi yakıp yıkıyor, güvensizlik denizinde batırıyor.
Gerçek iç tehdit, Pakistan içindeki Amerikan varlığıdır. Bu varlık, bölgedeki ABD planlarını etkinleştirmek için uğraşıyor, askeri ve sivil bölgeleri hedef alan gelişmiş silahları finanse ediyor. Şimdiye kadar kaybettiklerimizden çok daha fazlasını kaybetsek bile, bu yabancı eller topraklarımızda olduğu sürece bu yıkıcı savaş asla sona ermeyecektir.
İnşaAllah yakında kurulacak olan Hilafet Devleti, bu yabancı elleri kesmek için en ufak bir gecikme olmadan silahlı kuvvetlerimizi seferber edecek, tüm elçilik ve konsolosluklarını kapatacaktır. Müslümanları her türlü zarardan koruyacak yegâne kalkan Hilafettir. İster bu zararın kaynağı politik, askeri, CIA gibi yabancı istihbaratlar olması isterse Raymond Davis gibi paralı katillerin faaliyet gösterdiği paramiliter örgütler olsun hiç fark etmez. Hilafet Devleti, Kur’an ve Sünnet ile yönetecektir. İslam, Müslümanlara karşı savaşan, topraklarını işgal eden, ülkelerini yakıp yıkan düşman kuvvetleri ile ittifak kurulmasını haram kılar. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا لاَ تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ “Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler.” [Mümtehine 1] Hizb-ut Tahrir, bu işlemlerin sadece birkaç saat içinde uygulanabilir olduğunu üstüne basa basa vurgular. Yeter ki silahlı kuvvetlerimiz, ABD çıkarlarına hizmet etmek için içine itildiği tuzaktan kurtulsun.
Ey Orgeneral Rahil! Temiz Pakistan topraklarımızın hak ettiği emniyet ve güvenlik, ancak Hilafet Devletinin kurulması ile elde edilecektir. Siz, birkaç saat içinde Hilafet Devletinin dönüşünü garanti edebilirsiniz. Sadece Hizb-ut Tahrir’e nusret verin yeter. Dolayısıyla biz, siz ve ordunuzu adam gibi adam olan Ensar’ın siretine bir dönüp bakmanıza davet ediyoruz. Onlar ki İslami Devlet kurmak için Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem nusret verme isteğine heyecanla tereddütsüz icabet ettiler. Güç ve kuvvet ehli ikinci Akabe biatinde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem nusret verdiler. Onlar, Allah’ın dinine yardım etmek ve Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın kelimesini yüceltmek için savaştan elde edecekleri büyük sevabı arzuladılar. Ensar’ın komutanı [Sad ibn Muâz] vefat ettiğinde Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem yaslı annesine ليرقأ (لينقطع) دمعك، ويذهب حزنك، فإنّ ابنك أول من ضحك الله له واهتز له العرش “[Ey anneciğim] Gözyaşın dinsin, hüznün bitsin. Zira oğlun Allah’ı güldürdü, Arşı titretti.” Burada bundan daha büyük bir şey var mı? Böyle bir mertebeye dikmek istemez misin?
Ey Orgeneral Rahil! Hizb-ut Tahrir, size Binbaşı Aziz Bhatti ve Binbaşı Muhammed Şerif gibi iki şehit vermiş bir ailenin bireyi olarak hitap ediyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ onları şehitlerden eylesin. Hizb-ut Tahrir size temin eder ki sizin komutanlığınız altında o şerefli mertebeye göz diken birçok kimse var. Gerekli adımları atarsanız, yiğitler ve bahadır sadık insanlar sizin yanınızda, arkanızda, önünüzde durmaya hazırlar, emrinize amadeler. Yeter ki siz Âlim ve Celil devlet adamı Şeyh Ata ibn Halil Ebu Rasta komutası altında Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Ki Râşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı başlatsın. Hilafet, dünya ve ahiretin izzet yoludur. Şüphesiz Allah Subhânehu ve Teâlâ Salihlerin dostudur.
Ey Orgeneral Rahil! Ey Allah’ın şehitler ailesi ile onurlandırdığı kimse! Siz, kâfir ve ajanlarının, Pakistan’ı yok etmeye çalışan tüm İslam düşmanlarının sevincine bir son vermek zorundasınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın huzuruna varmadan önce Allah’ın bizlere farz kıldığı bu sana özel samimi nasihatimizi kabul ediniz. فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنْفَعُ الْمُؤْمِنِينَ “Çünkü öğüt müminlere fayda verir.” [Zariyat 55]
|
