Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Hizb-ut Tahrir / Britanya, Haccın Îfâsını ve Iyd-ul Edhânın İdrâkini Tebrik Eder

Bu hafta, Ümmet-i Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘den; her derin vadiden geçerek ve her uzak dağı aşarak, dünyanın dört bir yanından çıkıp gelen, her renkten ve her ırktan, gerek kadın gerekse erkek milyonlarcası, Allah ve Rasulü‘nün çağrısına icâbet ettiler:  وَأَذِّن فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوكَ رِجَالاً وَعَلَى كُلِّ ضَامِرٍ يَأْتِينَ مِن كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ  “İnsanlar arasında Haccı îlân et ki her derin vâdiyi aşarak (dört bir yandan çıkıp) gerek yaya olarak, gerekse her argın binek üzerinde sana gelsinler.” [el-Hacc 27]

Muhakkak ki Hacc, Ramazan ve Iyd (bayram) gibi, aynı Akîdeye inancımız ve aynı kıbleye yönelişimiz ile tek bir Ümmet olarak tabiî bütünlüğümüzü yansıtan en güzel örneklerdir. Yine de dünya çapında yöneticiler ve devletler, aramıza yapay millî sınırlar çizerek bizi bölmekte, ileride bizi daha da parçalamaya ve işgâl etmeye hevesli olanlara zemin hazırlamaktadır. Yine bu ay içerisinde, Arafe Günü, yaklaşık 1400 sene önce Vedâ Hutbesi’ni irad eden Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyuruyordu:  يا أيها الناس، ألا إن ربكم واحد وإن أباكم واحد، ألا لا فضل لعربي على عجمي ولا عجمي على عربي ولا لأسود على أحمر ولا لأحمر على أسود إلا بالتقوى... أيها الناس، اسمعوا قولي ومارد تعلمن أن كل مسلم أخ للمسلم وأن المسلمين إخوة، فلا يحل لامرىء من أخيه إلا ما أعطاه عن طيب نفس منه، فلا تظلمن أنفسكم  “Ey insanlar! Dikkat ediniz, Rabbimiz birdir, atanız birdir. Dikkat ediniz, Arabın Aceme (Arap olmayana), Acemin Arab’a, siyahın kızıla (beyaza), kızılın siyaha takvadan başka hiçbir üstünlüğü yoktur… Ey insanlar, sözümü iyi dinleyiniz ve iyice belleyiniz ki her Müslüman, Müslümanın kardeşidir ve Müslümanlar mutlaka kardeştirler. Herhangi bir kimseye, kardeşinin kendisine gönül hoşnutluğu ile verdiğinden başkası helâl olmaz. O halde sakın kendinize zulmetmeyin!”

Hacılardan hiçbiri, ihram elbiselerini giyerlerken milliyetlerine binaen bunu yapmaz. Yine de oradan ayrılıp döndüklerinde, bir kez daha bizi parçalayan bâtıl bariyerlerin içine girmeye zorlanırlar. Arabı Arap olmayan, bir milleti öteki millete düşürürler. Hacc günlerinde öylesine tatlı hissedilen o kardeşlik, gündelik hayata dönüldüğünde geçici bir anı olmaktan öte geçmez çoğu zaman. Haccın o unutulmaz güzelliği, Hacc’ın ötesinde duran modern hayatın kontrastı altında kararıverir. Zîra Allah [Subhânehu ve Te’alâ] Müslüman Ümmet’ten yalnızca mânevî olarak bütünleşmelerini değil, aynı zamanda siyâsî olarak da bütünleşmelerini talep etmiştir. Ne yalnızca Hacc zamanında gerçek kardeşliğimiz ile yetinmemizi, ne de yalnızca senenin on gününü diğer günlerden ayrı tutmamızı talep etmiştir. Bilakis bizim için öyle bir Dîn seçmiştir ki o, tüm zamanlar ve tüm mekânlarda ikâme edilmelidir. Bunun için Allah [Subhânehu ve Te’alâ] vedâ hutbesi sırasında Nebîsi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘e nihâî olarak şu âyeti inzâl etti:  الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِينً  “İşte bugün, size dîninizi kemâle erdirdim. Üzerinize olan nîmetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’a razı oldum.” [el-Mâ‘ide 3] Geçmişte asırlar boyunca Müslümanlar, Hacc menâsiki sırasında, Allah’ı hamd ile tesbîh ederler, O’ndan mağfiret dilerler, aynı anda ma’rufu emredip münkerden nehyederler ve Hacc için toplandıklarında, Halîfe ile buluşup geldikleri bölgelerde meydana gelenleri haber verir, dertleriyle dertlenmesini talep ederlerdi.

Son olarak; tüm hacılar için dileriz ki Haccınız mebrur olsun. Allah [Subhânehu ve Te’alâ]‘dan hepsinin haccını, tüm Müslüman Ümmet’in kurbanlarını ve tüm dünya çapında Arife günü sâim olan tüm kardeşlerimizin ve bacılarımızın taatlerini katında makbul buyurmasını niyâz ederiz. Ayrıca tüm Ümmet için dileriz ki Iydiniz (bayramınız) mübârek olsun. Her nerede olursak olalım, Rabbimiz [Subhânehu ve Te’alâ] hepimizin kurbanlarını makbul kılsın. Yine Rabbimiz [Subhânehu ve Te’alâ]‘den niyâzımız odur ki bu parçalanmışlığımıza ve bölünmüşlüğümüze, topraklarımızın işgâline ve istilâsına, servetlerimizin yağmalanmasına ve hortumlanmasına bir an önce son versin, milliyetçiliğin, vatancılığın ve her tür ayrılıkçı fitnenin şerrinden ve kalplerimizin dağınıklığından hepimizi korusun. Yine Rabbimiz [Subhânehu ve Te’alâ]‘den niyâzımız odur ki Hilâfet’i bir an önce geri getirsin ve bunun için bizimle birlikte İslâmî Dâvet’i taşımaya Müslümanların meylini artırsın. Her yıl bu mukaddes günleri başımızda nice musibetler olduğu halde karşılıyor olsak da, dînimizin uygulanmayan yönlerini kendimize hatırlatmak ve bu insanlar için çıkarılmış en hayırlı Ümmet’e yönelik, siyâsî bütünlük çağrımızı güçlendirmek zorundayız. Muhakkak ki bizi bu Akîde ile ilk kez bütünleştirip tek bir Ümmet haline getiren ve ilk kez tüm Müslümanları tek bir Devlet altında bir araya getiren bizâtihi Rasulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] idi. Dolayısıyla Allah’ın Dîninin, Râşidî Hilâfet biçiminde yeniden ikâme edilmesine yönelik çağrımızın icâbet bulması için elimizden geleni ardımıza koymamalıyız.

H. 01 Zilhicce 1428

 

Hizb-ut Tahrir

19.12.2007
 

Britanya

 


...:-
  • Ramazan Bitti, Bayram Geldi, İslam Ümmeti Hala Sıkıntılarla Boğuşuyor, Trajediler Her Taraftan Sarmış Durumda!

  • “Ramazan ayı, ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.” [Bakara 185]

  • Mübarek Ramazan Ayının Başlangıcı ve Bitişi, Sadece ve Sadece Hilalin Görülmesine Göre Belirlenir

  • Lübnan’ın Derinliklerine Düzenlenen Saldırılar! Siyasi Otorite ve Kurumları Görevleri Karşısında Nerede? Direniş Ekseninin Stratejik Sabrı Daha Tükenmedi mi?

  • Ey Müslümanlar! Sırada Ne Var? Gazze’de Yaşananlardan Sonra Daha Neyi Bekliyorsunuz? Artık Harekete Geçmenizin ve Rabbinizin Raşidi Hilafeti Kurma Farzına Yanıt Vermenizin Zamanı Gelmedi mi?

  •