| |
|
|
|
 |
 |
|
 |
| |
| Siyasi Tahliller |
|
|
|
Soru:
09 Temmuz 2015 Perşembe günü, Cumhurbaşkanlığı Sarayı‘nda akrediteye sahip yabancı büyükelçilere verilen iftar yemeğinin ardından konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı, biz bölgedeki demografik yapının değişmesine göz yummayacağız diye konuştu. [haber7.com] Site, daha önce Anadolu Ajansı‘nın 26 Haziran 2015 tarihinde aktardığı Erdoğan’ın açıklamasına atıfta bulundu. Erdoğan yaptığı konuşmada, “Suriye’nin kuzeyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun buna engel olacağız. Türkiye’nin güney bölgesinde yeni bir “Sykes-Picot” düzeninin adım adım inşa edilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Suriye ve Irak’ta yaşanan olaylar, sadece bu olayların ve içinde cereyan ettiği bu ülkelerin kendi iç dinamikleriyle değerlendirilemez. Burada hem ülkemizin hem tüm bölgenin geleceğini şekillendirecek mühendisliklerin uygulamaya çalışıldığını görüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı. Ardından Türkiye’nin, savunma potansiyelini güçlendirmek için bir takım girişimlerde bulunduğu basına yansımıştı.
Soru şudur: Gerçekten neler oluyor? Gerçekten Türk askeri, Kuzey Suriye’ye bir askeri müdahalede bulunacak mı? Yoksa amaç farklı mı? Askeri müdahale konusunda Amerika’nın gerçek tavrı nedir?
|
|
H.26 Ramazan 1436
|
| 13.07.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Celil Âlim Şeyh Ata ibn Halil Ebu Raşta Allah sizi korusun.
Umarım, şu sorulara cevap verecek kadar vaktiniz bol, gönlünüz geniş olur.
“Ürdün Evkaf ve İslami İşler Bakanı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in takiyye yaptığını söyledi. Takiyyenin, Kuran ve hadisi şerifte geçtiğini iddia etti. Takiyyenin Şii mezhebinden olduğuna dair yanlış bir kanaatin olduğunu belirtti. Bakan,
إلا من أُكره وقلبه مطمئن بالإيمان “Kalbi iman ile dolu olduğu halde zorlanan müstesna.” [Nahl 106] ayeti ve
إن في معاريض الكلام لمندوحة عن الكذب “Tevriyeli, kinayeli ifadelerle yalandan kurtulup rahatlama vardır.” hadisini delil gösterdi. Ayrıca Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e “Kimlerdensin” diye soran bir Bedevi’ye, “Sudan” cevabını vererek Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in takiyye yaptığını, bununla dayanıksız suyu kastettiğini ifade etti. Bakan, hâkimlere “Bu takiyye değil mi?” diye sordu. Bakan, Şiilerin Müslüman olduğunu, La İlahe İllallah Muhammedün Rasûlullah dedikleri sürece de tekfir edilemeyeceklerini ifade etti.
Devamla bakan, “Şeri takiyye ile Şiilerin takiyyesi arasında fark var. Şiiler, takiyyeyi dinin temellerinden ve akidenin gereklerinden sayarlar. Hatta takiyye yapmayanın dini ve imanı yoktur derler. Oysa şeri takiyye, dinin temellerinden değil feri meselelerdendir. Müslümanın, takiyye yapmaması ve takiyyeyi benimsememesinin hiçbir sakıncası yoktur.” diye konuştu.
Şimdi soru şudur:
Bakanın takiyye konusuna ayet ve hadisle delil getirmesi ne kadar doğrudur?
Şeri takiyye ile Şiilerin takiyyesi arasında bir farkın olduğu iddiası doğru mudur?
Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
لَا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللَّهِ فِي شَيْءٍ إِلَّا أَنْ تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقَاةً “Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır.” [Ali İmran 28] İbn Cerir dedi ki:
“Bu ayette Allah Subhânehu ve Teâlâ‘nın sözünü ettiği takiyye, Müslümanlar karşısında değil, kâfirler karşısındaki takiyyedir.” Said ibn Cubeyr de dedi ki: “İslam’da takiyye diye bir şey yoktur. Takiyye, sadece harp ehline mahsustur.”
Ayeti kerimeden amaç takiyye midir?
Kuranın tahrif edildiğini söyleyen, Raşidi Halifelere lanet okuyan ve Ali’yi ilahlaştıran Şiilerin Müslüman olduklarını söyleyebilir miyiz? Size sonsuz teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
|
|
H.29 Şa’bân 1434
|
| 08.07.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Allah Subhânehu ve Teâlâ size sağlık ve sıhhat versin…
Benim iki sorum olacak.
Birinci soru: Bilindiği üzere efendimiz Ömer ibn el-Hattab RadiyAllahu Anh Irak arazilerini elinde tutarak savaşçılara dağıtmadı.
Soru şudur: Efendimiz Ömer ibn el- Hattab RadiyAllahu Anh’ın bu görüşü bir içtihat mı? Bir kişi bu görüşe muhalefet ederek başka bir şeri görüşü alabilir mi? Yoksa bu, Sahabenin icması mı? Dolayısıyla muhalefet etmek caiz olmaz mı?
İkinci soru: İslam Devletinde araziler öşür ya da haraca tabidir. Hilafet Devletinde Maliye kitabında da geçtiği gibi haraç, Müslümanlar için bir haktır. Savaş veya sulh yoluyla kâfirlerden ganimet olarak alınan araziye konur. Haraç, ya savaş ya da sulh yoluyla alınan arazilerden alınır. Öşür ise Müslüman bir kişinin arazisinin mahsulü için farz olan bir haktır ve zekât mallarından sayılır. Şeriat tarafından belirlenen mahsullerden alınır.
Soru şudur: Örneğin Endonezya gibi halkı kendiliğinden Müslüman olan arazi sahibi Müslüman ise devlet öşür alır. Arazi sahibi kâfirse yine alır. Ama devletin kâfirden aldığı bu mala ne denir? Bu, öşür kapsamına girmediği gibi haracın tanımına da uygun düşmez. Size zahmet vermişsem özür diliyorum. Teşekkürler.
|
|
H. 08 Receb 1436
|
| 27.04.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh Aziz Kardeşim.
İki şeyi birbirine karıştırdım, lütfen açıklamanızı rica ediyorum. Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi hayırla mükâfatlandırsın ve yardımcınız olsun.
Birincisi: Banknotların zekâtı ile ilgilidir. Maliye Kitabında madeni paralar, gümüş veya altına dayalı olduğu için altın ya da gümüş gibi oldukları belirtildi. Bu, net ve açıktır. Yine parasal illetlik yönünden ortak oldukları için kâğıt paralarda da zekât farzdır. Pazardaki alım gücüne göre paraların değeri altın veya gümüşle ölçülür ve nisap miktarına ulaştıktan sonra da üzerinden bir yıl geçmişse zekâtı hesaplanır. Ayrıca bu da net ve açıktır. Banknotlara gelince, devlet veya devlet tarafından yetkili kesimin belirlediği nominal değerden daha az belirli bir oranda altın veya gümüş karşılığı olan kağıt belgelerdir. Örneğin varsayalım ki devlet, altın dinar karşılığında Ürdün Dinar’ı bastı. Ama karşılığı % 50 olarak, yani yarım altın dinar olarak belirlendi. Buna göre Ürdün Dinarı, iki kısımdan müteşekkil oluyor. Birinci kısmı madeni para, ikinci kısmı da kâğıt para olarak kabul edilir.
Maliye kitabında ise bu tür paraların zekâtı hakkında bahsedilirken, sadece madeni para kısmından söz edildi. Kâğıt para kısmından bahsedilmedi. Oysa onun da bir alım gücü vardır ve parasal nitelik taşımaktadır. Ama Maliye kitabında böyle kabul edilmedi. Bunun açıklanmasını rica ediyorum
İkincisi: Arazi ve mülkiyet [bireysel, kamusal ve devlet mülkiyeti] hakkındadır. İslam Devletine ait araziler ile ilgili olarak iki husustan söz edildi. Birincisi: Dördüncü bir mülkiyet türü yoktur. İkincisi: Tüm bu araziler, bu üç mülkiyetten birine aittir. Maliye kitabında şöyle denildi: “1- Devlete ait mülklerin türleri, sahralar, dağlar, deniz kıyıları ve devletin şeri yolla sahip olduğu fertler tarafından mülk edinilmemiş işlenmemiş topraklar.”
Bu husus açıklanırken, devletin şeri yolla sahip olduğu ve eğer devlet sahip olmuşsa… sözcüğü birkaç kez geçti. Bu, ben de bir karışıklık meydana getirdi. Burada birey ve kamuya ait arazilerden bahsedilmediği gibi devlete ait arazilerden de bahsedilmiyor. Aksine “Devletin şeri yolla sahip olduğu araziler” ifadesi kullanılıyor. Bu, bende sanki devlet içinde hiç kimseye ait olmayan araziler olduğu anlayışını oluşturdu. Bunun açıklanmasını rica ediyorum Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı kat be kat artırsın.
Kardeşiniz Ebu Usame, Kudüs.
|
|
H. 30 Cumâde’s Sânî 1436
|
| 19.04.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Libya’da olup bitenler gerçekten dikkat çekicidir. Bir yandan gözle görülür şekilde askeri operasyonlar artarken, diğer yandan Fransa, Cezayir, Fas ve Libya görüşmeler yürütüyor. Bunu nasıl açıklayabiliriz? Birbirine zıt gibi görünen askeri operasyon ile görüşmeler, Amerika ile Avrupa’nın Libya’daki çatışmasının bir sonucu diyebilir miyiz? Örneğin Güvenlik Konseyi kararı ile bir askeri müdahale olabilir mi? Yoksa bu çok uzak ihtimal mi? Bir çözüm bulmak için taraflar arasında görüşmeler devam edecek mi? Görüşmeler, çatışan tarafları tatmin edecek bir çözüme götürebilir mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.
|
|
H. 22 Cumâde’s Sânî 1436
|
| 11.04.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
30 Haziran 2015’de kalıcı anlaşma imzalamak üzere İsviçre’nin Lozan kentinde 2 Nisan 2015 akşamı P5+1 ülkeleri ile İran arasında İran’ın nükleer programı hakkında bir çerçeve anlaşması imzalandı. Taraflar arasında ortak bir bildiri yayınlanması dikkat çekicidir. Hatta Amerikan Başkan Obama, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada bu anlaşmayı “tarihi” olarak niteledi. Bu anlaşmanın perde gerisinde ne var? Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun.
|
|
H. 16 Cumâde’s Sânî 1436
|
| 05.04.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Arap müşriklerinden olan Yemen kâfirlerini dinleri üzerinde kalma konusunda istisna etmiştir. Bu konuyu açıklamanızı rica ediyorum. Arap müşrikleri hakkında yapılan bu istisnayı İslam Devleti kitabının 218. sayfasında geçen şu umum için bir kayıt olarak kabul edebilir miyiz: “Bütün bunlar itikat ve ibadetleriyle baş başa bırakılırlar…”
Bunlar, Ehli Kitap ve müşrikler değil mi? Ayrıca Anayasa Tasarısı kitabının 7. Maddesinin [B] bendinde geçenler için de kayıt olmazlar mı? Ya da bu istisna, sadece o nesle mi aittir? Ayrıca İslam Devletinin 218. sayfasında geçenler ile ilgili olarak başka bir sorum daha olacak: “Devlet mahkemelerinde bu gibi anlaşmazlıklarına bakacak kendilerinden bir kadıyı devlet tayin eder.” Yanı sıra aynı kitabın 220. sayfasının [D] bendinde şöyle geçmektedir: “...Onlardan olan hâkimlerin idaresinde özel mahkemelerde değil, devlete ait mahkemelerde dinlerine göre yapılır.”
Lütfen bu yargıçların işinin doğasını ve durumlarını açıklar mısınız? Size sormadan önce bunların cevabını Mukaddimetu’s Düstur kitabında araştırdığımı, ama bulamadığımı da bilmenizi isterim. [Yani devlet mahkemesinde iki hükmün olması yani İslam’a ve başka dine göre hüküm vermek]
Saygılarımla
Kardeşin Ebu Bilal
|
|
H. 16 Cumâde’s Sânî 1436
|
| 05.04.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Amerika ile Türkiye’nin sözde ılımlı unsurları eğit-donat için bir anlaşma imzaladıkları belirtildi. Bu, Amerika’nın Beşşar’ın alternatifini bulmak üzere olduğu anlamına mı geliyor? Amerika, hava desteği yanı sıra sahada da destekleyebileceği uygun güç mü hazırlıyor? Yoksa bu, Amerika alternatif bulana kadar eğit-donat ile bir-iki yıl zaman kazanmak mı? Başka bir deyişle bu, alternatifin yakın olduğu ve ılımlı muhalefetin de destek için hazırlandığı anlamına mı geliyor? Ya da ufukta alternatif görülmüyor, dolayısıyla alternatif hazır olana kadar eğit-donat ile zaman mı kazanmak istiyorlar. Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.22 Cumâde’l Ûlâ 1436
|
| 13.03.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Benim sorum üç bölümden oluşmaktadır. Bunun için sizden özür diliyorum.
Birincisi: Obama ile Modi arasındaki son görüşme medyanın yoğun ilgisi ile karşılaştı. Ama bu görüşmeden elle tutulur somut bir karar çıkmadı. Öyle görünüyor ki Amerika Birleşik Devletleri ile Hindistan BJP arasında hâlâ bir sorun var. Taraflar arasındaki tartışmalı sorunlara değinebilir misiniz?
İkincisi: Hindistan’daki Baharatiya Janata Partisi ile Pakistan’daki Navaz Şerif’in partisinin ABD yanlısı oldukları göz önüne alındığında ve Keşmir sorununun da Hindistan’ın enerjisini tükettiğine göre neden Hindistan, hâlâ Keşmir sorununun çözümünü sürüncemeye bırakıyor?
Üçüncüsü: Çin ile Taliban arabuluculuk görüşmeleri için bir araya geliyorlar. Amerika Birleşik Devletleri buna izin verdi mi? Yoksa bu Amerika’dan habersiz mi oluyor? Çin’in bu arabuluculuktan amacı nedir? Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.19 Cumâde’l Ûlâ 1436
|
| 10.03.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Netanyahu, 03 Mart 2015 tarihinde Amerikan Kongresi’nde yaptığı konuşmada İran’ın nükleer programı ile ilgili olarak Amerika ile İran arasında yürütülen görüşmeleri reddeden tutumunu doğruladı. Bunu, protokole aykırı bir şekilde yapılan Amerika ziyareti sırasında dile getirdi. Obama ve Kongre’deki Demokrat Parti’yi teğet geçerek gerçekleşen bu ziyareti bazı gözlemciler, Obama’yı aşağılama olarak nitelediler. Bu, Yahudi devleti ile ABD ilişkilerinin kopma noktasına ya da düşmanlık safhasına girdiği anlamına mı geliyor? Bu olayların Yahudi devleti ve Amerika’daki seçimler ile bir bağlantısı var mı? Sonra her iki ülkede yapılacak seçimlerden nasıl bir sonuç bekleniyor? Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.17 Cumâde’l Ûlâ 1436
|
| 08.03.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
27 Şubat 2015 Cuma günü ajanslar, Alman parlamentosunun Yunanistan’a yardımların dört ay uzatılmasını ezici çoğunluk ile onayladığını bildirdi. Bu, Yunan krizinin sona erdiği ve Yunanistan’ın engelsiz AB üyesi olarak kalacağı anlamına mı gelir? Sonra Amerika’nın, Yunanistan’ı Avrupa Birliği içinde tutmak ve sorunların çözümü yönünde tavır aldığı görüldü. Obama, krizin çok şiddetli olduğu esnalarda 01 Şubat 2015 tarihinde CNN’e verdiği röportajda, “Umarım Yunanistan Euro bölgesinde kalır. Ancak bunun için tüm taraflar uzlaşmaya açık olmalı” dediği belirtildi. Devamla “Bütçe açığını azaltmanın ve dayanıklılığı geri etmenin en iyi yolu büyüme politikası olmalı.” diye konuştu. Açıktan Amerika’yı Yunanistan krizine müdahil olmaya iten etken nedir? Allah sizi mükâfatlandırsın.
|
|
H.09 Cumâde’l Ûlâ 1436
|
| 28.02.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es-Selamu Aleykum,
İster bu borç ücret olsun, isterse borç olsun borçlu kimse borcunu mazeretsiz örneğin on yıl ödemezse aradaki farkı kim ödeyecek?
|
|
H.05 Cumâde’l Ûlâ 1436
|
| 25.02.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Merkel ile Hollande, Putin ile bir araya geldiler. Ardından Minsk’e geçerek Ukrayna Cumhurbaşkanı ile görüştüler. Görüşmenin ardından Minsk’te bir anlaşma imzaladılar. 15 Şubat 2015 Pazar günü itibariyle geçerli olacak anlaşmaya göre Ukrayna’nın doğusunda ateşkes sağlanacak ve askerden arındırılmış bir bölge oluşturulacak. Yine Minsk Anlaşması‘na göre Ukraynalı yetkililer ve ülkenin doğusundaki ayrılıkçılar, ateşkesin yürürlüğe gireceği tarihten iki gün sonra cephe hattından ağır silahları çekecekler. Bir tampon bölge kurulmasına izin verilecek ve tampon bölge cephe hattının iki tarafında yetmiş kilometre genişletilecek. Kırım konusunda tek bir kelime bile etmeyen Avrupa’nın “Fransa ve Almanya’nın”, Ukrayna’da siyasi bir anlaşmaya ulaşmak amacıyla apar topar Rusya’ya gitmelerinin nedeni nedir? Kırım konusunda anlaşmaya varmak için Avrupa niçin ayak sürüyordu. Sonra neden İngiltere Başbakanı bu görüşmede yoktu? Neden Amerika, bu anlaşmayı onaylamadığı görüntüsünü verdi? Anlaşmanın uygulanmasına yönelik beklentiler nelerdir? Soruyu biraz uzattığım için beni bağışlayınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.
|
|
H.02 Cumâde’l Ûlâ 1436
|
| 21.02.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
08 Şubat 2015 Pazar günü Nijerya Yüksek Seçim Kurulu, 14 Şubat’ta yapılması öngörülen Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin güvenlik endişeleri gerekçesiyle 28 Mart tarihine ertelendiğini açıkladı. Gerçekten öyle mi? Ya da bu ertelemenin belli uluslararası nedenleri var mıdır? Eğer durum öyle ise, bu ertelemede etkili olan ülkeler hangileridir? Ve bu seçimler ile ilgili öngörüler nelerdir?
Sonra gözlemlerine göre Nijerya ile ilgili sorunlar konusunda neredeyse Hizbin hiç bir şey yayınlamadığını görüyorum. Hâlbuki Nijerya nüfus bakımından Afrika’nın en büyük Müslüman ülkesidir. Okyanusa kadar uzanıyor. Petrol zengini bir ülkedir. Peki, neden Nijerya’ya pek önem verilmiyor? Haddim olmayarak gözlemlerimi aktardığım için beni bağışlayınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.
|
|
H. 26 Rabiu’s Sânî 1436
|
| 15.02.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
İslam’da İctimaî nizam kitabının 2004 baskısının 20. sayfasında şöyle denmektedir: “Onun varlığından maksat, ancak nev’in bekası için olan nesildir. Bunun içindir ki insanın bu içgüdüye bakışının, insanda kendisinden dolayı ortaya çıkarıldığı maksada yönlendirilmesi kaçınılmazdır. Dikkat edin! O, nev’in bekasıdır ki bu hususta erkek ile kadın arasında hiç bir fark yoktur.” Aynı kitabın 216. sayfasında ise şöyle denmektedir: “Azil; ister bununla ürememeyi veya çocukları azaltmayı veya hamilelik ve doğumdan dolayı zayıf düştüğü için hanımına şefkati veya kendisinden faydalanacak şekilde genç kalması için yıpranmamasını veya herhangi başka bir maksadı kastetsin, azil yapanın kastı ne olursa olsun, mutlak caizdir. Neslin azaltılması, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in neslin çokluğuna dair teşvik ettiği şeye muhaliftir ki o, şöyle demiştir: تناكحوا تناسلوا تكثروا “Evleniniz, üreyiniz, çoğalınız.” Böyle denmez: Çünkü azlin mubah olması, neslin çoğaltılmasına dair teşvike muhalif değildir. Zira bu, neslin çoğaltılmasına teşviktir, o ise azlin mubah olmasıdır.”
Soru şudur:
Salt faydalanmak amacının mubah olması ya da ürememek, neslin bekasına aykırıdır. Oysa içgüdü, neslin bekasından dolayı vardır. Dolayısıyla “Bunun içindir ki insanın bu içgüdüye bakışının, insanda kendisinden dolayı ortaya çıkarıldığı maksada yönlendirilmesi kaçınılmazdır.” sözümüz ile “Azil, azil yapanın kastı ne olursa olsun, mutlak caizdir.” sözümüz arasını nasıl uzlaştırabiliriz? Başka bir deyişle, bir kişi örneğin azil yaparak içgüdünün kendisinden dolayı var olduğu amaçtan yüz çevirebilir mi? Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.
Peygamber Sevdalısı, Lahor, Pakistan.
|
|
H. 22 Rabiu’l Ahir 1436
|
| 11.02.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es-Selamu Aleykum,
Benim nisap miktarına ulaşmış ve yaklaşık üzerinden bir yıl geçmiş bir birikimim var. Fakat tam da zekât vakti geldiğinde, bir ihtiyaçtan dolayı parayı harcadım. Paradan az bir şey kaldı. Üzerinden bir yıl geçmiş olması itibariyle asli paranın zekâtı var mıdır?
|
|
H.13 Rabiu’s Sânî 1436
|
| 02.02.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Yemen ve Suudi Arabistan’da ilginç gelişmeler oldu. Husiler, San’a'yı kontrol altına aldılar. Ardından 22 Ocak 2015 günü akşam saatlerinde hükümet ve hemen sonra da cumhurbaşkanı istifa etti. Sonra 23 Ocak 2015 Cuma sabahı Suudi kralı Abdullah öldü. Yerine kral Selman b. Abdülaziz geçti. Sorum, iki şıktan oluşuyor: Birincisi: Yemen’deki olaylar, hâlâ Hizbin 01 Ekim 2014 tarihinde yayınladığı soru-cevap minvalinde mi gelişiyor? Sonra ne gibi çözüm bekleniyor?
İkincisi: Kral Abdullah’tan sonra Selman b. Abdülaziz’in kral olması, Suudi Arabistan politikasında herhangi bir değişiklik meydana getirecek mi? Yoksa aynen devam edecek mi? Bir soru yerine iki soru sorduğum için çok özür diliyorum. Allah Subhânehu ve Teâlâ mükâfatınızı artırsın.
|
|
H. 05 Rabiu’l Ahir 1436
|
| 25.01.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Adetli bir kadın Kur’an-ı Kerim okuyabilir mi? konusu hakkında size birçok soru sordum. Ama hep farklı yanıtlar aldım. Peki, doğrusu nedir?
Allah mükâfatınızı artırsın.
|
|
H. 01 Rabiu’l Ahir 1436
|
| 21.01.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Sorular:
Nessrine Boudhafri:
Emirimiz, Allah sizi korusun ve yardımcınız olsun. Benim bir sorum olacak. Siz bir cevabınızda şöyle dediniz “Bu nedenle cilbab giyse de kamusal alanda görünecek şekilde peruk takmak caiz değildir. Ancak peruk üstüne onu tamamen örten ve bakan karşısında belli olmayacak şekilde bir başörtüsü takarsa müstesnadır.” Buradan anlaşılıyor ki kadının başörtüsü altına ya da örneğin evinde peruk takması caizdir. Sonra peruk takmak, saç eklemek hükmünü almaz mı?
Buluğuke Merami:
Peruk veya yalandan saç, “saç ekleyene ve ekletene” hadisinde geçen saç ekleme olarak kabul edilmez mi? Teşekkür ediyorum.
Mosa Za:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh,
Kerim kardeşim! Bizim karıştırdığımız bir konu var. İzah ederseniz sevinirim. Pantolon üstüne cilbab giymek câiz mi?
|
|
H. 23 Rabiu’l Evvel 1436
|
| 14.01.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Soru:
Bazı medya organları 07 Ocak 2015 Çarşamba günü, bugün, Brent tipi ham petrol fiyatlarının 49,66 dolara, ABD ham petrol fiyatının ise 47 dolar civarına düştüğünü yayınladılar. Diğer taraftan ise 2014 yılı Haziran ayı başlarında bir varil petrol fiyatının 115 dolara ulaştığı bilinmektedir. Daha sonra bu kış sonlarına doğru kademeli olarak düşmeye başladığı, Aralık 2014’te ise 60 dolara düşmüş hatta Batı Teksas petrol fiyatları bunun da altına 58,53 dolara inmiştir. İçerisinde bulunduğumuz bu Ocak ayının ilk haftasında ise 50 dolar düzeylerine düşmesi beklenmekte olup bununla birlikte son beş aylık süre içerisinde toplamda yaklaşık %50 oranında düşme yaşanmış olacaktır.
Petrol fiyatlarındaki bu ani düşüşün nedenleri nelerdir? Gelecekte beklenen petrol fiyatları ne olacaktır?
|
|
H. 16 Rabiu’l Evvel 1436
|
| 08.01.2015 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|