Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Soru Cevap

Soru:

Kumar, faiz, sigorta sözleşmeleri veya içki satışı gibi haram yollarla para kazanan bir şahıstan hediye kabul etmek caiz midir? Haramdan elde ettiği bu parayı ailesinin giderlerine caiz midir?

Teşekkürler

Cevap:

Haramın kısımları vardır:

  İçki gibi ayni haram olanlar. Bunların hediyesi caiz değildir. İçki, içki sahibine ve hediye edilen kişiye haramdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: حُرِّمَتِ الْخَمْرُ بِعَيْنِهَا “İçki zatından dolayı haram kılındı.” [en-Nesâî]
  Çalınan ve gasp edilen insanoğlu hakkı olduğu için haram olanlar. Bunlar, çalan ve gasp edene haramdır, hediye etmek caiz değildir. Yine kazanana da, hediye edilen kişiye de haramdır. Çünkü bu mal, sahibinin hakkıdır. Nerede görülürse sahibine iade edilmesi gerekir. Buna yönelik deliller şunlardır: Ahmed Semura’dan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: إِذَا سُرِقَ مِنَ الرَّجُلِ مَتَاعٌ، أَوْ ضَاعَ لَهُ مَتَاعٌ، فَوَجَدَهُ بِيَدِ رَجُلٍ بِعَيْنِهِ، فَهُوَ أَحَقُّ بِهِ، وَيَرْجِعُ الْمُشْتَرِي عَلَى الْبَائِعِ بِالثَّمَنِ “Bir adamdan bir eşya çalınır veya kaybolur da eşya başka bir adamın elinde görülürse, bu adamın hakkıdır. Satın alan, satana parasını geri verir.” Bu hadis, çalınan malın geri sahibine iade edilmesi konusunda bir nasstır. Gasp da keza gasp edilenin hakkıdır. Gasp eden, mal sahibine aynı malı geri vermesi gerekir. Çünkü Semura’dan Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: عَلَى اليَدِ مَا أَخَذَتْ حَتَّى تُؤَدِّيَ “El, aldığı şeyden onu geri verinceye kadar sorumludur” [et-Tirmizî]
  Faiz ve kumar gibi batıl muameleden dolayı haram olanlar. Bunlar, sadece kazanana haramdır. Faiz veya kumar sahibinden meşru yolla elde eden kişiye haram olmaz. Örneğin tefeciye mal satıp parasını alan kimse veya bir kadının tefeciden nafaka alması veya tefecinin, akrabalarına bir hediye vermesi vb. şeri muameleler. Çünkü bu paranın günahı, tefeciye aittir. Parasını, nafakasını veya hediyesini alana değil. Zira haram, bu durumda iki zimmete ilişkin olmaz. Bunun delilleri şunlardır:

1- Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى “Herkes günahını yalnız kendi aleyhine kazanır. Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklemez.” [Enam 164]

2- Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem, mallarının çoğunun faizden geldiğini bilmesine rağmen Medine’de Yahudilerle iş yapıyordu. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:فَبِظُلْمٍ مِنَ الَّذِينَ هَادُوا حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ طَيِّبَاتٍ أُحِلَّتْ لَهُمْ وَبِصَدِّهِمْ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ كَثِيرًا وَأَخْذِهِمُ الرِّبَا وَقَدْ نُهُوا عَنْهُ وَأَكْلِهِمْ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ “Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu hâlde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle önceden kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık.” [Nisa 160-161] Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem onların hediyesini kabul ediyordu. İbn Abbas’tan şöyle rivayet edildi: أَنَّ امْرَأَةً مِنَ الْيَهُودِ أَهْدَتْ لِرَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَاةً مَسْمُومَةً، فَأَرْسَلَ إِلَيْهَا، فَقَالَ: مَا حَمَلَكِ عَلَى مَا صَنَعْتِ؟ قَالَتْ: أَحْبَبْتُ - أَوْ أرَدْتُ - إِنْ كُنْتَ نَبِيًّا فَإِنَّ اللهَ سَيُطْلِعُكَ عَلَيْهِ، وَإِنْ لَمْ تَكُنْ نَبِيًّا أُرِيحُ النَّاسَ مِنْكَ “Yahudi bir kadın Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e zehirli bir koyun hediye etti. Kadına bir elçi gönderdi. Dedi ki “Seni buna sevk eden nedir?” Kadın “Eğer sen bir Nebî isen, Allah sana bunu haber verecektir. Eğer bir Nebî değilsen, insanları senden kurtarmak, istedim veya arzuladım.” dedi.”

3- Bazı sahabe ve tabiinin tefecinin hediyesini kabul ettikleri bizlere sahih olarak ulaştı:

A- Bir adam İbn Mesûd’a gelerek dedi ki: “Benim faiz yiyen bir komşum var ve sürekli beni davet ediyor.” Bunun üzerine İbn Mesûd “Sana afiyet olsun günahı ise onundur.” dedi.” [Abdurezzak es-Senânî]

B- “Hasan’a “Tefecinin yemeği yenilir mi?” diye soruldu. O da “Şüphesiz ki Allah Yahudi ve Hıristiyanların faiz yediklerini size haber verdi ve yemeklerini size helal kıldı.” dedi.” [Abdurezzak es-Senânî]

C- Mansur’dan şöyle dediği rivayet edildi: “İbrahim’e “Ben bir kimsenin evine konuk oldum, o da beni ağırladı ve bana bir hediye verdi.” Dedi. Bunun üzerine o da “Kabul et” dedi. Ben de “Ama tefecidir” dedim. “Sen ona faizi emretmediğin veya faize yardımcı olmadığın sürece kabul et.” Dedi.”

4- Bununla beraber efdal olan, faizden kaynaklanan haram para sahipleriyle alışveriş yapmamaktır. Takva gereği onlara satış yapılmamalı ve onlardan hediye kabul edilmemelidir ki satıcı, malına karşılık faizle kirlenmiş bir para almasın. Hediyelerini kabul etmemeli ki, hediye haram paradan olmasın. Böylece Müslüman, saf ve temiz olmayan her şeyden uzak durur. Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in ashabı harama yakınlaşma korkusuyla bazı mubah amellerden uzak duruyordu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den şöyle buyurduğu sahih olarak rivayet edildi: لَا يَبْلُغُ العَبْدُ أَنْ يَكُونَ مِنَ المُتَّقِينَ حَتَّى يَدَعَ مَا لَا بَأْسَ بِهِ حَذَرًا لِمَا بِهِ البَأْسُ “Kul, sakıncalı şeylere girme endişesiyle sakıncası olmayan şeyleri terk etmedikçe takvalılar mertebesine ulaşamaz.”

Velhasıl faizle muamele eden banka ve benzerlerine satış yapmak, hediyelerini kabul etmek caizdir. Fakat efdal olan, satış yapmamak ve hediye kabul etmemektir.

H. 04 Safer 1434

   
07.12.2012
   



...:-

Soru Cevap