Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

:::
:::
 

Bismillahi Al-Rahman Al-Raheem

Soru Cevap

Soru:

Bir kişi bir malı on bin TL’ye satın alır, bir kısmını peşin geri kalanı da örneğin bir senede taksitle öder, daha sonra satıcı örneğin üç ay sonra gelir ve geri kalan beş bin TL’yi bana ödersen senden bin TL almam, dört bin TL’yi ver yeter derse, erken ödemeden dolayı bu borç satışı değerinden daha az olarak sayılır mı? Ya da bu, borç satışı değil de şartlı izin mi sayılır? Eğer caiz ise, bir mal için bir sözleşmede iki fiyat nasıl olabilir?

Cevap:

Borcun bir kısmını almamak karşılığında borcu vadesinden önce ödeme, borcun borçla satışı değildir. Fıkıhta bu “Da’ ve Teaccel ” [Kır ve erken öde] yani borcunu erken ödeme karşılığında müeccel borcu noksan ödeme başlığı altında ele alınır.

Borcun borçla satışına gelince, örneğin bir kişinin bir adamdan bin TL alacağı var, buna karşılık ondan yüz kilo mercimeği bir ay sonra teslim almak üzere satın alırsa, 1000 TL borcu vadeli mercimekle satmış oluyor ki haramdır. Çünkü bu işlem, borcun borçla satışıdır. Üstelik borçla yapılan bir Selem alışverişidir [Alevra satışı] ki haramdır. Çünkü Selem alışverişin parası, alışveriş yapılırken peşinen verilmelidir.

Borcun borçla satışına başka bir örnek: Bir kişinin Ali’den 1000 TL alacağı var, başka bir kişinin de Ömer’den yüz elbise alacağı var, Ömer’den alacaklı olan kişi Ali’den alacaklı olan kişiye senin bin TL’ne karşılık sana yüz elbiseyi satıyorum derse, borcun borçla satışıdır.

Başka örnekler de var, ama hepsi borcun borçla satışıdır. Bu tür işlem, keza Bey’ en-Nesie Bi’n-Nesie ve Bey’ el-Kâliu Bi’l Kâliu [Veresiyenin Veresiye ile satışı] diye de anılmaktadır.
Bu muamele, ittifakla borçludan başkasına haramdır. Çünkü el-Hâkim, Müstedrek Ale’s Sahihayn kitabında İbn Ömer RadiyAllahu Anha’dan Nebî SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: نَهَى عَنْ بَيْعِ الْكَالِئِ بِالْكَالِئِ  “Veresiyenin veresiye ile satışından nehyetti. “ Başka bir rivayette ise: هُوَ النَّسِيئَةُ بِالنَّسِيئَةِ “O, veresiyenin veresiye ile satışıdır.” ifadesi eklendi.

Borçlu için borcun borçla satışı ise ihtilaflıdır. Bazıları caiz, bazıları da haram saydı. Senin sorun ise, dediğimiz gibi fakihlere göre “Da’ ve Teaccel” yani borcun tamamını veya bir kısmını erken ödeme karşılığında müeccel borcu noksan ödemek başlığı altında incelenir. Bu mesele ise, ihtilaflıdır. Kimileri caiz görerek şu delillere dayandı:

1- el-Beyhâkî Sunen’ul Kubra’da el-Mikdad ibn el-Esved’den şöyle dediğini rivayet etti: “Bir adama yüz dinar borç verdim, sonra hissem Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in gönderdiği bir müfrezeye çıktı. Ben de o adama “Bana 90 dinarı erken öde, 10 dinar eksik alayım” dedim. Adam da “Olur” dedi. Durum Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e arz edildiğinde أَكَلْتَ رِبًا يَا مِقْدَادُ، وَأَطْعَمْتَهُ “Ey Mikdad! Hem faiz yedin hem yedirdin.” buyurdu.”  İmam İbn’ul Kayyim İğaset’ul Lehfân adlı kitabında “el-Beyhâkî hadisinin senedi zayıftır” dediği bilinmelidir. 

2- Dediler ki: Bilindiği üzere cahiliye faizi, vadeyi uzatma karşılığında şartlı bir artış ile müeccel borçtu. Allah Subhânehu ve Teâlâ böyle bir muameleyi iptal ederek haram kıldı. Şöyle buyurdu: وَإِن تُبْتُمْ فَلَكُمْ رُؤُوسُ أَمْوَالِكُمْ “Eğer tövbe ederseniz sermayeniz sizindir.” [Bakara 279] Vadeyi öne çekme karşılığında da borcu eksik almak, keza haramdır. Çünkü erken ödemeye fazlalık veya eksiklik gibi karşılık söz konusu oluyor.

“Da’ ve Teaccel” muamele satışını, Hanefi, Maliki, Şafii ve Hanbeli fakihlerinin ekserisi haram kabul etti. Zeyd ibn Sâbit, İbn Ömer ve bir grup Tabiin de kerih gördü. Kimileri de caiz görerek şu delillere dayandı:

1- İbn Abbas RadiyAllahu Anh şöyle dedi: “Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Benî Nadr’a doğru yola çıkmak istediğinde “Ya Rasûlullah! Çıkmamızı emrediyorsun ama insanlara borcumuz var, daha vadesi gelmedi.” Dediler. Bunun üzerine ضَعُوا وَتَعَجَّلُوا “Kırın ve erken ödeyin” buyurdu.” [el-Hâkim Müstedrek Ala’s Sahihayn] Bilinmelidir ki ez-Zehebî et-Telhis’de “ez-Zenci, zayıftır, Abdülaziz ise güvenilir değildir.” Dedi. İbn’ul Kayyim ise Ahkâm Ehli’z Zimmet de “İsnadı, hasendir. Müslim ibn Halid ez-Zenci hariç. Hadisi, hasen derecesinden aşağı düşmez.” Dedi. 

2- Abdullah İbn Abbas RadiyAllahu Anh şöyle dedi: “Ribâ, ertele de artırayım, erken öde de kırayım değil.” Bu satışın caiz olduğu ibn Abbas, en-Nehaî, Hasan, İbn Sirin’den ve bir görüşe göre imam Ahmed ve Şafiilerden rivayet edildi. Aynı şekilde Şeyh’ul İslam ibn Teymiyye ve talebesi ibn Kayyim’in da tercihidir. Hanefi fakihlerden ibn Abidin de ed-Duru’l Muhtar haşiyesinde geçtiği gibi caiz kabul etti. Biz bu meselede bir görüş benimsemek istemiyoruz. Dileyen kimse mutmain olduğu fakihin görüşünü taklit edebilir.

Görüldüğü gibi bu mesele, peşin veya taksitli alışverişten farklıdır. Satıcı, bu malın fiyatı peşin olarak bin TL, taksitle ise bin üç yüz TL der ve böyle değişken bırakılırsa, caiz değildir. Çünkü fiyat, belirsizdir. Fiyatı belirler de müşteri şu kadara peşin ya da bu kadara taksitle aldım derse, caizdir. Çünkü fiyatı belirledi ve malın tek bir fiyatı oldu.

H.14 Safer 1434

   
27.12.2012
   



...:-

Soru Cevap