Aya

istabl.
1953
HT logo
 
 
 
               
 

Siyasi Tahliller
Konu
İndir

Soru:

Pakistan Devlet Başkanın oğlu “Bilawal Zardari Bhutto”, 27 Aralık 2012 tarihinde resmen Pakistan siyasetine gireceğini açıkladı. Pakistan siyasetine girmek için böyle bir zamanlamayı seçmesinin nedenini açıklamanızı rica ediyoruz. Bunun 2013 Pakistan seçimleri ile bir alakası var mıdır?

H. 24 Safer 1434

06.01.2013

Soru:

Hilafet Devleti’nde Maliye kitabının s.115’de alttan 12. satırın başlarında şu ifade geçmektedir: “Eğer ölü arazi, daha önce hiç ekilmemiş veya imar edilmemişse ya da imar edilip ekilmişse sonra terk edilmiş ve harâc konulmadan önce ölü araziye dönüşmüşse devlet de şeri şekilde bu araziye el koyup tebaasından birine ikta etmişse, bu arazilere haracî arazideki ölü arazilerin ihya edilme hükmü uygulanır. İkta edilen araziyi ihya eden kişi Müslüman ise arazinin menfaat ve rakabesine sahip olur. Arazinin durumuna göre öşür ya da yirmide bir zekât verir”

Soru şudur: Yukarıda altı çizili olan haracî ifadesi yerine öşür kelimesi doğru olmaz mıydı?

H.21 Safer 1434

03.01.2013

Soru:

Bir kişi bir malı on bin TL’ye satın alır, bir kısmını peşin geri kalanı da örneğin bir senede taksitle öder, daha sonra satıcı örneğin üç ay sonra gelir ve geri kalan beş bin TL’yi bana ödersen senden bin TL almam, dört bin TL’yi ver yeter derse, erken ödemeden dolayı bu borç satışı değerinden daha az olarak sayılır mı? Ya da bu, borç satışı değil de şartlı izin mi sayılır? Eğer caiz ise, bir mal için bir sözleşmede iki fiyat nasıl olabilir?

H.14 Safer 1434

27.12.2012

Soru:

Kumar, faiz, sigorta sözleşmeleri veya içki satışı gibi haram yollarla para kazanan bir şahıstan hediye kabul etmek caiz midir? Haramdan elde ettiği bu parayı ailesinin giderlerine caiz midir?

Teşekkürler

H. 04 Safer 1434

07.12.2012

Soru:

Ordu, İç güvelik, Sanayi ve Devletlerarası İlişkileri daire olarak değil, müstakil cihaz olarak benimsemekteyiz. Niye daire sözcüğü kullanılıyor da cihaz sözcüğü kullanılmıyor? Allah hayrınızı artırsın.

H. 21 Zilhicce 1433

15.11.2012

Soru: Son zamanlarda Kuzey Mali’de askerî müdahale hakkındaki konuşmalar tırmanmakta olup 11.11.2012 pazar günü de Kuzey Mali’nin yeniden Mali devletine ilhak edilmesini tartışmak için Batı Afrika Ekonomik Topluluğu Liderleri (ECOWAS) bir araya gelmiş ve kararları ise kesin olmayan dalgalı kararlar olmuştur. Nitekim Mali’ye 3300 asker gönderilmesi kararı almışlardır. Ancak aynı zamanda siyasî uzlaşı kapısının kapatılmamasını açıklamışlardır. Dahası diyalog kapısını açık bırakmışlardır… Bu ise Güvenlik Konseyinin bu gurup için 45 gün mühlet veren 15.10.2012 tarihindeki 2071 sayılı kararının ardından gerçekleşmiştir… İşte onun ve bunun arasında, Afrika’da sömürgeci etkisi olan büyük devletlerin tutumları tırmanmaya başlamıştır. Nitekim bunlardan en güçlü ve ısrarlı bir şekilde Fransa’nın, daha az ölçüde Amerika’nın ve önemsize yakın bir şekilde de İngiltere’nin askerî müdahale tutumları olmuştur… Ancak dikkat çekici olan Cezayir’in bu hususta bir merkez olmasıdır. Zira bu devletlerin yetkilileri, buraya defalarca ziyarette bulunmuşlar ve heyetin biri gidip biri gelmiştir… Ancak o, hala askerî müdahaleye karşıdır.

Soru şudur:  O halde Cezayir, kendisiyle bağlantılar olması bakımından özellikle Amerika ve Fransa olmak üzere neden bu devletler arasındaki bir rekabet istasyonu haline gelmiştir? Sonra neden İngiltere’nin sesi kısık görünmektedir? Dahası bu devletlerin tutumları ve Cezayir ile olan bağlantıları yoluyla hedefledikleri nedir?

H. 27 Zilhicce 1433

13.11.2012

Soru:

es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi

İktisat Nizamının faiz ve paranın para ile değiştirilmesi başlığı altında s. 261’de “Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den rivayet edilen şu hadislere gelince; الطعام بالطعام مثلا بمثل “Yiyecek, yiyecekle misli misliyle “...Bu hadislerin hepsi de tahrim illetinin yiyecek olduğuna delâlet etmiyor. Ancak ribânın yiyecekte hâsıl olduğuna delâlet ediyor ki, bu da bütün yiyecek cinsine şamil olur. Zira bu, umumidir. Bunun üzerine yiyecek nevilerini tayin edip ribâyı sadece onlara tahsis eden hadis geldi.”

Benim iki sorum var, açıklığa kavuşturulmasını rica ediyorum Allah sizi hayırla mükâfatlandırsın:

1- Niye burada Ubâde ibn Samet’in -altı sınıfın hepsinin zikredildiği hadisin- الطعام بالطعام مثلا بمثل “Yiyecek, yiyecekle misli misliyle” hadisini tahsis ettiğini söyledik? Oysa buradaki haliyle genel ve özel arasında hiçbir çelişki yoktur ki, geneli özel üzerine hamledelim diyelim. Hamletmek, çelişkiyi gidermek için olur.

2- Niye şu dört sınıfta buğday, arpa, hurma ve tuzda var olan [الطُعم] yiyecek manası illet olarak kabul edilmiyor? Hâlbuki hem türemiş bir lafız olduğu hem de anlaşılabilir münasip bir vasıf olduğu bilinmektedir.

H.27 Zilka’de 1433

12.10.2012

Soru:

Rikâz [Define] meselesiyle alakalıdır. Kitâb’ul Emvâl kitabında Rikâz’da beşte bir var diye belirtildi. Buradaki soru ise, haç ve fildişinden üretilmiş heykeller gibi belli bir biçimi olan veya hayatta belli bir bakış açısını ifade eden madenler ve şekillerle alakalıdır. Bunlar Rikâz’dan olduklarında mal edinilir mi? Yani satılıp parasından yararlanmak ve beşte bir vermek caiz mi?

H.18 Zilka’de 1433

03.10.2012

Soru.: Amerikan Savunma Bakanı, 16-17.09.2012’de Japonya’yı ziyareti sırasında şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Çin ile Japonya arasında süren adalar konusundaki bu çatışma, genişleyebilir.” [AFP / 17.09.2012] Ve şöyle demiştir: “Ben endişeliyim. Çünkü bu ülkelerin tartışmalı adalar konusunda birbirleriyle provokasyonlara girmeleri halinde bu, bir taraftan yanlış karar alma olasılığını artırabileceği gibi diğer taraftan da çatışmayla sonuçlanacak şiddete yol açabilir.” [Aynı kaynak] Bu ise Japonya’nın, 11.09.2012’de Doğu Çin Denizi Takımadası‘ndaki bir Japon ailesinden mülkiyeti olduğunu iddia edip Senkaku olarak adlandırdığı üç adayı satın aldığını açıklamasının akabinde gerçekleşmiştir. Buda Japonya ile Diaoyu olarak adlandırdığı adanın mülkiyetinin kendisine ait olduğunu iddia eden Çin arasında bir gerginlik oluşturmuştur. Bunun üzerine Çin, bu adaya doğru iki savaş gemisi göndermiştir…

Soru şudur: Japonya, neden bu durumda böylesi bir adım atmıştır? Bu çatışmada Amerika’nın bir rolü var mıdır? Bu durum, bu iki ülke arasında bir savaşın patlak vermesine neden olabilir mi yoksa bu, sakinleşecek olan bir fırtına mıdır?

H. 04 Zilkade 1433

20.09.2012

Soru:

Birden fazla müçtehidi taklit etmenin caiz olmadığı meselesine dönük net bir açıklama var mıdır? Sonra bu meselenin, bir mi yoksa daha fazla mı olduğunu nasıl anlayacağız? Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.

H. 23 Şevval 1433

06.09.2012

Aşağıdaki soru bize, şebâbtan birinden gelmiştir ki size sorunun metnini aktarıyorum:

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi Veberakatuh… Suriye’de, Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in râyesi hakkındaki tartışma çoğaldı... Bunlardan biri de internet sitesi üzerinden, “Suriyelilerin Bağlanması Gereken Belli Bir Bayrak Var mıdır” başlığı altında “Şam İslam Heyetine” yöneltilen sorudur?

Cevapta şöyle denilmiştir: “Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘den savaş bayrakları için tek bir renk veya tek bir şekil varit olmamıştır. Nitekim Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in bazen siyah bazen de beyaz râyesinin olduğu sabit olmuştur. Aynı şekilde sarı olduğu da söylenmektedir… Dolayısıyla bazı gericilerin hayal ettiği gibi SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bu râyelerin üzerine herhangi bir şey yazdığı da sabit olmamıştır. Nitekim Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in râyesinin üzerinde [لا إله إلا الله محمد رسول الله]’ın yazılı olduğu şeklinde İbn-u Abbas’tan varit olan hadise gelince; bu hadis, alimlerin de dediği gibi batıl bir hadistir.”

Sizden, bu konu hakkında detaylı bir cevap vermenizi bekliyorum. Allah sizi hayırla mükafatlandırsın.

H. 15 Şevval 1433

01.09.2012

Soru: Son zamanlarda Nijerya ve Kenya’da gerçekleşen bazı durumlar, olaylar, şartlar ve çatışmalar gözlemcilerin dikkatini çekmiştir… O halde bu, Amerika Birleşik Devletleri veya İngiltere veya da diğer güçlerin şu anda Nijerya’da, 2007 genel seçimlerin ardından da Kenya’da olmak üzere Afrika’nın dört bir tarafında deva eden iç savaşları teşvik etmek için yeni bir politikaya başvurdukları anlamına mı gelmektedir yoksa bu, iç olaylar mıdır?

H. 03 Şevval 1433

21.08.2012

Soru: Sudan, 03.08.2012 akşamı, Amerika Dışişleri Bakanı‘nın Güney’in başkenti Juba’ya dönük ziyaretinden saatler sonra Güney Sudan ile birlikte Addis Abada’daki petrol sorunu çerçevesinde bir anlaşma imzalamıştır. Amerika Devlet Başkanı da anlaşmanın kısa sürede imzalanmasını memnuniyetle karşılamıştır. Peki bu anlaşmanın arkasında ne vardır? Sudanlı bir yetkilinin on gün kadar öncesinde anlaşmanın dokuz gün yada doksan gün içerisinde tamamlanmasının imkansız olduğu açıklamasında bulunmasına rağmen neden Amerika anlaşmanın imzalanması için ağırlığını koymuştur? Sonra bu, Sudan’ın maslahatı için midir? Yoksa bu, Amerika’nın baskısından dolayı Sudan’dan feragat etmek midir?

H. 20 Ramazan 1433

08.08.2012

Soru:

Kamerî ayların başlangıcı için hilalin görünmesi, her yıl Ramazan ayında buradaki Müslüman toplumumuzu harekete geçirmektedir… Ramazan ayının başlangıcını sabitlemek için (hilali) görmek için bir alternatif olan astronomik hesaplamalar ile ilgili konuşmalar hakkında bizim tutumumuz nedir? Bu sadece tercih edilen bir görüş müdür yoksa reddedilen, yani batıl olan bir görüş müdür? Diğer bir ifadeyle buna yönelik bir delil şüphesi var mıdır yoksa yok mudur? -Benim de anladığım kadarıyla- şayet bu görüş reddedilen bir görüşse, o halde bu görüşü takip edenlerin oruçlarının hükmü nedir? Nitekim burada, yani Avustralya’da ve diğer Batılı ülkelerde, bu kimselerden birçok kişinin olduğu bilindiği gibi bunların artmakta olduğu da bilinmektedir.

Diğer bir husus; oruç tutan bir kişinin hilalin görülmesine muhalefet ettiği açığa çıktığında ne yapması lazım? Bu hususta küçükte olsa bir zorluk yok mudur? Ayrıca kendileriyle tartıştıklarımızdan bazıları, hilalin görmeye dayandırılmasının pratiğinin olmadığını, hilali görmek için çıktıklarını ancak onu göremediklerini veya onu görme noktasında ihtilaf ettiklerini ve bunun da soruna neden olduğunu söylemektedirler! Bu mesele hakkındaki görüş nedir? Sonra bugünkü hesaplamada, hilalin doğuşu hassas bir şekilde tespit edilmiş ve sonrasında da görülmese bile onun görülme olasılığının olduğu belirlenmiştir. Peki neden bu hesaplamaya itimat etmiyoruz? Zira bu şekilde mesele, namaz vakitlerini hesapladığımız gibi daha kolay olmaz mı?

H. 20 Ramazan 1433

08.08.2012

Soru:

Şebâbımızdan biri, insanlara kolaylık olsun diye gümüş diyetini on iki bin (12.000) dirhem olarak ödemek istemektedir. Şayet insanlar, onu satın almıyorlar, diyetlerinde ve mihirlerinde onu kullanmıyorlar ve onu para olarak biriktirmiyorlar, ancak onu sadece küçük bir zinet olsun diye satın alıyorlarsa gümüş diyetiyle ilgili hüküm caiz olur mu? Alimlerin diyeti, devesi olanlar için deve, altını olanlar için altın ve kağıt parası olanlar için de kağıt para olarak belirledikleri bilinmektedir? Allah sizi, hayırla mükafatlandırsın.

H. 16 Ramazan 1433

04.08.2012

Soru:

Şahsiyet kitabının birinci cüzünde şunu okudum: “Resulün müçtehid olması caiz değildir.” Anayasa Mukaddimesi’nin ikinci bölümünde de şunu okudum: “Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], hem fey malını hem cizye malını hem de ülkelerden gelen harac malını kendi görüşüne ve içtihadına göre harcamıştır. Nitekim bu mallar hakkında gelen şeri nasslar, Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘i bunları dilediği gibi harcamakta serbest bırakmıştır. Dolayısıyla bu, İmamın/Halifenin bu mallarda kendi görüşüne ve içtihadına göre tasarrufta bulunmaya hakkı olduğuna dair bir delildir. Çünkü Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in bunu yapması şeri bir delildir. Dolayısıyla bu mallarda kendi görüşüne ve içtihadına göre tasarrufta bulunması için İmama/Halifeye verilmiş bir izin olmaktadır.”

Sanki bu iki metnin arasında bir tenakuzluk var gibi. Bu hususu açıklmanızı rica ediyorum?

H. 29 Şaban 1433

19.07.2012

Soru:

Vakit namazlarını kılan, ancak insanlarla birlikte Cuma namazını kılmayan ve sadece öğle namazını kılan biriyla yapılan tartışmada, onun bu durumuna karşı çıktığımda kendisi Cuma namazının sıhhati için Halife’nin varlığının şart olduğunu söyledi. Peki fakihlerden herhangi biri de bunu söylüyor mu? Bu hususta hizbin görüşü nedir? Allah sizi, hayırla mükafatlandırsın.

H. 29 Şaban 1433

19.07.2012

Soru:

Bizlere, Myanmar’ın (Burma) siyasî vakıası, bu ülkedeki Müslümanlara dönük bu korkunç zulmün nedenleri ve buna yönelik bölgesel ve uluslararası tutumlar hakkında kısa bir bilgi vermenizi rica ediyoruz. Saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

H. 06 Şaban 1433

27.06.2012

Soru: 1-İslam’da Yönetim Nizamı kitabında (yönetim [hüküm], mülk ve sultan aynı manada) geçmektedir. Soru şudur: Bu, yönetimin lügat manasımıdır yoksa ıstılahi manasımıdır? Sonra bu iki mana, ortak bir lafız mıdır?

2-Sonra hadiste geçen (biat) kelimesi, Halife ile Ümmet arasındaki akit manasında varit olmuştur. Peki (biat) kelimesinin manası, lügat mı yoksa şerî mana mıdır? Yani o, lugavî hakikat midir yoksa şerî hakikat mıdır?

H. 01 Şaban 1433

20.06.2012

Soru: İslamî Şahsiyet kitabının ikinci cildinin 310. sayfasında, dalındayken meyvenin satışı başlığı altında şöyle geçmektedir: “... Müslim, İbn-u Ömer’den Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]‘in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: مَنِ ابْتَاعَ نَخْلاً بَعْدَ أَنْ تُؤَبَّرَ فَثَمَرَتُهَا لِلَّذِي بَاعَهَا إِلا أَنْ يَشْتَرِطَ الْمُبْتَاعُ “Aşılandıktan sonra kim bir hurma ağacı satın alırsa, satın alan şart koşmadıkça onun meyvesi onu satan kimseye aittir.” Ahmed, Ubade İbn-u Samit’ten şunu rivayet etti: “Nebi [SallAllahu Aleyhi ve Sellem], satın alan şart koşmadıkça, hurma ağacının hurmasının aşılayana ait olduğuna hükmetti.” Dolayısıyla hadisin mantuğu ile kim üzerinde aşılanmış hurmaları olan ağacı satarsa, meyvenin alış-verişe dahil olmadığına, bilakis satıcının mülkünde kalmaya devam ettiğine delil getirilir. Bu hadisin mefhumu ile de, ağaç aşılanmamış ise, meyvesinin alış-verişe dahil olduğuna ve müşteriye ait olduğuna delil getirilir. Burada mefhumdan maksat, mefhumu muhalefettir. Burada o, şart mefhumudur.”

Usulcüler bu hadisi, şart mefhumu değil de sıfat mefhumu konusunda zikretmişlerdir.

O halde neden burada sıfat mefhumu değil de şart mefhumu denilmiştir? Bunun açıklanmasını rica ediyorum?

H. 22 Cumade’l Âhir 1433

12.05.2012

Page 18 of 23 pages « First  <  16 17 18 19 20 >  Last »